Aile ortamı samimi ve candan bir birlikteliği gerektirir. Anne-baba çocuklarının yanında genellikle sansürsüz konuşur. Bu konuşmaların bir kısmı çocukların gelişimine katkı sağlayacağı, yaşamı ve olayları anlama, algılamada destek olacağı gibi, yanlış anlaşılmalara da sebebiyet verebilir. Aile ortamında çocukların yanında, çocuklarla konuşulmaması gereken durumlar vardır. Örneğin, çocuğun öğretmeni hakkında olumsuz konuşulması, çocuğun öğretmenine olan sevgi ve saygısını ortadan kaldırabilir. Hakkında olumsuz yaftalanan bir öğretmenin, öğrencinin üzerinde etkili olması beklenemez.
Aile bireyleri, mümkün olduğu ölçüde, aile içi de olsa dedikodu yapmamalı, ikiyüzlü davranışlar sergilememelidirler. Açık, samimi ve net olmaları gerekir. Çocuklar anne-babalarının izini takip ederler. Karakteri bozuk bir ebeveynin, karakterli çocuk yetiştirmesi, topluma kazandırması imkânsızdır.
Çocukların yanında anne, baba hakkında, baba da anne hakkında konuşmamalı, eleştirmemelidir. Çocukların zihninde anne-baba birer kahramandır. Büyüdükçe, anne-babanın zafiyetlerini gördükçe bu kahramanların sıradan insanlar olduğuna karar vermeye başlarlar. Bu durum ailede sevgi ve saygı ortamını zedeleyeceği gibi, güveni de ortadan kaldırır.
Çocukların büyükanneleri ve büyükbabaları, onların kutsalıdır. Aile büyüklerinin hatalarını çocuklara anlatmak, büyükbabayı cimri, anneanneyi dedikoducu ilan etmek, onların gençlik çağlarında yaptıkları hataları aile içinde sürekli mevzubahis yapmak, çocuğun kökleri ile bütünleşmesini engeller. Ayrıca kendisine rol model alacağı değerleri de kaybeder. Ailenin abide şahsiyetleri, çocuğun algı dünyasında değersizleşmeye başlar.
Çocuklarda görülen olumsuz olayları akrabalarla ilişkilendirmek ve suçlamak oldukça tehlikelidir. Örneğin, “Bu kız aynı halası. Hıh demiş burnundan düşmüş. Bizim ailede böyle bir tip yok. Sizin tarafa çekmiş muhtemelen.” ifadeleri, çocuğun önce muhatabı olan anneye sonra da halaya, teyzeye ya da diğer akrabalara karşı ön yargı oluşturmasına, aile bağlarını reddetmesine sebep olabilir.
Çocukların yanında ailenin ekonomik sorunlarını çok fazla konuşmayın. Örneğin, param yok alamam. Paramız yok gidemeyiz, ifadeleri çocukların duygu ve düşünce dünyalarını alt üst edebilir. Ailenin gelir durumu hakkında çocukları bilgilendirmek, aile bütçesinin kullanımı konusunda yönlendirmek, tasarruflu olmanın önemini kavratmak çocuklarının sağlıklı gelişimi açısından önemlidir.
Çocukların yanında başkalarının fiziksel kusurlarını konuşmayın. Kel Ahmet, Kör Yusuf, Topal Hatice gibi ifadeler, çocuğun fiziksel engelli olan insanlara karşı ön yargı geliştirmelerine, kibirli bir kişilik sahibi olmalarına, sosyal ilişkilerine seçici ve eleştirici bir kimlik kazanmalarına neden olabilir. Bu tür davranışları kazanan çocuklar, sosyal ilişkilerinde de sorunlu olurlar. Farklılıklara saygılı olmayı, insanları olduğu gibi kabul etmeyi öğretin. İnsanları olduğu gibi kabul etmenin faziletini kazandırın.
Çocuklarınızı kıyaslamayın. Çocuklarınızı akademik başarısı yüksek olan bir akranıyla kıyaslamaya kalkışırsanız, insan ilişkilerinde rekabetçi bir kişilik kazanmasına neden olursunuz. Rekabetçi bir kişiliğe sahip çocuklar yetişkin olduklarında, sürekli rekabet halinde olacakları için sürekli mutsuz olmanın da adayı olurlar. Ne sürekli dostluk kazanabilirler ne de dostluklarını sürdürebilirler. Bu durum onların yaptıkları işten doyum sağlamalarını da engeller. Zamanın, doğanın, insanların emeğini, değerini bir türlü anlayamazlar.
Çocuklarınızla okuma ve öğrenme aleyhine konuşmayın. Kitap okuyan insanları, eğitilmiş insanları küçümsemeyin. Örneğin, okusan da ne olacak? Okuyanların halini görüyoruz. Kaç kuruş maaş alacaksın? İfadeleri, sadece çocuğunuzu okuldan ve öğrenmeden uzaklaştırmaz, aynı zamanda eğitimli insanları da küçümsemesine neden olur. Bu telkinlerle yetiştirdiğiniz çocuklar insanları gayrimenkulleri, banka hesapları ile ölçmeye ve değerlendirmeye kalkışır. Görgüsüz ve ruhsuz bir insan yetiştirmiş olursunuz.
