Bu yaşlar sahiplenmenin zirve yaptığı ve paylaşmanın çok azaldığı bir dönemdir demiştik.
-Bu dönemde EVET’in gücünü keşfetmek gerekir. Hayırlarla çocuğa baskı oluşturulmamalıdır. Çocuk hayır dendikçe çözüm göremez, baskı ve sindirilme hisseder. Bu durum ondaki tepkiselliği daha da artırır.
-Kendine ait bir şeyi paylaşmak istemeyen ve bundan direnen çocuğa sakince, oflamadan, bağırmadan, kızmadan, etiketlemeden;
-“Tamam senin yavrum” diyerek ilk anda kabul etmek gerekir. Bir süre bekledikten sonra alternatifler sunulabilir:
– İstersen şu oyuncağınla da arkadaşın oynayabilir.
– Immm istersen büyük saat şuraya gelene kadar (5dak) arkadaşın oynayabilir, sonra da sen oynayabilirsin.
– Evet yavrum arkadaşında oyuncakla oynamak istiyor, istersen misafir oyuncak kutumuzu getirelim mi? O kutu misafirlerin oyuncak kutusu ve oradan istediğini oynayabilir. Böylece kendine ait paylaşmak istemediğin oyuncağın yerine o kutudan paylaşabilirsin..
NOT 1: Burada önemli olan anne-baba-bakıcı artık hangisi varsa mümkün olduğunca çocuğa hissettirmeden onu göz ucu ile takip etmelidir. Git oyna şu kenarda diye tabiri caizse baştan savmamalıdır.
NOT 2: Bu dönem çocuklar problem çözmeyi bilemez. İki saniyede kaşla göz arası aralarında elektriklenme, vuruşma, itişme olabilir. Hemen yetişkin çocukların yanına çömelerek pozitif çözümler üretmelidir.
– Eveeeeett o oyuncaktan bir tanemi varmış, ne yapsak acaba? Arkadaşında oynamak istiyor. Immm istersen paylaşabilirsin istersen de tamamen kaldıralım yavrum. Bak arkadaşınında canı çekiyor….. şeklinde çözümler üretilebilir.
‘Aman yine ne oldu, oğlum yine ne yaptın, kızım yine mi vurdun ittirdin vs.’ denmemelidir.
Sık sık yapılan bu söylemler bir süre sonra çocuktaki duyarsızlığı da artırarak çözüm önerilerinizi dikkate almamaya neden olur. Kısacası laf sağırı olur çocuk.
NOT 3: Unutmayın, tüm problem çözme yaklaşımlarınız onun ilerleyen yıllarda ki çözüm yöntemleri olacaktır.
Bağırmak ya da negatif söylemlerde bulunmak çözüm olamaz.
Böyle yaparsak çocuğunda çevresine bağıran, kavga eden, canı yanan arkadaşını hissetmeyen biri olmasına neden olabiliriz.
3 yaş çocuk ben merkezli bir dönemindedir..
Pekala başka neler yapabiliriz sorusuna örnekli cevaplar vermeye devam ediyorum..
Parkta geçen 2 örnek davranışı sizinle paylaşıyorum:
ÇOCUK: Anne verme ona bisikletimi.
ANNE: Oğlum bisikletini vermek istemiyor, istersen izin verdiğinde binersin arkadaşı.
YABANCI: Çocuğun annesi gelir, “Ne var canım çocuğun sözüne mi itibar edilir, verinde evladım azıcık canı çekmiş bir kaç tur atsın”
ANNE: Çocuğa ait bir şeyi ondan izinsiz kullanmak doğru değil Efendim, lütfen rica ediyorum bırakır mısınız?
YABANCI: Al aman yedik zaten bisikletinizi.
ANNE: Gel yavrum diğer parka gidelim. Canım yavrum istersen yürüyüş yoluna da gidebiliriz? Tamam burada da oynamaya devam edebiliriz.
NOT: Burada çocuk sadece eşyasına sahip çıkıldığını değil, aynı zamanda problemli insanlarla nezaketi koruyarak nasıl konuşulabileceğini de edinmiş olur.
……………………………………..
ÇOCUK: Baba salıncağın orada bisiklet var ben ona binmek istiyorum.
BABA: Bisiklet bize ait değil yavrum istersen sahibinden izin alalım.
ÇOCUK: Banane işte binicem, banane.
BABA: Canım benim senin eşyanı biz izinsiz bir başkasına veremediğimiz gibi, bir başkasının eşyasını da izinsiz alamayız. İstersen sahibi izin verirse bakabilirsin.
ÇOCUK: Banane işte ağlarım, kendimi yere atarım, sana tekme atarım, havaya yumruk atarım vs vs (bir kısmını söylemeden direkt yapabilirler)
BABA: Sen bilirsin ben senin yanındayım, sakinleştiğinde istersen izin alabiliriz. İstersen de evdeki bisikletini gidip getirebilirim.
NOT: İfadeler örnekteki gibi kopyala yapıştır olmayabilir elbette. Ancak dikkat çekmeye çalıştığım şey; sözel problem çözmeyi çocuğa rol model olarak gösterebilmemizdir.
– Şiddete, mahrumiyete, cezaya, baskı ve zorlamaya, kavgaya başvurmadan…
Ebubekir Ertem
Çocuk ve Aile Danışmanı