Herkes daha uzun yaşamın sırrını arıyor, hatta ölümsüzlüğün sırlarının peşinde koşuyor. Dünyada uzun bir yaşamın sadece arzu edilmediği, bizzat yaşanabildiği beş tane yer var, tabi beklenti bu yönde. Mavi Bölgeler olarak adlandırılan bu bölgeler, dünyadaki en fazla yüz yüze yoğunlaşmaya, birebir iletişime ev sahipliği yapıyor. Onlar İtalya’daki Sardunya, Japonya’daki Okinawa, California’daki Loma Linda, (Yedinci Gün Adventistlerin yaşadığı bir toplum); Kosta Rika’daki Nicoya Yarımadası ve Yunanistan’daki Icaria’dır. Bu Mavi Bölgeler ve burada yaşayan insanların diğer bölgelerde yaşayanlara göre daha uzun ömürlü olmaları pek çok araştırmaya konu olmuştur. Yapılan tüm araştırmalar, bu mavi bölgelerin kesinlikle uzun ömürlülüğü garanti ettiğini gösteriyor. Hayal değil, rüya hiç değil, aslında siz de hayattan aldığınız dersleri hayatınızın tüm alanlarınıza, hayat tarzınıza kolayca dahil edebilirsiniz.

 

1. Hareket etmek en doğalıdır!

İnanın bana dünyanın en uzun ömürlü insanları, demir taşımıyor, maraton koşturuyor ya da spor salonlarında terlemiyor. Bunun yerine, onları düşünmeden harekete geçirmek için sürekli olarak zorlayan ortamlarda yaşıyorlar. Örneğin, modern hayatta imkânsız olan, bahçelerde çalışıyor ve bitkiler yetiştiriyor, kendi ev işlerini kendileri yapıyorlar. Aslında, bu Mavi Bölge sakinleri her 10 ila 15 dakika arasında hareket ediyorlar. Uzaktan kumandanızdan kurtularak onları taklit etmeye çalışın, böylece kanalı değiştirmek için odadan kalkmanız ve yürümeniz gerekecektir. Daha da iyisi, bisiklete binmek veya köpeğinizi yürüyüşe çıkartmak gibi etkinliklerle TV zamanınızı yer değiştirin. Mümkün olduğunca elektrikli el aletlerini, manuel el aletleri ile değiştirin.

2. Kendinize bir amaç bulun!

Okinawanlar buna ‘ikigai’ diyorlar. Nicoyalılar ona “planlama” adı veriyorlar. Aslında her ikisi de sabah neden uyandığımızı” yorumluyor ve sorguluyor. Sadece bir yaşam amacımız olması demek, ömrümüze 7 yıl daha eklemek demektir. Bu bakımdan beğendiklerinizin ve ilgi alanlarınızın basit bir envanterini çıkarın ve bu amaçlar hakkında ne kadar tutkulu olduğunuzu öğrenin. Ardından bu konuda bir şeyler yapın. Hayvanları seviyor musun? İnsani bir toplumda gönüllü olun. Gönüllü olan kişilerin kanser, kalp hastalığı ve depresyon oranlarının daha düşük olduğunu da aklınızın bir köşesine yazın.

3. Stresinizi atacak bir yol bulun!

En mutlusundan, en mutsuzuna herkes stres yaşar; hatta bu meşhur Mavi Bölgelerdeki insanlar bile zaman zaman strese girerler. Sizi uyarmalıyım ki; stres, yaşla ilişkili her hastalıkta ortaya çıkan kronik iltihaplanmaya yol açıyor. Dünyanın en uzun yaşayan insanları kesinlikle stres yaşamıyor ya da başka bir deyişle gelen stresi anında uzaklaştırıyorlar. Bir Okinawan gibi ol ve sevdiklerini hatırlamak için her gün birkaç dakikanı ayır. Bir Icarian gibi hafifçe uyumaya başla veya happy hour’ı gerçek Sardunyalı gibi yaşa.

4. Doyduğunda yemek yemeyi bırak!

“Hara hachi bu” 2,500 yaşındaki Konfüçyüs Mantra, Okinawanlar tarafından yemeklerden önce, mideleri yüzde 80 oranında dolduğunda yemek yemelerini hatırlattığını söyledi. Yani yemek yemeyi bırakman için artık kusacak duruma gelmeyi bekleme, hafif bir tokluk hissettiğinde yemeyi bırak.

