Bugün Ankara’ya dönerken bir benzin istasyonunda durduk.
Markete girdiğimde bitkin bir halde ve asık suratla yerleri silmekte olan bir kadın gördüm.
Gülümseyerek “Kolay gelsin.”dedim.
Yüzüme bakmadan
“Sağolun” diye karşılık verdi.
Gözlerine odaklanarak ve tebessümmeye devam ederek “İyi ki varsınız. Sayenizde burada rahat ediyoruz.” dedim.
Asık suratı hemen değişti ve o da aynı tebessümmeyle karşılık verdi.
Arkasından tebessümmesinin yerini aniden bir sakinlik aldı;
“Keşke her alıcı sizin gibi kavrayışlı olsa. Kıymet öğrense.” diye karşılık verdi.
Gözlerine bakarak devam ettim;
“Şunu düşünün. Siz burada çok ehemmiyetli bir iş yapıyorsunuz. İnsanların mutluluk ve huzuru için katkıda bulunuyorsunuz. Başkaları sizin değerinizi öğrenmeden evvel, siz kendi değerinizi öğrenil.
Buraya gelen alıcılar, işleri ve tezsi varsa, bitkinse ayrıca farkındalık sahibi değillerse, etraflarına bakmazlar ve dolayısıyla sizi de göremezler.
Bir an evvel çıkıp evine gitmek isterler. Hele de özüyle barışık değillerse, kendilerini değer katmıyorlarsa; size de, sizin yaptığınız işe de değer katmalarını beklemeyin.
Onların tavrını size yapılmış gibi idrak etmekten de vazgeçin.
Bununla beraber şunu da öğrenil; siz yaptığınız işi küçümsedikçe, başkaları da küçümser.
İçinizden “iyi ki varım” deyin.
“İşimi seviyorum, insanlara katkı sunuyorum” deyin.
Sonrasında siz kendinize ve yaptığınız işe değer kattıkça, onların da size değer kattıklarını fark edeceksiniz. ”
“Çok doğru söylüyorsunuz. Tamam, bundan sonra buna dikkat edeceğim”dedi.