Antisosyal kişilik bozukluğu olan kişiler diğer insanların haklarına önem vermezler. Ayrıca, kibirleri yüzünden, hayatlarında bir engel unsuru teşkil eden insanlara karşı saygı duymazlar. Bu bahsedilen davranışlar genellikle çocuklukta ya da ergenliğin ilk zamanlarında ortaya çıkar ve yetişkinlikte de devam eder.
Antisosyal kişilik bozukluğu psikopati ya da sosyopati olarak da bilinir. Aldatmaca ve manipülasyon, bu rahatsızlığın temel özelliklerindendir.
Antisosyal Kişilik Bozukluğuna Nasıl Teşhis Konur?
Bir kişiye antisosyal kişilik bozukluğu tanısı konması için belirli kriterler vardır. Öncelikle, kişi 18 yaşından büyük olmalıdır. Bu sebepten ötürü, bu rahatsızlığın özelliklerini gösterseler dahi, reşit olmayan kişilere antisosyal kişilik bozukluğu tanısı konulamaz.
Dahası, kişinin 15 yaşından önce görülmeye başlamış bazı davranışsal bozukluklarının da olması gerekmektedir. Davranışsal bozukluklar, diğer insanların kişilik haklarını ısrarla, sürekli bir şekilde ihlal eden davranışlardır.
Davranışsal bozukluklar dört ana kategoriye ayrılır: insanlara ve hayvanlara karşı agresif davranışlar, mal-mülke zarar verme, dolandırıcılık ya da hırsızlık, ve yasaların ciddi derecede ihlal edilmesi.
Müdahale edilmedikçe antisosyal davranışlar önlenemeyebilir. Bu davranışlar yetişkinlikte dahi görülmeye devam edilebilir. Bu tip insanlar sosyal normlara ya da yasalara uygun davranmazlar. Hatta, eğer imkanları varsa bu uyumsuz davranışlarını sürdürürler.
Bu tarz davranışlara örnek gösterilebilecek durumlardan bazıları; şahsi eşyalara zarar verme, insanları taciz boyutuna varacak şekilde takip etme ya da onlara zarar verme, hırsızlık veya yasa dışı aktivitelerde bulunmaktır.
Diğerlerinden Nefret Etme ve Öfke Antisosyal İnsanlarn Karakteristik Özelliklerindendir
Antisosyal kişilik bozukluğu olan insanlar, diğer insanların arzularından, haklarından ya da duygularından nefret ederler. İstediklerini elde etmek ya da yalnızca keyif almak için (örneğin; seks, para ya da güç için) sıklıkla yalan söyler ve etraflarındaki insanları manipüle ederler.
Sürekli yalan söylemek, antisosyal insanların karakteristik özelliklerinden bir diğeridir. Sürekli olarak yalan söyleyebilir, sahte isimler kullanabilir, insanları kandırabilir ya da hasta taklidi yapabilirler.
Gelecek için düzgün planlar yapamadıkları için içgüdüsel olarak hareket ederler. Bundan dolayı, kararları üzerine uzun uzun düşünmez ve ani kararlar alırlar.
Antisosyal kişilik bozukluğu olan insanlar aksi ve agresif olurlar. Ayrıca, fiziksel şiddete de başvurabilirler. Bunların yanı sıra, hiçbir uyarıda bulunmadan etraflarındaki kişilerin hayatlarını tehlikeye atabilirler. Bu kişilerin araba kullanmalarını bu örneğe dahil edebiliriz. Hız limitini aşabilir ya da sarhoş araba kullanabilirler.
Bu kişiler sıklıkla korunmasız cinsel ilişkiye girmek ya da yasa dışı uyuşturucular kullanmak gibi çok zararlı sonuçlar doğurabilecek riskli aktivitelerde bulunurlar. Aynı zamanda, çocuklarını ihmal edebilir ya da onları tehlikeli durumlara sokabilirler.
Antisosyal Kişilik Bozukluğu Olan İnsanlar Oldukça Sorumsuzdurlar
Bu eğilim iş hayatında ortaya çıkabilir. Ellerinde iş imkanları olsa da, uzun süreler boyunca işsiz kalabilirler. Ayrıca, yeni bir iş bulmak gibi gerçekçi bir planları olmamasına rağmen sürekli işlerinden istifa edebilirler.
Benzer bir şekilde, hastalık dışında bahaneler uydurarak işe gitmemezlik edebilirler. Yine, konu özellikle borca geldiğinde, finansal açıdan sorumsuzdurlar. Çocuklarının temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayabilirler.
Bu durumlarda yaptıklarından dolayı hiçbir pişmanlık yaşamazlar. (Rosenblum, 2011) “Hayat zor.” ya da “Ezikler kaybetmeyi hak eder.” gibi cümleler sarf ederek durumlara karşı kayıtsız kalır ya da verdikleri hasara gerekçe gösterebilirler.
Antisosyal insanlar kurbanlarını fazla naif olmak ya da “kaderlerini” kabul etmekle suçlayabilirler. “Hak etti.” ya da “Bu eninde sonunda başına gelecekti.” gibi konuşmalar bu insanlardan sıklıkla duyabileceğiniz cümlelerdir.
Görebileceğimiz üzere, antisosyal kişilik bozukluğunun çok ciddi sonuçları vardır. Düzeltilmesi oldukça zor olan kişilik bozukluklarından olan bu rahatsızlık, kendini genellikle çocuklukta ya da ergenlikte ortaya çıkan davranışsal bozukluklarla gösterir.