Aç olmamak ile dolu hissetmek arasındaki % 20’lik fark, kilo verme ve kazanma arasındaki fark olabilir. Yemek yemenizde, gıdanızın açlığınıza etkisini hissetmek için yavaşlayın, sakin bir şekilde yemek yiyin. Yemek yerken konuşmayı teşvik etmek ve aşırı yorucu bir şekilde yemeye odaklanmaktan uzaklaşmak için yemeklerinizi başkaları ile paylaşın.

5. Yemekleri gün içine yay, gece yemek yeme!

Mavi Bölgelerdeki insanlar, öğleden sonra veya akşamın erken saatlerinde en küçük porsiyon yemeklerini yiyorlar. Ve o günün geri kalanında, yani akşam saatlerinin sonunda daha fazla yemek yemiyorlar. Üç öğün yemek programına sadık kalın ve hepsinin sekiz saat içinde gerçekleşmesini planlayın. Büyük ve doyurucu bir kahvaltı yapın (günlük kalorinin yaklaşık yarısını tüketin), orta boy, orta porsiyon bir öğle yemeği ve erken saatlerde hafif bir akşam yemeği yiyin.

6. Baklagilleri çok, eti daha az yiyin!

Fava, soya, fasulye ve mercimek gibi baklagiller, yüzlerce diyetin, sağlıklı beslenme programının temel taşıdır. Her diyette mutlaka baklagillere yer veriliyor. Ancak ete sıra gelince kırmızı eti ayda ortalama 5 kez yemeniz ve porsiyonları da ortalama 100 gram civarında tutmanız gerekiyor. Kısacası tek bileşenli, tekli gıdalara yapışın, ısrarla tüketin ve işlenmiş besinlerden ise kesinlikle kaçının. Bir de tam olarak ne yediğinizden emin olmak için mutlaka evde pişirin.

 

7. Sosyalleşin, bir topluluğa katılın!

Sağlıklı ve uzun yaşayan kişilerin aslında ortak özelliklerinden birisi mutlaka bir topluluğa üye olmaları, sosyal yaşamaları ve bir inanca bağlı olmalarıdır. Ancak burada kast ettiğim “inanç” sözcüğü sadece dini ya da dinsel temelli bir grubu anlatmıyor. İnanarak yapılan, hissedilen, düşünülen her hangi bir grup olabilir. Araştırmalar; ayda ortalamam 4 kez inanç temelli bir topluluğa katılan kişilerin, katılmayanlara kıyasla 4- 14 yıl arasında daha uzun yaşayacağını gösteriyor. Yani katılacağınız bir topluluk sizin ömrünüzü 4 yıldan 14 yıla kadar uzatabilir. Hayattan zevk almak ve hayata bağlanmak temelinde başkalarıyla bağlantı kurmanın, ilişki içinde olmanın çok büyük önemi ve farklı yolları vardır. Bu ister bir örgü kulübü olsun, ister ateist bir grup ya da yemek yapma kulübü olabilir. Kesinlikle iyi gelecektir.

8. Aşık olun, ailenizi sevin!

Mavi Bölgelerde başarıyla yaşayan yüzlerce kişi, ailelerini, aile bireylerini bir araya getirdi. Bu; yaşlanan ebeveynleri, dedeyi, babaanneyi yakınlarına getirmek, yakın yerlerde onlara ev tutmak ya da onlarla aynı apartmanda yaşamak şeklinde olabiliyor. Bir Mavi Bölge sakininin, yaşam beklentisini üç yıla kadar uzatabilen olay aslında bir hayat arkadaşını, ona ve çocuklarına zaman ve sevgi verecek kişiyi bulmak olacaktır. Tabi bu sevgi dolu bir aile ve yaşlanan ebeveynlerle yakın yerlerde yaşamanın bonusu olarak da, zamanı geldiğinde çocuklarınız da size daha fazla, daha iyi bakacaktır.

9. Doğru bir sosyal çevre edinin!

İnsan sosyal bir varlık ve yalnızlık hiç de insana göre değil. Dünyanın en uzun yaşayan halkı, sağlıklı davranışları destekleyen sosyal çevrelerde doğmuş ve yaşamış kişilerden oluşmaktadır. Okinawanlar, (uzun yaşaması ile bilinen bir kabile) hayatlarında 5 arkadaştan oluşan bir grup oluşturuyorlar ve yaşamak için birbirlerine bağlıyorlar. Bu bağlamda kalp hastalıkları ile ilgili yapılan bir çalışmada; sigara kullanımı, obezite, mutluluk ve hatta yalnızlığın da bulaşıcı olduğu tespit edilmiştir. Uzun ömürlü insanların içinde bulundukları sosyal ağlar, onların sağlıklı davranışlarını olumlu şekilde yönlendirmiş ve şekillendirmiştir.