Bağımsız Düşünmenin ve Özgüveni Güçlendirmenin Yolları

“Görünüşüm ve başkalarının düşündüklerine odaklanarak çok zaman harcadım.” “Bugünkü giysilerimle nasıl görüneceğim?” “Komşular eşimle kavga ettiğimi fark eder mi?” Artık bu soruları bırakıp bağımsız düşünmek ve başkalarının ne düşündüğü hakkında daha az endişe duyma zamanı.

Fark ettiğimizden daha fazla durumda, başkalarının hayatımızı nasıl yaşayacağımızı söylemesine bağlıyız. Bu aşırı benmerkezci bir şey olabilir. İnsanların kendi yaşamları hakkında endişelenmesi ve bağımsız düşünmesi gerekmez mu?

Evet, insanların kendi hayatları hakkında endişelenmesi gerekiyor. Ancak, bazı kişilerin temel hedefleri, herkes tarafından sevilmek için için kusursuz bir görünüm sağlamaktır.

Bir insan kendi içinde iyi hissetmelidir

Evimizin kapısından çıkmak bize sıkıntı veriyorsa, görünüşümüz hakkında endişe duymamız hiç de iyi değildir.

Aniden, mükemmel bir çift değiliz, ama ayrılma eşiğinde bir evlilik yaşıyoruz. Artık övünecek bir işimiz yok, ama her zaman arkasından şikayet ettiğimiz bize saygı duymayan ve değer vermeyen bir patronumuz var.

Yine de, tüm bunlara rağmen, yüzümüzde hep bir gülümseme ile dolaşıyoruz. Gerçekte olmasını istediğimiz şeyleri ifade etmiyoruz.

Neden korkuyoruz? Ne diyecekler? İşte bunlara odaklanmak muazzam bir enerji kaybıdır. Elbette ki herkesin sorunları var. Biz de kusurluyuz! Hata yaparız ve bunlardan bir şeyler öğrenmek için hatalarımızı kabul etmeliyiz.

Ancak bunun yerine, onları saklamaya, hayal kırıklığı ve mutsuzluk dolu bir hayat yaşamaya çalışıyoruz. Görünüşümüzü korunmak için ruhumuzu feda etmek zorunda mıyız?

Ayrıca keşfedin:Dikkat! Ağız ve Yutak Kanserinin Bilmeniz Gereken Belirtileri

Bir komşunun ya da bir aile üyesinin bizi yargılaması önemli değil. Birçok insan bilmediği şeyleri eleştirme eğiliminde olur. Belki de, aslında farkında olmadan kendilerinin bir yansımasını görürler.

İnsanın kendi mutluluğunu araması gerçekten önemli olandır ve bunu yapan kişi kendini iyi hisseder. Her ne kadar bu, farklı korkularımızla, değer yargılarımızla ve değersiz olan eleştirilerle yüzleşmek anlamına gelse de, bu yolda ilk adım her şeyden ve herkesten bağımsız düşünmektir.

Eski düşüncelerinizi bırakın

Hayattaki pek çok şey gibi, tutunduğumuz inançlarla çevriliyiz, bunları bırakmamak için direniriz.

Durum öyle ki, aslında inandığımız gibi biri oluruz. Temel olarak, inançlarımız bizi tanımlar. Ayrıca, inançlarımıza uymazsak, korkunç bir hata yapacağımızı düşünürüz.

Ayrıca okuyun:Diş Eti Enfeksiyonlarını Tedavi Etmenin 5 Etkili Yolu

Ne istediğimize öncelik vermeye başlamalıyız, kendi iyiliğimize dikkat etmeli ve sadece başkalarını memnun eden şeyleri yapmamalıyız. Bunların hepsini nasıl yapabiliriz? Eh, bunun yolu bağımsız düşünmekten geçer.

1. Kendi taleplerinizi bırakın

Küçüklüğümüzden beri bize söylenen bazı şeyler var ve onlar üzerimizde önemli bir etki bıraktılar. Örneğin, çok konuştuğumuz için sürekli azarlanmışsak, muhtemelen fazla konuşmayız ve daha çok dinleriz.

Çocukluğumuzda neleri yasakladılar? Kendimizi nasıl tanıtmamız gerekti? Nasıl olmak zorundaydık? Çok fazla gülme. Zıplama. Giysilerini temiz tut. Gitmek istemediğimiz yerlere gidemedik.

Neden bunları yapmaya devam etmek zorundasınız ki? Ailenizle yaşarken onların sorumlulukları altındaydınız, ama artık durum böyle değil.

Tüm bunları değiştirebilirsiniz!

2. Hayatta ne yapmak istediğinizi kabul edin ve insanlar da sizi kabul edecektir.

Herkes bizi yargılıyor ya da harika bir görüntü sunmaya çalışıyor diye depresyona girmeden önce, hayatta ne yapmak istediğimizi kabul etmeli ya da kendimizi bir şeyle sınırlandıracaksak buna biz karar vermeliyiz.

Mesela boşanmak istiyorum ama insanların söyleyeceklerinden dolayı bunu yapamıyorum. Ancak, tek istediğim bu! Kendimi sınırlandırıyorum. Kendi kararlarımı kabul etmiyorum. Ayrıca, kendi isteklerime öncelik vermiyorum.

Kararlarımızı önceliklendirmeye başlamalıyız. Bu şekilde, insanların düşündüğümüz kadar bizi yargılamadığını fark edeceğiz. Onların ne yaptığı kimin umurunda!

Okumayı unutmayın:Duşta Bu Hataları Yapmayın

Bağımsız düşünmeye başlamalıyız. Ne yapmamız gerektiğine değil, ne istediğimize öncelik vermeliyiz. Sonuçta, hayatımızın sürücü koltuğunda biz oturuyoruz.

Hayatımızı inançlarımız ve korkularımızla yönetemeyiz. Bu başkalarının korkuları ve inançları için de geçerlidir.