-Anne bak sana koleksiyonumu göstermek istiyorum.
– Senin bir koleksiyonun mu var?
– Evet. Ama sen onu hiç görmedin.
– Göster bakalım çok merak ettim. Ne koleksiyonuymuş?
– DUYGU. Yıllardır biriktiriyorum.Şimdi ilk sana göstermek istiyorum.
Anne çok şaşırır, merak içinde çocuğunu bekler.
Çocuk bir kutu getirir. İçi boştur. “Ama bunun içi boş” der anne.
– Olur mu anneciğim, ağzına kadar dolu.
Çocuk avcunu kutuya daldırır, avucunda bir şey varmış gibi geri çıkartır.
– Bak, bunu koleksiyonuma bana ilk bağırdığında ekledim. Adı KORKU. O günden sonra yüksek sesten çok korktum.
Çocuk bir daha elini kutunun içine soktu ve yine elinde bir şey varmış gibi geri çıkardı.
– Bak bunu koleksiyonuma yeni yürümeye başladığım zaman, hep arkamda ve yanımda duruyordun ya o zaman ekledim. Adı GÜVEN. Her düştüğümde yanımda olacağını ve beni kaldıracağını biliyorum
Çocuk sürekli aynı hareketler ile elini boş kutuya sokup çıkardı ve sıra ile şunları söyledi.
– Bunu bazen sebepsiz yere gelip bana sarıldığın zaman ekledim. Adı SEVGİ. Hep sarılmanı bekledim, bunu bir daha hissetmek için.
– Bunu bana attığın ilk tokatta ekledim. Adı KIZGINLIK. Beden olarak sana karşılık veremiyorum ama duygularımla uzaklaşıyorum senden.
– Bunu kararlarımı sorduğun zaman ekledim. Adı SAYGI. Bir birey olduğumu hep hatırlamanı bekledim.
– Bunu bir şeyleri tek başıma yapmama izin verdiğin zaman ekledim. Adı ÖZGÜVEN. Başarmam için hep sabrınıza ihtiyacım oldu.
– Bunu babamla kavga ederken ekledim. Adı KAYGI. Siz ne zaman kavga etseniz ben çok kaygılanıyorum.
– Bunu da seni ilk gördüğümde ekledim.
Adı, ANNE KOKUSU…
Göz göze gelmemiz, teninin tenime değmesi bile yetiyor bunu hissetmem için… İşte bu kokuyu ben her gün duymak istiyorum.
Ve sizi çok seviyorum…