Babam sadece “Haydi” dedi….

Babam sadece "Haydi" dedi....

Kendime yakın bulduğum, değer verdiğim eğitimci dostumun bana gönderdiği olayı, izniyle aşağıda paylaşıyorum.

***

Ne annem nede babam ilkokuldan sonrasını görmemişler. Hatta annem 3. sınıftan terk. Babamın da okumakta hiç gözü olmamış.

Dedem biraz zorlamış filan ama bakmış ki babamda böyle bir gayret yok, devlet okulundan alıp hayat okulunda okutmaya karar vermiş.

Hem annem hem de babamın hayat okulu mezuniyet derecelerinin yüksek olduğunu düşünüyorum; ve öğrencileri olmaktan her zaman gurur duydum. Yazılı çizili olmayan ama ‘’bak yavrum, oğluum, derler ki, vaktin birinde’’, diye başlayan, devamı kısa ve öz olan pek çok hayat notlarını dinledim, okudum. Bu notlar şimdi benim literatürümde ‘’babam derdi ki ya da annem derdi ki’’ diye başlayan cümlelere dönüştü.

Onların yaşam biçimi hayatı gelişine yaşamalarıydı.

Uzun vadeli planları yoktu. Ele güne muhtaç olmamak için çalışıyorlardı. Belki de emeğe, çalışmaya çok kıymet vermelerinin sebebi bu idi.

Hiç unutmuyorum, bir gün babamla birlikte tarlada çalışırken, yanımıza bir adam geldi. Biraz yukarımızda bulunan karayolunu göstererek yoldaki benzin istasyonunda bir çimento yapma makinesinin olduğunu bu makineyi traktörümüzle 20 kilometre uzaklıkta bulunan ilçeyi kastederek oraya götürüp götüremeyeceğimizi sordu babama.

Babam kendisinin gidemeyeceğini, ama beni kastederek, çocukla konuş, gitmek isterse ve anlaşabilirsen o götürsün, dedi.

Çok şaşırdım. Ortaokul yıllarımdı. Kafamdan bir sürü şey gelip geçti. Babamın karşısında kendimi adam hissettim. Başkalarına karşı değil ama babamın karşısında kendimi adam hissetmek çok önemliydi.

Gelen yabancının ‘’hayır o götüremez’’ deme ihtimali umurumda bile değildi. Bana güvenmesi gereken zaten güvenmişti.

Dünya gözüme başka bir türlü göründü desem lütfen abarttığımı düşünmeyin. Adamla ben anlaşacaktım, para konuşup pazarlık yapacaktım. Sonra gidip gitmeyeceğime karar verecektim.

Babamın bu pazarlıktan zararlı çıkmaması için ne kadar para istemem gerektiğini sordum.

Verdiği cevap muazzamdı.

“Gidecek olan iş yapacak olan sensin, yolu hesapla, mazotu hesapla, emeğine değer biç, iste paranı,” dedi.

Olay benim gözümde bambaşka bir hale geldi. Velhasıl anlaştık adamla.

Beton makinasını traktörün arkasına taktım, istediği yere bıraktım, benim paramı aldım ve tekrar babamın yanına tarlaya döndüm.

Babamın yanına bir dönüşüm vardı… Büyük bir zafer kazanmış kumandan edasındaydım.

Üstelik paramla üzüm karpuz ve pide almış ben de kendimce işin nezaketini yerine getirmekle kalmayıp eve bir şeyler alma mutluluğunu yaşamıştım.

Şu yaşımda, nedendir bilmem evime giderken bir şeyler alıp gittiğimde benzer mutluluğu hep yaşıyorum.

Babam bir aksiliğin olup olmadığını sordu. Olmadığını söyledim. Ve sadece ‘’hadi’’ dedi.

Bu ‘’hadi’’ ne demek onu anlatayım.

– Sana güvendim ve sen bunu hakediyorsun demek.

– Ben senin emeğine saygı duydum, sende başkalarının emeğine saygı duy demek.

– Artık kendi başına kararlar alabilirsin demek.

– Ben bir gün senin yanında olmadığımda başının çaresine bakabilirsin demek.

– Ve sadece ‘’hadi’’ demesi benim için tadına doyumsuz mutluluk demek.

Bir an önce eve gidip olan biteni anneme anlatmak için sabırsızlanıyordum.

Yolda giderken annemin ne tepkiler vereceğini hayal ediyordum. Aynı yada benzerlerini defalarca üst üste kurdum.

Ancak annemi görünce dilim tutuldu sanki, çok saçma ama konuşamayıp ağladım.

Babam olanları anlatırken kadıncağızın gözlerinin içi gülüyordu, bana sarılıyordu, nasırlı ve derin çatlakları olan pamuk gibi eliyle hızlı hızlı yüzümü okşuyordu.

***
Bu öykü size ne ifade etti? Paylaşırsanız sevinirim.

Selamlar, sevgiler

Doğan Cüceloğlu
(Mekanı cennet olsun…)

Lisede 1 şaka, 2 intihar! Kızlar tuvaletine itilen genç, cinsel tacizden tutanak tutulunca... 3

Lisede 1 şaka, 2 intihar! Kızlar tuvaletine itilen genç, cinsel tacizden tutanak tutulunca…

Son Dakika: Doğal gaz fiyatlarına zam geldi! BOTAŞ'tan açıklama

Son Dakika: Doğal gaz fiyatlarına zam geldi! BOTAŞ’tan açıklama