7TP Bilişim, Türkiye’de ilk olan, erişilebilir, yaygın, bilimsel testten geçmiş ‘7TP Deprem Erken Uyarı Sistemi ve Uygulaması’nı tanıttı.
Depremin öncül dalgasını algılayarak, yıkıcı ikincil dalga gelmeden 20-25 saniye önceye kadar kullanıcılara haber verebilmeyi amaçlayan mobil uygulama geliştirildi.
Sistem Mühendisi Alper Göknar’ın öncülüğünde geliştirilen ve şu anda Marmara Bölgesi’ndeki 16 istasyonun verileri aracılığıyla çalışan “Deprem Erken Uyarı Sistemi ve Uygulaması” hayata geçirildi.
Göknar’ın, Yeditepe Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’nin düzenlediği “2017-7 Tepe Yeni Fikir” yarışmasında ödül aldığı “Deprem Erken Uyarı Sistemi ve Uygulaması” projesi sonrasında çalışmalarını Girişim Atölyesi’nde sürdürdüğü uygulama, Marmara Depremi’nin 19. yıl dönümü olan 17 Ağustos gecesi kullanıcıların hizmetine sunulacak.
Uygulamayla, sismik hareket algılayıcı istasyonlarla öncü deprem dalgası tespit edilip mobil uygulama üzerinden kullanıcıların cep telefonlarına alarm gönderiliyor.
Bu sayede kullanıcıların, yıkıcı ikinci dalga gelmeden 25 saniye önceye kadar zaman kazandığı iddia ediliyor.
“Sistem hayat kurtaracak bir zaman kazandırıyor”
Deprem Erken Uyarı Sistemi ve Uygulaması Proje Direktörü Alper Göknar, uygulamanın tanıtımı amacıyla düzenlenen basın toplantısında, sistemin, öncü deprem dalgasını tespit ederek, bir saniye içinde akıllı telefon uygulaması aracılığıyla kullanıcılara alarm gönderdiğini belirtti.
Göknar, “Depremlerde yıkımı yaratan ikincil dalga öncesi gelen alarm, 25 saniyeye varan ve hayat kurtarabilecek bir zaman kazandırıyor.” diyerek, Türkiye’nin yüzölçümü olarak yüzde 92’sinin, nüfus yoğunluğu olarak ise yüzde 95’inin deprem kuşağında yer aldığını aktardı.
Türkiye’nin deprem riski en yüksek ülkeler arasında yer aldığını vurgulayan Göknar, şöyle devam etti:
“Deprem risk haritasına baktığımızda, ülkemizde riskin olmadığı, güvenli bir alan neredeyse yok. Son 2 bin yılda sadece İstanbul’u etkileyen ve her biri onbinlerce hayata mal olan 17 büyük deprem görüyoruz.
Bu öngörüden hareketle depremi önceden haber verebilecek bir sistem ve bu veriyi milyonlara ulaştıracak bir uygulama oluşturma amacıyla harekete geçtik. Türkiye’de ilk, dünyada sayılı projelerden olan, inovasyon ödüllü 7TP deprem erken uyarı sistemini geliştirdik.”
Alper Göknar, Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara’ya kıyı olan yaklaşık 200 kilometrelik hattı boyunca, Mudanya-Çınarcık-Yalova hattından başlayarak, Adalar-Büyükçekmece-Tekirdağ-Şarköy kıyı şeridi boyunca en yüksek riskli bölgelerde hassas ve gelişmiş P-dalgası algılama sensör istasyonları kurduklarını ifade etti.
İhtiyaca göre fiber, uydu-net, veya GSM hatları üzerinden, en az 2 farklı bağlantı ile ana sunuculara kesintisiz bilgi gönderdiklerini vurgulayan Göknar, “Her türlü elektrik kesintisine karşı jeneratör ve UPS’lerle enerji sürekliliğini sağlıyoruz.
İstasyonlarda kullandığımız sensörler, dünyada en gelişmiş P-dalgası algılama sensörleridir. Almanya’da üniversite iş birliğiyle geliştirilip, 2006’dan beri Türkiye dahil birçok ülkede sanayi tesislerinde, konsolosluklarda, doğalgaz ve enerji dağıtım hatlarında, barajlarda, metro ve tren hatlarında kullanılan sensörlerdir.” diye konuştu.
“Alarm hayat kurtaracak”
Göknar, kurdukları teknolojik alt yapıyı, cep telefonu uygulamasına entegre ettiklerini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir deprem olduğunda, en basit anlatımıyla, nasıl suya atılan bir taş merkezden dışarıya doğru dalgalar oluşturuyorsa, önce sesten 20 kat hızla ilerleyen ve P-dalgası olarak adlandırılan öncül yüzey dalgası yayılıyor. Aynı anda ama daha yavaş ve bizlerin deprem olarak adlandırdığı, yer yüzeyinde dalgalanma yaratarak ilerleyen yıkıcı ikincil dalga olan S-dalgası geliyor.
