Böbreğin sağlıklı dokusunu yıpratarak işlevsel bozukluğa neden olan böbrek kanseri tedavi edilmediğinde böbrek kaybına hatta kişinin ölümüne bile yol açabilen ciddi bir sağlık problemidir. Bu nedenle hastalıkla mücadele edebilmek adına tedavi sürecine erken başlanması oldukça önemli bir konudur.
Böbrek Kanseri Nedir?
En yaygın kanser türlerinden birisi olan böbrek kanseri, böbrek dokusunda kanserli hücrelerin çoğalarak kalıcı deformasyonlara neden olduğu tehlikeli bir hastalıktır. Kanserli hücreler böbrekte tümör olarak adlandırılan zararlı yapılar oluşturarak böbreğin fonksiyonelliğini kaybetmesine neden olmaktadır. İlerleyen evrelerde diğer organlara da yayılabilen bu hastalık çoğunlukla böbrekteki küçük tüplere yerleşerek çoğalır. Berrak hücreli, Wilms tümörü, renal hücreli, Bellini kanalı karsinomu geçiş hücreli gibi birçok türü bulunan böbrek kanseri böbreğin toksin atıcı özelliğini engellediği için kişide ciddi rahatsızlıklar meydana getirir. Hastalıkla mücadelede öncelikle dikkat edilmesi gerekenler fazla kilolardan kurtulmak, dengeli beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, tansiyonu dengelemek, sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklardan kurtulmaktır.
Böbrek Kanseri Nedenleri Nelerdir?
Böbrek hücrelerinin DNA’sında bazı deformasyonlar meydana geldiğinde kanser hücreleri hızlı bir şekilde gelişmeye başlar. DNA’nın herhangi bir geninde meydana gelebilecek en ufak bir mutasyon hücrelerin doğal yapısını bozarak onların kontrolsüz bir şekilde büyümesine ve çoğalmasına neden olur. Bunun sonucunda da organların işlevini bozan zararlı yapılar olan tümörler gelişir. Eğer böbrek kanserine erken müdahale edilmezse lenfatik sistem üzerinden vücudun diğer sağlıklı bölümlerine de yayılabilmektedir. Böbrek kanserinin nedeni tam olarak bilinmese de uzmanlar bu hastalığın aşağıdaki faktörlere bağlı oluştuğunu tahmin etmektedir.
Böbrek Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Erken evrelerinde çoğunlukla hissedilir derecede belirtiler meydana getirmeyen böbrek kanseri daha geniş alana yayıldıkça dayanılmaz ağrılara neden olabilir. Ayrıca yayıldığı organa göre farklı rahatsızlıklara da neden olabilmektedir. Eğer kemiklere sıçramışsa kemik ağrıları, akciğerlere geçmişse nefes almada zorlanma, öksürük, ağızdan kan gelmesi ve göğüs kafesinde ağrı, kanserli hücreler beyne yerleşmişse de kişide felç, şuur kaybı, baş dönmesi ya da baş ağrısı gibi semptomlar görülebilir.
Böbrek kanserinde belirtilerin ne şekilde hissedileceği kişiden kişiye ve hastalığın yayılma durumuna göre değişiklik göstermekle birlikte genel semptomlar aşağıdaki gibi sıralanabilir.
İdrar yolu enfeksiyonu,
Böbrek taşları,
Karında sert şişlik,
İdrar yaparken zorlanma, yanma ve kanlı idrar,
Böbreklerin olduğu yerde yoğunlaşan şiddetli sırt ağrıları,
Kansızlık,
Yüksek ateş ve terleme nöbetleri,
Dinlenme sonrası bile geçmeyen yorgunluk hissi,
Ayaklarda ödem oluşumu,
Karın ve göğüs bölgesinde ağrı,
Kanlı tükürük,
Böbrek Kanseri Evreleri Nelerdir,
Böbrek kanserinin yayılma ve tümörlerin büyüklük duruma göre 4 farklı evresi bulunmaktadır.
1.Evre
Tümör oluşumlarına sadece börek dokusunda rastlanır ve boyutları en fazla 7 cm’dir. 1. Evre böbrek kanserinde görülen tümörler yavaş büyük büyür ve erken müdahale edildiğinde genellikle kontrol altına alınabilir.
