Anne ile çocuk arasında hamilelik döneminden itibaren oluşan duygu alışverişi, emzirme dönemiyle birlikte daha da güçlenir. Bu bağın eksikliği kadar fazlalığı da zararlıdır. Eğer kontrolden çıkarsa hem çocuğun hem de anne- babasının hayatını kabusa çevirme riski taşımaktadır. Kontrolden çıkan bu bağa, bağımlılık denmektedir. Yani ” Evlatkoliklik “.
Aslında her anne baba, potansiyel bir ” çocuk bağımlısı “dır. Vaktinde çözüm üretilmez, tedbir alınmazsa bu ” potansiyel bağımlılık riski ” harekete geçer; hem çocuğun hem de anne babanın hayatını kabusa çevirebilir.
Doğrusu, genel olarak bizler, ebeveyn bağımlısı çocukları biliriz. Evlat bağımlısı anne babalar fazla dikkat çekmez.
Acaba çocuklar mı anne babalara karşı bağımlı olma riski taşırlar yoksa anne babalar mı çocuklarına karşı ? Hangisi daha risklidir?
Aslında çocukların anne baba bağımlısı olma riski çok daha azdır. Çocuklarda var olduğu zannedilen ” anne baba bağımlılığı ” bir davranış sapmasıdır. Bu davranış sapması daha çok, ” güçlüye teslim olma ” ya da ” güçlüye yapışma ” şeklinde kendini göstermektedir. O yüzden bu durum, çocukların hayata hazırlanmasındaki ” kırılmalar ” olarak değerlendirilmelidir.
Bağımlılık mı, Sosyal Hayata Hazırlanamamak mı?
Çocukların, aile içindeki halleri koza içindeki kelebeğe benzer. Bir kelebek için ” Koza yaşantısı “nın her saniyesi çok önemlidir. Hatta kelebeklerin kozadan çıkışı bile çok özeldir.
Koza içindeki hayatını tamamlayan kelebek, yumuşacık başı ile kozayı deler. O narin ve hassas vücudu ile kozada açtığı küçücük delikten dışarı çıkmaya çalışır. Ama bu çok kolay olmaz. Çünkü delik küçük, kelebeğin vücudu ise büyüktür.
Yavru kelebek önce kafasını, sonra vücudunu o incecik delikten dışarı çıkartmak için mücadele eder. Rengarenk ve hassas kanatları ” ha yırtıldı, ha yırtılacak ” korkusu ile bir sağa, bir sola yalpa yaparak dışarı çıkmaya başlar.
Eğer anne kelebek olarak yavru kelebeğin bu yaşadıklarına üzülür ve ” yavrum dışarı daha kolay çıksın ” diye, deliği genişletirse kelebek bir ömür boyu uçamaz. Çünkü yavru kelebek, o daracık delikten dışarı çıkmaya çalışırken koza içinde, vücuduna bulanmış olan bir sıvıyı da kanatlarından sıyırmaya çalışmaktadır. Sıvıyı sıyıramazsa hiçbir zaman uçamayacaktır.
” Kelebek ve Koza ” örneğinde olduğu gibi, anne kelebeğin yaptığı tarzda, ” aşırı koruma hissi ” ile çocuklarına sahip çıkan anne babalar, çocuklarına iyilik yaptıklarını zannettikleri halde, zarar vermektedirler. Onların hayata hazırlanmasına izin vermeyerek sosyal hayatlarını başkalarına bağımlı hale getirmektedirler.
Aşırı koruyucu aile içinde yetişen çocuklar, kozadan suni müdahale ile çıkartılan kelebek gibi, sosyal hayata atılmak için gerekli donanımı hazırlayamamaktadırlar.
Çocuk, Hata Yaptıkça Tecrübe Kazanır
Çocuklar genel ahlak kurallarını çiğnemedikçe hata yapmalarına göz yummak gerekir. Çünkü çocuklar hata yaptıkça tecrübe kazanırlar. Tecrübe, başarıya yürüyen bir insanın en güçlü hafızasıdır. Çocuk pratikte bir şeyler yaptıkça yapabileceği şeyleri keşfeder.
