Sosyal medyada yaptığım paylaşımlara düşündürücü yanıtlar veren bir okurumun kızıyla bir etkileşimini sizinle paylaşmak istiyorum.
***
Zaman zaman trafikte ben de haksızlığa gelemiyor, hata yapan sürücülere kibar da olsa el kol hareketi yapıyorum.
Geçenlerde trafikte kızımla giderken düşüncesiz bir sürücüye yine isyan edercesine elimle ve dilimle kızdığımı belli ettim.
Birkaç gün sonra akşam kitap okurken kızım da masasında dersini çalışıyordu; ortada hiçbir sohbet yokken kızım bir anda bana, ”Baba trafikte hiç kimseye bir daha bağırma,” dedi.
Niye kızım, dedim.
Bağırma baba, dedi.
Ama kızım haksızlık yapıyorlar, ben de onları uyarıyorum, dedim.
Olsun baba, sen bağırma, dedi.
Ne olur ki kızım?, dedim.
Baba, ya sonra seni takip ederlerse, dedi.
Olsun, dedim, takip etsinler ne olur ki, dedim.
Kızım biraz durdu, ”Baba Seni Seviyorum,” dedi ve dersine devam etti.
Bir anda şoke oldum! Aslında çöktüm.
Sanırım kızım diğer sürücülerin bana zarar vereceğini, hatta ölebileceğimi düşünmüş gibiydi. (Muhtemelen TV’de böyle bir haber izlemiş.)
O gün benim için bir dönüm noktası oldu.
Yaşam çok kıymetli, çünkü yaşamaya değer sevilecek çok kalp var! Bu sevgi, aynı zamanda büyük ama güzel bir sorumluluk da getiriyor.
İnsanın kendinden küçük birisinden aldığı ders hem çok kıymetli hem de nefsi törpüleyici.
***
Değerli okurlarım, yaşam bir ekip işi; biz farkında olsak da olmasak da, yaşam bir ekip işi.
Çocuklarımız bunun farkında, anne babalarının sağlıklı ve mutlu bir şekilde ekipte var olmalarını çok isterler.
Anne baba olarak var olmaktan, sağlıklı olmaktan, mutlu olmaktan sorumluluk alıyor musunuz?
Unutmayın!
Ekipte bu sorumluluğunuzun bilincine vardığınız oranda hayatınız anlam kazanır.
Selamlar, sevgiler…
Doğan Cüceloğlu