2.Evre
Tümör oluşumlarının lenf düğümlerine ve diğer organlara yayılma ihtimali yoktur. Bu evrede böbrek dokusunda gelişen tümörlerin boyutları 7 cm ve üzeri olabilmektedir.
3.Evre
Bu evrede kanser daha büyük boyutlara ulaşabilir ve böbrek dışındaki dokulara da yayılmaya başlar. Kanserli hücreler organlar arası yayılmamakla birlikte yakınlarda bulunan kan damarları, böbreküstü bezleri ve lenf düğümlerine yerleşebilmektedir.
4.Evre
Böbrek kanserinin son evresinde artık kanserli hücreler böbreğin yağ dokusunu aşarak lenf düğümleri ve diğer organlara da yayılmaya başlar. Bu aşamada kanserin kontrol altına alınması diğer evrelere göre daha zordur. Genellikle diğer tedavi uygulamaları işe yaramayacağı için cerrahi operasyonla böbreğin bir kısmının veya tamamının alınması gerekebilir.
Böbrek Kanseri Metastazı Nedir?
Kanserli hücreler ilk gelişmeye başladığı bölgeden diğer organ ya da dokulara yayılmaya başlaması metastaz olarak adlandırılır. Böbrek kanserinin ilerleyen evrelerinde büyüyen tümörlerden kopan parçalar kalın bağırsak, lenf bezleri, pankreas ya da mideye yerleşerek bu bölgelerde de fonksiyonel bozukluklar meydana getirebilir. Eğer kanserde metastatik bir yayılma durumu varsa hastaya sistemik tedavi ya da cerrahi operasyon uygulanması gerekebilir.
Böbrek Kanseri Teşhisi Nasıl Yapılır?
Doktor böbrek kanserinin varlığını tespit edebilmek amacıyla öncelikle hastaya geçmişte yaşadığı sağlık problemlerini sorar ve ardından genel bir muayeneden geçirir. Eğer fiziksel muayene sırasında kanser olabileceğinden şüphelenilirse kesin teşhis koyabilmek adına çeşitli kan testleri ve görüntüleme yöntemleri yapılabilir. Bu uygulamalardan sonra halen kanser olup olmadığı hakkında kesin bir bilgi edinilemezse kişiye biyopsi uygulanmaktadır. Böbrek kanserinin teşhisinde kullanılan yöntemler genel olarak şu şekilde sıralanır.
Laboratuvar Testleri
Kan ya da idrar gibi numunelerle yapılan laboratuvar testleri kesin teşhis konusunda yetersiz kalsa da böbrek kanserinin varlığı hakkında kısmen yardımcı olabilmektedir. Tam kan sayımı, idrar tahlili ve kan kimyası testi gibi tahliller laboratuvar ortamında uygulanan testler arasında sayılabilir.
Tam Kan Sayımı
Bu uygulamayla kanda bulunan maddelerin oranları hakkında bilgi edinilmektedir. Böbrek kanserinde yapılan kan sayımında çoğunlukla kansızlık sonucunda ulaşılır. Ancak bazen kanserli hücreler kemik iliğine yerleşerek alyuvar miktarında artışa neden olabilir. Bu durumda kandaki alyuvar sayısı normal değerin çok üzerinde olur.
İdrar Tahlili
İdrarda bulunan kan ya da bazı toksin maddelerin varlığını tespit etmek amacıyla hastadan alınan idrar örneği laboratuvar ortamında incelenmektedir.
Kan Kimyası Testleri
Kanserli hücrelerin çoğalması kanda bulunan bazı karaciğer enzimlerinin ve kalsiyum seviyesinin miktarında ani değişikliklere neden olabilir. Eğer kanser kemiklere yayılırsa kandaki kalsiyum seviyesinde büyük ölçüde artış meydana gelir.
Görüntüleme Testleri
Böbrek kanserinin teşhisi amacıyla aşağıdaki görüntüleme testleri yapılabilmektedir.
Ultrason
Ultrason yönteminde uygulanan yüksek frekanslı ses dalgaları dokulardaki tümör oluşumları ve ne kadar büyüklüğe ulaştıkları hakkında bilgi verir.