Eğer anne baba, ” Aman oğlum sen yapma, ben hallederim ” diyorsa ” Aman kızım, sen yapamazsın ” diye çocuklarının pratik tecrübe kazanmalarına izin vermiyorlarsa bu tür çocuklar, hayatlarının geri kalan kısmını, birilerine muhtaç olarak geçirme temayülü içerisine girebilirler.
Aşırı korumacı ve ” Evlatkoliklik ” bir aile içindeki çocuk, kendini ve kendi kabiliyetlerini tanıyamaz, hata yapmaktan korkar, hata yapmadıkça ve risk almaldıkça da atacağı her adımda, tereddüt ve kararsızlık içinde kalabilir.
Davranışları bu yönde olan, sosyal hayata hazırlanmamış çocuklar için ” anne baba bağımlısı çocuk ” demeyi tercih etmiyoruz. Çünkü bu haldeki bir çocuk, çocukluk döneminde anne babasına bağımlı olsa da yetişkinlik döneminde, okuldaki grup liderine, evlendiğinde de eşine bağımlı olma meyli taşır.
Farklı kişilere olan yapışma ihtiyacı bir ” davranış sapması”dır.
Halbuki anne babaların çocuklarına olan bağımlılığı, ” sadece ve kesinlikle kendi çocukları içindir”. Çocuklarının yerine başkasını kabul etmezler.
Anne babanın bağımlılığı tek bir noktada ve tek hedefte kitlendiği halde, çocuklardaki bu durum, o an çevrede bulunan en yakın ” güçlü ” kişiye yönelebilmektedir.
Bağımlı Ebeveynin Çocuğunu Bekleyen Birkaç Tehlike:
1- Bağımlı anne- baba, çocuğunun yapması gereken işleri kendisi yaptığı için çocuk, hayata yeterince hazırlanamaz.
2- Çocuk, aşırı sevgiden rahatsız olabilir ve bu hali suistimal edebilir ve sevgisizlik anında boşluğu düşebilir.
3- Çocuk bağımlısı anne- baba, çocuklarının kendi arzu ve isteklerine göre meslek seçmelerini ister, çocuklarının istek, imkan ve kabiliyetlerini dikkate almaz.
4- Çocuğunu evlendirse bile, eşi tarafından ihmal edildiği ve gerekli değerin verilmediği endişesini taşır. Çocuğunun yeni hayatına da aşırı müdahil olur.
5- Bağımlı anne- babanın çocuğu, yetişkin olsa bile her an hata yapacağı endişesini üzerinden atamaz. Bu hal, hem anne- babayı hem de çocuğu gergin bir bekleyişe iter.
Elbette sadece çocuklar olumsuz etkilenmez. Bağımlı anne babanın hayatını da bekleyen birçok zorluk vardır. Mesela bağımlı anne baba, ölümle yaşanacak ayrılık gerçeğine hazır değildir. Böyle bir anda ağır zihni travma geçirebilir.
Bağımlı anne baba, kendi huzur ve mutluluğuna endekslediği için mutluluk ve huzur duyulacak asıl kaynakları ihmal edebilir. Ayrıca böyle ebeveynin karşılaşacağı en büyük risk ” manevi boşluğa düşme tehlikesi”dir.
” Bağımlılık” Kaos, “Bağlılık ” Huzur Doğurur
Madem her anne baba, potansiyel bir ” çocuk bağımlısı” dır, o halde, insanların hayatını altüst edebilecek bu risk, kontrol altına alınmalıdır.
Kontrol altına alınmış olan ebeveyn- çocuk ilişkisine, ” bağlılık ” diyoruz ki sağlıklı bir anne babanın çocuğuyla ilişkisi, bağlılık durumundadır. Bağlılığın azalmasıyla ” ilgisiz anne baba “, bağlılığın çoğalmasıyla da ” bağımlı anne baba ” oluşur.
Anne babalar, çocuklarına karşı ” bağımlı olma” riski taşısalar da çocukların anne babalarına bağımlı olma riski daha azdır.