Unutmak…

Unutmak...

Bir komşumuz vardı trafik kazasında hem eşini, hem iki çocuğunu, hem de hamile olan kız kardeşini kaybetmişti.

O olayın üzerinden yıllar geçti ve o abla evlendi. İki çocuğu daha oldu. Geçen yaz onu bir düğünde çiftetelli oynarken gördüm.

Yoo, kınamadım.

Aksine, onu öyle mutlu görünce içim sıcacık olmuştu.

Mutluydu ve hayatına devam edebilmeyi başarmış, yıkıldığı yerden güçlenerek kalkmıştı. Kraldı falan…

İnsan bu ya, oluyor böyle…

“İnsan” kelimesi “nisyan” kelimesinden türer ve “nisyan” kelimesinin anlamı “unutmak!” biliyorsunuz.

Tam da kelime manasının hakkını veriyor insan, her şeyi zamanla unutuyor.

Öfkesini unutuyor, acısını unutuyor, sevincini unutuyor…

Uzak tarihlere gitmeye gerek yok; daha geçen yaz hemen hemen herkes Filistin için intikam yeminleri ediyor, öfkesini kör bıçaklar ile biliyor, göz yaşı döküyordu. Kaç kişinin gündeminde Gazze’nin çocukları şuan?

İzmir depremini kaç kişi hatırlıyor ya da? Günler sonra kurtarılan, içimizi param parça eden o çocuğun yüzünü anımsayan var mı aranızda?

Geçen ay kızdıklarımıza bu ay kızmıyor, geçen yıl sevdiklerimizi hâlâ sevmeye devam edemiyoruz.

Değişiyor ve unutuyoruz…

Bahsettiğim şey hafizadan silinmesi hiç hatıra gelmemesi değil, aynı duyguları bir daha hissedememe o duyguya yabancılaşma hali.

İstikrarsız görünse bile bu durum, o kadar da kötü bir şey mi ya?

Duygularımın ve düşüncelerimin bir istikrarının olmaması aslında iyi bir şey olabilir mi ki?

Unutmak eylemi olmasa, zaten köküne kibrit suyu şu dünyada kaçımız delirmeden devam edebilirdik acaba?

Kaçımız unutmayı bilmesek, yaşamaya devam edebilir o motivasyona yeniden sahip olabilirdik?

Hayal kurmak, umut etmek, “yeniden bismillah!” demek ne zamana kadar cazibesini korurdu unutamasaydık?

Yavrusunu toprağa veren annelerin bile hayatına bir şekilde devam ettiği, zaman geçince saçını boyamayı hatta kaşlarını almayı akıl edebildiği dünyada “ben sensiz yaşayamam” diyenler ya yalancıdır ya da kendi yalanına secde eden Pollyanna irileridir bana göre.

Uzaktan bir name geliyor kulaklarıma:

Oğlun kızın olsun hele unutursun Mihriban’ım…

Ezgi Akgül
Sosyolog – Yazar

Bu iki annenin çocuklarını internet öldürdü...

Bu iki annenin çocuklarını internet öldürdü…

Canan Karatay: Bu 3'lüyü yerseniz hasta olmazsınız 1

Canan Karatay: Bu 3’lüyü yerseniz hasta olmazsınız