Anjiyografi
Anjiyografi tümörü besleyen kan damarlarının varlığını tespit etmek için kullanılan bir uygulamadır. Kasıklarda bulunan arterden kateter çıkarılarak damar içine boya enjekte edilir ve X-ışınları yardımıyla damarların gidiş yolları belirlenir.
Bilgisayarlı Tomografi (BT)
Bilgisayarlı tomografi X ışınları yardımıyla vücudun kesitsel görüntülerini oluşturur ve böbreklerde bulunan tümörlerin tespiti, şekli, yeri ve boyutu hakkında bilgi edinmeyi sağlar
Manyetik Rezonans (MR)
Manyetik rezonans güçlü radyo dalgalarını kullanarak görüntü elde etmeyi sağlamaktadır. Bu uygulama kanserin beyin, kan damarları ya da omuriliğe yayılıp yayılmadığının tespitinde kullanılır.
Göğüs Röntgeni
Akciğerlere kanserli hücrelerin bulaşmış olma ihtimaline karşı kontrol amaçlı uygulanan bir yöntemdir
Kemik Taraması
Kemiklerde kronikleşen ağrılar ya da kanda kalsiyum düzeyinin yükselmesi gibi semptomlara rastlanırsa kemiklerde kanser oluşumunun varlığını tespit etmek amacıyla kemik taraması yapılabilmektedir.
Böbrek Biyopsisi
Eğer görüntüleme testleri böbrek kanserinin teşhisi için yeterli olmazsa bu durumda doktorlar ilgili dokuyu daha detaylı bir şekilde incelemek üzere böbrek biyopsisi yapabilir.
Böbrek Kanseri Tedavisi Nasıl Yapılır?
Böbrek kanserinde hangi tedavi yönteminin uygulanacağı kanserin derecesi, hastanın genel sağlık durumu ve başka rahatsızlığın olup olmadığına göre farklılık gösterebilmektedir. Eğer hastalık başlangıç evresindeyse genellikle kemoterapi, ameliyat, ilaç tedavisi veya radyasyon tedavisi gibi uygulamalar yapılabilmektedir. Bunun yanında kanserin çok geniş alanlara yayıldığı vakalarda ise tek çare cerrahi operasyonla kanserli böbreğin çıkarılmasıdır.
Böbrek Kanseri Ameliyatı
Böbrek kanseri ameliyatı bu hastalığın tedavi edilmesi amacıyla uygulanan yöntemler arasında en sık tercih edilenlerden birisidir. Kanserin konumuna ve yayılma büyüklüğüne göre böbrek dokusunun bir bölümünün alındığı kısmi nefrektomi ya da tüm böbreğin alındığı radikal nefrektomi uygulamalarından birisi yapılabilmektedir. Ameliyatın açık operasyonla mı yoksa laparoskopi olarak adlandırılan kapalı yöntemle mi yapılacağına genel kontroller sonrasında cerrah karar vermektedir. Böbrek kanseri ameliyatı 4 farklı şekilde yapılmaktadır.
Kısmi Nefrektomi
Kanserin çok yayılmadığı durumlarda cerrahın böbreğin sadece hasarlı kısmını aldığı ameliyat uygulamasıdır.
Nefron Koruyucu Cerrahi
Genellikle hastalığın başlangıç evresinde tercih edilen nefron koruyucu cerrahide sadece kanser nedeniyle zarar gören lenf düğümleri, komşu dokular ve tümör oluşumlarının olduğu bölge temizlenmektedir.
Radikal Nefrektomi
Bu uygulamayla deformasyona uğrayan böbreğin tamamı, böbreğin yakınında bulunan lenf düğümleri, böbreküstü bezleri ya da böbreğin etrafını kaplayan yağ dokusu alınabilmektedir.
Metastazların Alınması
Böbrek kanserinde tedavi sürecine geç kalındığında kanser lenf düğümlerine, karaciğere, kemik dokusuna ve akciğerlere yayılabilmektedir. Bu durumda etkilenen organlardaki zararlı oluşumların ameliyatla alınması gerekebilir.
Böbrek Kanseri Ameliyatının Riskleri Nelerdir?