İşte fay hatlarına kurduğumuz istasyonlardaki sensörler, sesten 20 kat daha hızla hareket eden bu öncül P-dalgasını algılayıp, milisaniyeler içinde analiz ediyor ve merkezi sunuculara iletiyor.
Sunucular, uygulamanın bulunduğu telefonlara istasyonlarda ölçülen şiddete göre mesaj veya sesli ve görüntülü alarm uyarısı gönderiyor. Böylece, depremin merkez üssüne olan uzaklıklarına göre, yıkıcı ikincil S-dalgası vurmadan önce hayat kurtaran süreleri kazanıyoruz.
Mevcut altyapımızda, bilişim teknolojilerinin ulaştığı en son imkanlar ile süper bilgisayarları da kullanarak, milyonlarca kullanıcıya 1 saniye içinde alarm gönderebiliyoruz.”
Uygulamayla “Sevdiklerim nerede?” özelliğiyle de kullanıcı tarafından oluşturulan gruplarda bulunan kişilerin deprem sırasında nerede ve ne durumda olduklarının görülebileceğini anlatan Göknar, sistemin istasyon ağını yakında Bursa, Çanakkale, Manisa, Aydın, İzmir ve Bodrum’a, ilerleyen dönemde ise yurt dışına kadar genişletmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Göknar, Japonya ve Amerika’da da benzer sistemlerin bulunduğunu aktararak, uygulamanın, akıllı telefonlara Marmara Depremi’nin gerçekleştiği 17 Ağustos gecesi saat 03.01’den itibaren indirilebileceğini sözlerine ekledi.
Felaket senaryosu 7,7
Yabancı ve yerli yer bilimcilerinin ortak fikrine göre; gelecekte Marmara Denizi içerisinde 7’den büyük bir deprem yaşanabilir ve beraberinde yıkıcı bir tsunami dalgası oluşabilir.
Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Başkanı Jeolog Prof. Dr. Şükrü Ersoy, “En kötü senaryoya göre Marmara’da muhtemel depremin büyüklüğü 7,7 olabilir” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından düzenlenen “İstanbul’un Afetlere Hazırlık Çalışmaları Çalıştayı” dün başladı.
Çalıştayın açılışına AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu ile Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Başkanı jeolog Prof. Dr. Şükrü Ersoy da katıldı.
Açılışta konuşan Prof. Dr. Şükrü Ersoy, ‘Ülkemiz ekonomik anlamda gelişmiş bir ülkedir. Sadece bilime dayanarak, depremle, tsunamiyle, sel ve heyelanlarla, küresel iklim değişikliğiyle baş edebiliriz.
Buna inanmalıyız. Ülkemiz için gerekli olan tek şey saygıdeğer yöneticilerimizin göstereceği siyasi irade ve desteğidir. Yapılanları övmek elbette yapacaklarımız için önemli bir motivasyon kaynağıdır.
Ama bu çalıştayın amacı yapılanları övmek değil, geleceği tesis etmek için, daha iyiyi ortaya koymak için eksikleri bulmaktır” dedi.
7,7’ye varabilir…
Ersoy, olası İstanbul depremine dikkat çekerek, şunları kaydetti: “Yabancı ve yerli yer bilimcilerinin ortak fikri; gelecekte Marmara Denizi içerisinde 7’den büyük bir deprem olabileceği ve beraberinde yıkıcı bir tsunami dalgası oluşabilir.
En kötü senaryoya göre deprem büyüklüğü 7,7’ye bile varabilir. Elbette ülkemizde büyük deprem oluşturabilecek pek çok fay kuşağı bulunmaktadır.
Ama nüfus, yapı, finansal yoğunluk açısından Marmara’yı daha çok konuşmamız gerektiği bir gerçektir. Bu yüzden Marmara’daki deprem sorunu bir milli güvenlik sorunu gibi el alınmalıdır.”
İlklim değişikliğine de işaret eden Ersoy, şöyle devam etti: “Değişime bağlı olarak yaşanan aşırı kış ve yaz koşulları, şiddetli fırtına ve hortumlar, sel ve su baskınları, heyelan ve toprak kaymaları artık şehirlerimizde sıkça yaşanan sıradan olaylar haline gelmiştir.
Bunlar doğal kaynaklı değil, insan kaynaklı şehir afetleridir. Son günlerde İstanbul’un bazı ilçelerinde yaşanan toprak kaymalarında tek suçlu olarak ilan edilen şiddetli yağışlar kötü mühendislik örneği defolu inşaatları ifşa etmiştir.”
—