Kolanın ne denli zararlı olduğuyla ilgili geçtiğimiz yıllarda da birçok çalışma bulguları paylaşıldı. Tüm bunlara rağmen küresel ölçekte tüketimi artan bir şekilde devam ediyor.
Duyduklarınızdan ziyade gördükleriniz sizi ikna ediyorsa bu içerik tam da size göre! Buyurun birlikte okuyalım.
Kolayı tükettiğiniz ilk 10 dakika içerisinde, 10 çay kaşığı şeker tüketmiş olursunuz ki bu da günlük ihtiyacınızın 2 katı kadardır.
Aşırı şeker tüketimi nedeniyle 20 dakika sonra, kandaki şeker seviyesi aniden yükselir. Vücudunuz bu durumu dengeleyebilmek için insülin salgılamasını arttırır. Tüm bunların sonucunda karaciğeriniz bu fazla şekeri yağa dönüştürmeye başlar.
Vücudunuz kolanın içeriğindeki kafeinin tamamını 40 dakika içinde tüketir ve sonrasında karaciğer, sisteme fazladan şeker gönderme görevini verir. Bu sürecin ardından enerjik hissedebilirsiniz fakat unutmayın ki çok kısa süreliğine. Ve devamında da kendinizi normalinden fazla yorgun hissedeceksiniz.
45 dakikanın sonunda kola, tıpkı uyuşturucu maddeler gibi davranarak mutluluk hormonu salgılamanıza sebep olur. Zamanla sisteminizdeki mutluluk hormonu size yetmemeye başlar ve fazlası için yapabileceklerinizin sınırı yoktur.
Bir saatin sonunda ise; vücudunuzda bulunan kalsiyum, çinko, magnezyum gibi mineraller sindirim sisteminizi hızlandırır. Bunun nedeni vücuttaki fazla şekerin ve yapay tatlandırıcıların atılması isteğidir. Bu mineraller kemiklerinizin sağlığı açısından oldukça önemlidir fakat bu durumda vücuttan şekeri atmak için kullanılır ve besleyiciliği kalmaz.
Tüm bunlardan sonra da yorgunluk hissine kapılıp tembelleşirsiniz. Tekrar aynı mutluluğu hissedebilmek için kola tüketirsiniz. Lakin bu durum zamanla kemiklerinize zarar vermeye başlar.
Kolanın yerine hem tadı daha güzel hem de daha yararlı olan meyve sularını tüketmenizi tavsiye ediyoruz.
Yakınlarınızın da bu bilgilerden mahrum kalmasını istemiyorsanız bu içeriğimizi onlarla da paylaşın ve farkındalığı arttırın.