Böbrek kanserinden çeşitli ameliyat uygulamalarının yapılması büyük ölçüde iyileşme sağlayabilse de bunun bazı yan etkileri de olabilmektedir.
Göğüs boşluğunda hava birikmesi
İdrarın karın içine çekilmesi ve idrar yaparken zorlanma
İç organ ve kan damarlarında yapısal bozuklukların meydana gelmesi
Böbrek yetmezliği
Böbrek Kanseri Ablasyonterapi Tedavisi
Küçük tümörlerin yok edilmesinde etkili sonuçlar veren bu uygulamada kanserli hücreler ısıyla ya da dondurularak etkisiz hale getirilmektedir. Ablasyonterapi yöntemi iki şekilde yapılmaktadır.
Kriyoterapi
Bu yöntemde tümörün içerisine özel iğneler yardımıyla gaz verilerek kanser hücrelerinin dondurulması sağlanmaktadır.
Radyofrekansablasyonu
Yüksek enerjili radyo dalgalarının kullanıldığı radyofrekansablasyonu yönteminde kanser hücreleri belirli bir dereceye kadar ısıtılmaktadır. Bunun sonucunda da yapısı bozulan kanser hücreleri yok olur ve daha geniş bir alana yayılamaz.
Biyolojik Terapi
Eğer böbrek kanserinin ilerleyen evrelerinde yararlanılabilecek tedavi yöntemlerinden birisi de biyolojik terapidir. Diğer adıyla immünoterapi olarak da bilinen bu uygulama gün içerisinde bir ya da iki kez alınan ilaçlardır. Bunlardan en yaygın olanları Aldesleukin, interferon ve Nivolumab’dır. İlaçlar doktorun belirttiği şekilde kullanıldığında tümörlerin büyümesi ve kanser hücrelerinin diğer dokulara yayılması önlenebilir.
Embolizasyon Tedavisi
Embolizasyon yöntemiyle ilgili bölgeye bir takım uyarıcı maddeler enjekte edilerek kanser hücrelerini besleyen arterin çapı küçültülmeye çalışılmaktadır. Böylece hem tümöre giden kan akışı hem de besin alışverişini engellenebilir.
Radyoterapi Tedavisi
Doktorlar bazı durumlarda kanser oluşumlarını engellemek amacıyla yüksek enerji değerlerine sahip radyasyonu tercih edebilmektedir. Bu yöntemle böbrek kanseri tam anlamıyla yok olmasa da hastalık nedeniyle oluşan semptomlarda büyük ölçüde azalma meydana gelmektedir. Günlük hayatta kullandığımız bazı şeylerde olabildiği gibi radyoterapi uygulamasının da bazı yan etkileri olabilmektedir.
Vücudun çeşitli bölümlerinde kızarıklık,
Saçların yoğun bir şekilde dökülmesi,
İshal, mide bulantısı ve kusma,
Kronikleşen yorgunluk ve stres,
Kemoterapi Tedavisi,
Kemoterapi uygulamasında kullanılan kanser önleyici ilaçlar ağızdan ya da damardan enjeksiyonla verilmektedir. Özellikle kanser hücrelerinin kana karışarak vücudun çeşitli bölümlerine yayıldığı vakalarda büyük ölçüde etkili sonuçlar meydana getirmektedir. Ancak böbrek kanseri hücreleri kemoterapi ilaçlarına her zaman olumlu cevap vermediği için bu yöntem öncelikli tercih sebebi değildir. Kemoterapi, genellikle immünoterapi ve ilaç tedavisi uygulandıktan sonra akla gelen bir yöntemdir.
Kemoterapinin Olumsuz Etkileri Nelerdir?
Kemoterapinin yanlış, uzun süreli ya da eksik kullanımı sonucunda bazı olumsuz etkiler meydana gelebilmektedir.
Ağız içinde yaralar, diş ve diş eti problemleri,
Saçların yoğun bir şekilde dökülmesi,
Mide bulantısı, kusma ve midenin yanması,
İştahsızlık ve kilo kaybı,
İshal ve kabızlık,
Çeşitli enfeksiyon hastalıkları,
Yorgunluk,
Cilt yüzeyinde morluklar,
Kronikleşen ağrılar,