Duygu kelime dağarcığı, çocuğunuzun olaylar karşısındaki hislerini ve tepkilerini ifade etmek için kullandığı kelimeler topluluğudur. Çocuğunuz, duygu kelime dağarcığını konuşmayı öğrenmeden önce geliştirmeye başlar.
Çocuğunuz henüz tam olarak hareket edemiyor, yattığı yerde dönemiyorken onun bu çabalarına “Ah, bu senin için çok sinir bozucu olmalı!” diye cevap vermiş olabilirsiniz.
Ya da en sevdiği oyuncağını düşürüp kırdığında, muhtemelen “Üzgün olduğunu görüyorum,”demişsinizdir ona. Çocuğunuz istediği şeyi elde edemediğinde ve tepinip size bağırmaya başladığında da, ona “Bana kızdığını biliyorum,” diye cevap verme ihtimaliniz yüksek.
Duygu dağarcığı neden önemli?
Birçok ebeveyn, çocukların hissettiği mutluluk, üzüntü ve öfke gibi güçlü ve yaygın duygular için onların kelime ihtiyaçlarını karşılamaya çalışır.
Ancak bunu yaparken duygulara yönelik geniş bir kelime hazinesi olduğu gerçeğini bazen gözden kaçırır. Çocukların, tüm duygularını ifade edebilmeleri ve diğer insanların hisleriyle ilgili ipuçlarını yakalayabilmeleri için daha geniş bir kelime havuzundan seçim yapabiliyor olmaları gerekiyor.
Diğer insanların duygularını sezmek ve anlamak, çocuğun sosyal gelişiminin ve sosyal başarısının çok önemli bir kısmını oluşturuyor.
Çocuğunuz başka çocuklarla bağ kurma çabası içindeyken, bu çocukların kendisine gösterdiği tepkilere dair duygusal ipuçlarını okuyabiliyorsa, arkadaşlarına daha uygun bir şekilde karşılık verebilir. Bu, arkadaşlık ilişkilerini oluşturma ve sürdürme becerisinin temelidir.
Çocuklar duygusal zekalarını nasıl geliştirirler?
Kendi duygularını tanıma, başkalarının duygularını okuma ve onlara karşılık verme becerileri bir araya gelerek duygusal zeka olarak bilinen beceriyi oluşturur.
İpuçlarını okuma ve bunlara uygun şekilde karşılık verme becerisi doğuştan geliyor olsaydı çok güzel olurdu, ama maalesef öyle değil.
Çocuklar duygusal zekalarını sosyal deneyimler ve öğretim aracılığıyla geliştiriyor. Bazı çocuklar – örneğin otizmli çocuklar – duyguları öğrenmede diğer çocuklardan daha fazla zorluk çekiyor ve daha kapsamlı bir öğretime ihtiyaç duyuyorlar.
Duygu dağarcığını geliştirecek etkinlikler
Çocuklar öğretim yoluyla öğrenir ama aynı zamanda çevrelerindeki insanlardan da “ders alırlar”. Kendi duygularınızdan ve tepkilerinizden bahsederken çeşitli kelimeler kullanmanız iyi bir fikir olabilir.
Örneğin, bilgisayar ekranı donduğunda olumsuz kelimeler kullanmak yerine, derin bir nefes alın ve “Ekranın sürekli donması canımı sıkıyor, düzeltemezsem işimi bitiremem diye endişeleniyorum,” benzeri bir şey söyleyin.
- Etkinliklerin amacı: Çocuğunuzun farklı duyguları belirlemesi ve adlandırması.
- Hedeflenen beceriler: Duygusal zeka, sözlü iletişim, sosyal beceriler.
Çocuğunuzun duygusal zekasını geliştirmeye yardımcı olacak birçok yöntem mevcut. İşte, birlikte yapabileceğiniz sekiz basit etkinlik…
Duygulardan oluşan bir liste yapın. Kocaman bir kağıt ve bir tane de kalem alın, çocuğunuzla oturun ve aklınıza gelen tüm duygularla ilgili bir beyin fırtınası yapın. Listeniz çocuğunuzun bilmediği duyguları da içerebilir.
O duyguya yol açabilecek olası bir durumdan bahsedin ve uygun bir yüz ifadesi takının, bu şekilde duyguyu çocuğunuza açıklayabilirsiniz.
Duygulardan oluşan listenize, “duygu sesleri”ni ekleyin. Çocuklar duygularını kelimelerle ifade edemezler her zaman, ancak duygulara eşlik eden sesleri biliyor olabilirler. Örneğin, çocuğunuz “endişeli” kelimesini bilmese de “Ah!” ifadesini ya da iç geçirme sesini tanıyabilir. Yorgunluk, üzüntü, hayal kırıklığı veya öfke gibi birden fazla duyguyla eşleştirilebilecek iç geçirmeye benzer sesler çıkararak çocuğunuzu şaşırtın.
Kitap okuyun. Okuryazarlığın ve duygusal zekanın ayrı ayrı öğretilmesine gerek yok. Özel olarak duyguları keşfeden birçok harika kitap mevcut olsa da, okuduğunuz her hikayede çeşitli duygular bulmanız mümkün. Birlikte kitap okurken ana karakterin belli durumlarda nasıl hissediyor olabileceğini çocuğunuza sorun. Resimleri ve olayları yardımcı ipuçları olarak kullanın.
Duygusal sessiz sinema oynayın. Çocuğunuzla oynayabileceğiniz çok eğlenceli bir oyun bu. İçinizden biri, tüm bedenini ya da sadece yüzünü kullanarak diğerine anlatacağı duyguyu seçsin. Eğer çocuğunuz yüz ifadenizden anlam çıkarmakta zorlanıyorsa ona bir ayna verin ve aynaya bakarak aynı yüz ifadesini yapmaya çalışmasını isteyin. Çocuklar duyguları kendi yüzlerinde görünce daha rahat tanıyabilirler.
“Eğer sen de mutluysan alkışla” şarkısının sözleriyle oynayın. Bu bildik şarkının sözlerini yeni duyguları kullanarak değiştirin.
Bir “Duygular Kolajı” yapın. Çocuğunuza biraz kağıt, bir makas, yapıştırıcı ve eski birkaç dergi verin. Sizin belirlediğiniz duygulara uyan ya da kendi seçtikleri duyguları ifade eden yüzlerden bir kolaj çalışması yapsınlar. Bitirdikleri zaman duyguların altına isimlerini yazın ve çalışmayı kolayca ulaşabileceğiniz bir yere asın.
“Duygu günlüğü” tutun.Duygu günlüğü, çocuğunuzun duygularına ve o duyguları hissettiren deneyimlerine dair kayıt tutmasına olanak sağlar.
Canlandırma/rol yapma ve inceleme. Duygu dağarcığını geliştirmenin en iyi yollarından biri de canlandırma/rol yapma veya hikaye yaratma oyunudur.
Çocuğunuzun karşı karşıya kalabileceği durumlarla ilgili senaryolar türetin ve bunlar karşısında nasıl tepki gösterip davranacağını sergilemesini isteyin. Rol yapmayla beraber inceleme kısmı da gelir. İyi sonlanmayan durumların üstünden geçin, olaylara dahil olan diğer insanların duygularını da inceleyin ve çocuğunuzla neyi farklı yapabileceğine dair konuşun.