Sıkıcı ve baskıcı olmadan çocuğunuzla iletişim kurmanızı kolaylaştıracak bu üç soru, aynı zamanda onun daha duyarlı bir yetişkin olma yolunda da çok işine yarayacak…
Çocuklar okullarda her ne kadar yeni fikrilerle ve yeni insanlarla tanışacak olsalar da, ayrı düştükçe, aramızdaki bağın zayıflayacağını düşünmekten alamıyoruz kendimizi. Evet, tam bir ‘anne’ endişesi; ama aile bağlarını güçlendirmek için bir yol bulmanın hiçbir sakıncası yok.
Çocuklarınıza, her akşam yemeğinde yalnızca şu 3 soruyu sorarak aile bağlarınızı güçlü tutma adına bir şeyler yapabilirsiniz:
“Bugün nasıl cesurca hareketler yaptın?”
Çocuklarınıza, cesaretin şaşaalı bir hareketle değil; genelde küçük jestlerle gösterildiğini öğretin. Cesur ve iyi niyetli yanlarını erken yaşta ortaya çıkarmak – hala anne ve babaları tarafından korunduklarını hissederken – önemlidir. Şu an, üzerilerinde durdukları zeminiz biz; ancak günün birinde, okulda, işte ya da kişisel hayatlarında, üzerinde durabilecek yeni bir zemine ihtiyaç duyacaklar – kendi ellerinden çıkan bir zemine.
Hayat ürkütücü ya da riskli bir hal aldığında, geçmişe bakıp sorunlarını halledebileceklerinin kanıtı olan cesur hareketlerini görebilmelerini isteriz. Bugün ne kadar cesurdun? Bu soru ile cesaretlerini tanımaya öğrenecekler ve böylelikle gerçekten ihtiyaç duyduklarında, cesaret, eski bir arkadaşları olacak.
“Bugün ne kadar naziktin?”
Çocuklar, acımasız olabilirler. Yetişkinler de öyle. Bu durum, insanlığımızın getirilerindendir. Elbette yalnızca insan olmak yetmiyor; aynı zamanda da insancıl olmak gerek. Devlet okulları hakkında ne düşünüyorsanız düşünün, bizi bölen ve ayakta tutan farklılıkları çocuklara göstermenin etkili bir yolu olduğu kesin.
Çocuklarımızın, oyun alanında aziz olmalarına gerek yok. Yalnızca çevrelerinde neler olduğunun farkında olmaları ve çevrelerini daha iyi bir yer haline getirme yolları bulmak için sorun çözmeleri gerek.
Toplum, genelde çocuklarımıza nezaketin boyun eğmek ya da diğerlerinden daha zayıf görünmek olduğunu öğretiyor. Yanlış ne yazık ki. Çocuklarımıza, nezaketin, anlayışla yol göstermek ve diğerleri için daha güçlü olmak anlamına geldiğini öğretmemiz gerekiyor.
Belki herkes sessiz kalırken bir arkadaşı savunmak şeklinde, belki de yemekte her zaman yalnız oturan kızın yanına oturmak şeklinde. Bugün ne kadar naziktin? Nezaket, güçtür; çocuklarımızın her gün bu güçleri üzerinde çalışmalarını sağlamamız gerekiyor.
“Bugün nasıl bir başarısızlık yaşadın?”
Çocuklarımızın istikrarlı bir şekilde başarı peşinden koşmalarını istiyorsak eğer, başarısızlıktan korkmadıklarından emin olmamız gerekiyor. Sıklıkla yapılan hatalar, yanlış adımlar ve yanlış hükümler, sır ve utançla dolu sonuçlar doğurur.
Çocuklarınızın, kötü sınav sonuçlarını, bozulan arkadaşlıklarını ya da canlarını yakan herhangi bir şeyi saklamalarını istemezsiniz değil mi? Hayat, yenilgilerle doludur; ama bu durum, yenildiğimiz anlamına gelmez! Yalnızca denediğimizi gösterir – ki bu güzel bir şey, değil mi? Bu yüzden her akşam, çocuklarınızla birlikte başarısızlıklar üzerinde konuşun.
Bu 3 soruyu, çocuklarınıza gelecek yıllarda da sorun. Yanıtlar değişecek; ama aldıkları sevgi, aynı kalmaya devam edecek.
İngilizce’den çevirip derlediğimiz bu haber huffingtonpost.com da yayınlanmıştır.