Çocuklarınızın yanında devlet büyüklerine, abide şahsiyetlere hakaret içeren ifadelerde bulunmayınız. Bu şekilde yetiştirdiğiniz çocuklar duygu ve düşüncelerini saldırı ve hakaret üzerine oluştururlar. Tepkileri kırıcı ve yıkıcı olur. Duygu ve düşüncelerinizi veriye dayalı, demokratik tutum ve davranışlar sergileyerek ortaya koyarsanız, çocuklarınız da demokratik tutum ve davranış kazanır. İnsanları yargılamadan önce dinlemeyi, kavga etmeden sorun çözmeyi öğrenir.
Çocuğunuzun yanında sigara ve içki içmeyiniz. Sigara ve içki içip sağlıklı yaşamanın yol ve yöntemlerini öğretemezsiniz. Çocuklarınıza iyi örnek olmanın yolu, söylemlerinizle eylemlerinizin tutarlı olmasıdır. Bu sebeple sağlıklı besleniniz. Çocuklarınızı da sağlıklı beslenmeye yönlendiriniz. Sofrada meşrubat yerine ayran içmeyi, abur cubur yerine doğal yöntemlerle yetiştirilmiş yiyecekleri tercih etmesini sağlayınız. Çok fazla konuşmayınız. Çocuklarınızın sağlıklı beslenmesi için rol model olmayı tercih ediniz.
Çocuklarınıza ihtiyaç ile istek arasındaki farkı öğretin. Ekmek almanın ihtiyaç, şeker almanın istek olduğunu, ihtiyaçların insan yaşamında öncelikli olduğunu, tasarruflu olmanın da ihtiyaçlara odaklaşmayla mümkün olacağını kavratın. Siz yetişkin olarak ihtiyaçlara odaklaşın, çocuklarınızı da bu konu da destekleyin.
Öfke kontrolü sağlayın. Aile içi sorunlar yaşandığında öfkelenmeden sorun çözmeyi deneyin. Öfke seline kapılıp her şeyi kırıp dökerek sorun çözmeye çalışmanız halinde, çocuklarınızın da sorunlarını kırıp dökerek çözmeye kalkışır. Böyle bir ortamda yetişen çocuklar, sorun çözme davranışı kazanamaz. Kazanamadığı sorun çözme davranışı ile sizinle sorun çözmeye kalkışır.
Çocuklarınızı kalıp yargılarla yetiştirmeyiniz. Kalıp yargılarınız, çocuklarınızın eleştirel düşünme becerisini geliştirmesine engel olur. Eleştirel düşünemeyen çocuklar ya fanatik olurlar ya da her türlü aldatılmaya müsait hale gelirler. Eleştirel düşünme becerisini geliştirdiğiniz çocuklar, olaylara çok yönlü bakmayı, olaylar arasında ilişki kurmayı, neden-sonuç ilişkisini ele almayı öğrenirler.
Çocuklarınızı kendinize bağımlı hale getirmeyin. Çocuklarınıza problemi tanımlamayı, veri toplamayı, problemle ilgili olası çözüm yolları saptamayı ve problem çözmeyi öğretin. Problem çözmeyi öğrettiğiniz çocuklara bu süreçte öz güven verin ve destek olun. Onlar adına problemi çözüp vermeyin. Onların kendi kendilerine yetmelerini, yeteneklerini ve ilgilerini belirlemeleri için destekleyin. Karar süreçlerinde onlar adına karar vermeyin, seçenekler sunun, kendilerinin en uygun seçeneği seçmesini sağlayın.
Çocuklarınızın yanında cep telefonunuzla oynayıp, sosyal medyada sörf yapmayın. Sizin dijital bağımlılığınız çocuğunuza kötü örnek teşkil edebilir. Çocuklarınızla, ailenizle birlikte iken dijital diyet yapmanız gerekir. Doğa yürüyüşleri, sportif, kültürel faaliyetler, sosyal sorumluluk projeleri, çocuğunuzun gelişimine katkıda bulunur.
Sonuç olarak çocuğunuzun yanında konuşurken daha dikkatli olmanız, örnekleri seçerken itinalı davranmanız, sorunları çözerken ihtiyatlı olmanız, tepkilerinizi ortaya koyarken yapıcı olmanız, çocuğunuzda olumlu davranışların ortaya çıkmasını sağlayabilir. Yetişkin olduklarında kişilik bozukluğu sergileyen kişilerin büyük bir çoğunluğunun sorunlu çocukluk dönemi vardır. Sorunlu çocukluk dönemi geçirenler; yetişkin olduklarında sağlıklı kişilik geliştiremezler. Aile içerisinde konuşulan masum yalanlar, kıyaslamalar, ani tepkiler çocuk tarafından farklı algılanıp farklı yorumlanabilir. Çocukların olaylardan çıkardıkları sonuçlar konuşulmalı, örnek olay analizleri yapılmalı, eleştirel düşünme becerisinin gelişmesi için desteklenmelidir. Doğayı anlama, irdeleme, çıkarım yapma ve yaratıcı düşünme becerisi geliştirilmeli, bu alanlardaki çabaları için uygun ortam yaratılmalıdır. Olaylara farklı açılardan yaklaşması, kıyaslama ve mantıklı çıkarımlar yapması için cesaretlendirilmeleri gerekir.
Prof. Dr. Necati Cemaloğlu