“Çocuğum telefon ve tableti çok seviyor, onun çağı da böyle, ne yapayım” diyorsanız, çocuğunuzun yüzüne bakın.
Tehlikeyi yüzünden okuyabilirsiniz
TEKNOLOJİ ÇAĞI DA OLSA HER ŞEYİN BİR SINIRI VAR
Teknoloji hayatımızın bir parçası.
Neredeyse çoğumuz telefonlarımızla yapışık ikiz gibiyiz. Kimimiz iş kimimiz iletişim için kullanıyor ve “vazgeçemem” diyor.
Peki, ebeveynlerini örnek alan çocuklarımızı bu durum nasıl etkiliyor? “Teknoloji çağında doğdular, tabii ki tablet, telefon kullanacaklar” diyenleri duyar gibiyim.
“Teknoloji çağı da olsa her şeyin bir sınırı var” diyenleri de…
Hangi tarafta durursanız durun, görevimiz çocuklarımızın ruhsal ve bedensel gelişimini takip etmek ve anormal durumları anında tespit etmek.
Bu konuda Pedagog Dr. Âdem Güneş’in paylaşımı tüylerimi diken diken etti.
DÖRT BELİRGİN KAS HAFIZASI
Pedagog Dr. Âdem Güneş: “Bilgisayar, internet ve cep telefonu ile sürekli meşgul olan çocukların ‘Göz, ağız ve yanak’ kaslarında anormal kasılmalar görülür.
Bu durum çocuğun doğal görünüşünde dört belirgin kas hafızasını beraberinde getirir;
1- Ağzı açıklık
2- Patlak göz
3- Hissizlik
4- Anlamsız mimik” diyerek yukarıdaki fotoğrafı paylaştı.
“Çocuğumla baş edemiyorum, ısrarla telefonu istiyor, saatlerce ayrılmıyor” diye sızlanıyorsanız, önce yukarıdaki fotoğrafa sonra çocuğunuza bakın.
Eğer şüpheniz varsa, hemen bir uzmana başvurarak yardım alın.
———
FELAKET TELLALI OLMAYIN
İki yaşında çocuğu olan ve bir ay önce doğum yapmış bir arkadaşımla sohbet ediyorduk.
Bana hamileyken başından geçen bir anısını anlattı:
“Karnım burnumda, markette kasa sırası bekliyorum. Beni gören bir kadın karnıma bakarak, ‘Bu iyi günlerin, sen bir de doğurunca gör’ dedi. ‘Bu benim ikinci çocuğum ne göreceğimi biliyorum’ dedim. Ama yine de moralim bozuldu” diyerek devam etti:
“Başka bir gün oğlumu alıp sahile dolaşmaya gitmiştim, doğumuma da günler vardı.
Karşıdan bir kadın yaklaştı, iki çocuğu var yanında.
Gülümsedi ve oğlumu göstererek:
‘Kardeşine abilik edecek. Onlar birbirini büyütecek ve sen çok rahat edeceksin’ dedi. Beni o kadar motive etti ki, kafamdaki sorular yok oldu ve iyi ki hamile kalmışım dedim” diyerek cümlesini tamamladı.
Bir sözün karşınızdaki insanı ne duruma soktuğunu okudunuz. Üstelik hamile bir kadını…
Eminim etrafınız marketteki o kadın gibilerle dolu.
Nedense felaket tellalı olmak daha çok seviliyor.
Ama biz, umut veren, motive edicilerden olalım.
Bir kadını bir kadından daha iyi kim anlayabilir ki?
Önce biz birbirimizi koruyalım, gerisi zaten gelir.
Pınar Yıldız Yüksel