Çocuklarımızın eğitim hayatında başarılı olması, sadece eğitim aldığı kurumla değil evlerde anne babaların onlara ayırdığı zamanla da ilgili.
Son yıllarda hayatımıza giren kaliteli zaman kavramı da burada çok etkili oluyor aslında. Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barış Erdoğan’ın yaptığı açıklamada anne babalara düşen role dair ciddi bilgiler var.
Örneğin, çocuklarla nasıl konuşmalı?
Burada konuşmanın içeriği de kullanılan iletişim dili de etkili tabii. Erdoğan’ın açıklamasına göre;
“Evde konuşulan zengin dil, çocuğun okul başarısı ve eğitim hayatını olumlu etkiliyor. Uzun ve düzgün cümleler kuran, konuşmalarında soyut ifadeler bulunan ebeveynleri olan çocukların, okulda daha başarılı olduğunu belirten uzmanlar, ailelerin çocukla iletişim kurarken mümkün olduğunda açıklayıcı ifadeler kullanmalarını tavsiye ediyor.”
Erdoğan’ın “Ebeveynleri soyut ifadelerin yer aldığı, uzun ve düzgün açıklayıcı cümleler konuşabilen çocukların diğer arkadaşlarına göre eğitim hayatında çok daha başarılı oldukları” şeklinde açıklamalarını okuduğumda, “çocuktur anlamaz” önyargılarını kırmak gerektiğini görüyorum:
“Yapılan araştırmalar eğitim hayatında başarılı olan öğrencilerin evlerinde ebeveynlerin başarısız çocukların ailelerine göre çok daha fazla farklı kelime kullandığını ortaya koymaktadır.
Bu ebeveynlerin bol bol sıfatlarla ve soyut ifadelerle konuşmalarını zenginleştirdikleri, çocukların sorduğu sorulara onların meraklarını geliştiren yanıtlar verdiği görülmektedir.”
Ailenin eğitim düzeyinin çocuğun akademik başarısında etkili olduğunu vurgulayan Erdoğan şu tespiti dile getiriyor:
“Eğitim düzeyi düşük ailelerde genellikle bitmemiş ve yapısal bakımdan zayıf tümceler kullanılıyor. Duygu ve düşünceler tam olarak anlatılamıyor. Duygu ve düşünceler, daha çok el kol hareketleri ile anlatılıyor.”
“Yasak, senin aklın ermez, işte böyle” gibi kısıtlayıcı ifadelerle karşılaşan çocuğun gelişiminin nasıl etkileneceğine dairse uzman görüşü şu yönde:
“Bu nedenle hayat hakkında karmaşık kodda ustalaşmış eğitimli ailelerin çocuğuna göre, zayıf kodlarla yetişen çocuklar hem daha az bilgilenmekte hem de daha az meraklı olmaktadırlar.”
Ailelerindeki iletişim kopukluğu nedeniyle okulda da iletişim kurmakta zorlandıklarını anlatan Erdoğan, öğretmenlerin sıkıntılarına dair gözlemlerini ifade ediyor:
“Öğretmenin kullandığı dil, bu sefer çocuğa anlaşılmaz geliyor.
Çocuk öğretmenin kullandığı karmaşık, soyut ifadelerle dolu dili kendine göre yorumlamaya çalışıyor ama doğru yorumu yapmakta başarısız olabiliyor.
Çocuğun sınavlarda kullandığı dilsel ifadeler zayıf kalıyor, öğretmenleriyle ve okul idarecileri ile adeta bir başka dil kullanıyor, bol bol iletişim kazaları yaşıyor, disiplin sorunları da ortaya çıkıyor.
Çocuk kendini aynı kelimelerin farklı anlamlarda konuşulduğu yabancı bir ülkede gibi hissediyor. Bir an önce oradan kurtulmak istiyor.
Bu çocuklar ezbere dayanan eğitimde daha az zorlanırken, modern eğitim metotlarında zorlanmakta genelleme ve soyutlama içeren kavramsal ayrımları yakalamada büyük sorunlar yaşayabilmektedir.”
Doç. Dr. Barış Erdoğan ailelerin çocukların akademik başarısı için onlarla konuşurken mümkün olduğunca açıklayıcı ifadeler kullanmaları ve emir kiplerinden kaçınmaları gerektiğine dikkat çekiyor ve ekliyor:
“Ebeveynler çocuklarına daha fazla halk hikâyeleri, destanlar, masallar, Doğu ve Batı mitolojisinden eserler okumalı, okutmalı, onların hayal güçlerinin zenginleşmesine, soyut düşünme kabiliyetlerinin gelişmesine katkı sağlayabilmeliler.
Soyut düşünebilen bireyler hem eğitim alanında başarılı olurlar hem de iş hayatında taklitçi değil yenilikçi olurlar.”
Çocuklarınızla keyifli, kaliteli zaman geçirmek için çabalayın.