Aile içindeki problemlerin çözümünde önce eş, sonra çocuktan başlanmalıdır..
Eşinden umudunu kesip sadece çocuğuna ağırlık veren kişinin mutlaka bir yanı eksik kalır.
Örneğin ben bir Beyefendiyim, Hanımefendiyim. Daha kaliteli bir yaşam için bir şeyler okumaya ve takip etmeye başladım. Bir takım farkındalıklar edindim. Kalkıp eşimi de beraberimde götürmek için adım atmalıyım. Evet o adımı atan ilk ben olmalıyım. Aksi halde kadın duyarsız ya da adam duyarsız, ne bekleyebilirim ki?
Denedim olmuyor demeyelim.
Denemek demek eşine laf söylemek, ona küsmek, bağırmak çağırmak, başkasının eşi ile kıyaslamak, sık sık falan uzman böyle dedi, dur dur filan uzman da şöyle dedi demek, ikide bir telefonuna daha iyi anne baba olmanın yolları mesajlarını atmak demek değildir..
Ya nasıl olacak?
Önce koşulsuz ve beklentisiz yaklaşmak gerekiyor. “Ama o da şöyle yapsın, banane o da bana iyi davransın” diyerek olamaz.
Kadın hiç anne/baba sevgisi görmemiş biri ise sevmek yüzünü okşamak gerekir. Belki onu sevdiğinizi hiç duymadı, “İyi ki bizimle, ailemizlesin” diyebilmek gerekir.
Adam hiç anne/baba sevgisi görmemiş biri ise ona sevgiyi değerli olmayı hissettirmek gerekir. Bir öyle bir böyle değil, koşulsuz sevmek değer vermek gerekir..
Umuda tutunmanın yolu bazen bir kitap satırında, bir seminerde, eğitimde, bazen de bir internet eğitim videosunda karşınıza çıkabilir. Ya da bir uzman desteğinde..
Bunu aramanın adı çabadır. Çaba yoksa kuru kuruya umut pilinizi/enerjinizi tüketir..
Ya içimizde eşimize dair hiçbir şey kalmadı ise?
O vakit bunu oturup eşimizle konuşmalıyız. Bir hakemle/uzmanla istişare ederek hareket etmeliyiz…
Ebubekir Ertem’in İnstagram sayfasından…