Zorlu durumların, çok fazla çözülmemiş duygusal acı çekmenize neden olan durumların, sadece zamanın geçmesiyle daha iyiye gideceğini düşünmek bir hatadır. Dürtüsel olmamak ya da başka bir şey düşünmek, genellikle yeterli değildir. Sorun ya da travma iyileşmek yerine daha da kötüleşebilir. Bu nedenle takvimden koparılan her sayfa sancınızı biraz sessizleştirse de acıyı tamamen durdurmak daha güç hâle gelir.
Genel olarak, acınızı sonsuza kadar sürmek ya da ondan kaçınmak, iyi bir çözüm değildir. Acı verici deneyimlerinizi sindirmek için gerçekten çaba harcamanız gerekir. Diğer bir deyişle, bu deneyimleri gerçekten anlamalı ve hayatınızda bıraktığı izi değiştirmelisiniz.
Çoğu zaman, bir tür çözülmemiş duygusal acı yaşadığınızda, hayat karmaşıklaşmaya başlar. Asabilik adeta kronik bir hâl alır, bağışıklık sisteminiz zayıflar ve odaklanmak gerçekten çok zor olur. Kendinizi kötü hissedersiniz, ancak sorunun nereden geldiğini tam olarak anlayamazsınız. Bunlar geçmişinizde bir şeyler üzerinde çalışmanız gerektiğini gösteren işaretlerden sadece bazılarıdır.
“Bir durumu artık değiştiremiyorsak, kendimizi değiştirmek zorundayız.”
– Viktor Frankl
1. Öfkenizi kontrol etmekte sorun yaşama
Bu, çözümlenmemiş duygusal acıların en yaygın belirtilerinden biridir. Sürekli bir sinir bozukluğu şeklinde hayatınıza girer. Her şey sizi öfkelendirir ve diğer insanlarla tartışmaya veya çatışmaya başlarsınız. Sürekli olarak kötü bir ruh halindesiniz ve sizi bu durumdan çıkarabilecek kimse yok.
Sanki içinizde bir türlü bitmek bilmeyen derin bir öfke vardır. Öfkenizi ifade etme şekliniz, aşırı bir hâl almaya başlar. Giderek artan bir sıklıkta şiddetli öfke nöbetleri geçirirsiniz. Davranışınızı değiştirmeyi denersiniz, ancak sonunda pes edersiniz. Günleriniz af dilemekle geçer ve kendinize de kızarsınız. Bunun üstüne, öfkenizi haklı çıkaracak şeyler ararsınız sürekli. Gerçek şu ki, çözülmemiş duygusal acılarla uğraştığınızı siz de bilirsiniz.
2. Sosyal ilişkilerinizde kararsızlık
Bunu fark etmek her zaman kolay değildir, ancak diğer insanlarla olan ilişkileriniz değişir. Birdenbire herkes sıkıcı gözükmeye başlar. Çevrenizdeki insanların ilginizi hak etmediklerini ya da açıkçası dayanılmaz olduklarını düşünürsünüz. Tanıdığınız insanların iyi yönlerini görmek zorlaşır. Bunun yerine, sadece kusurları görürsünüz.
Dışarı çıkmak ve sosyalleşmek istersiniz, ama evden çıkmadan hemen önce, fikrinizi değiştirip yatağa girersiniz. Bahaneler üretirsiniz, böylece alıştığınız şeyleri paylaşmak zorunda kalmazsınız. Yalnız kalmayı istersiniz, ama o zaman da çok rahat etmezsiniz.
3. Kişisel ihmal
Kendini seven ve kim olduklarına değer veren insanlar kendilerine iyi bakar. Kast ettiğimiz şey sadece dış görünüşünüze bakmak değil. Rutininizle ilgili hemen hemen her şeyle ilgilenmek. Örneğin, yemek programınız tamamen rastgele olabilir.
Uyku konusunda da aynı şey olur: ya çok fazla ya da çok az uyursunuz. Düzenli alışkanlıklarınız kontrolünüz dışına çıkar. Bazı insanlar fiziksel sağlıkları ve esenlikleri için tehlikeli olan durumlara girmeye bile başlayabilir.
4. Umutsuzluk, çözümlenmemiş duygusal acıların başka bir işareti
Umutsuzluk, işe yaramayan bir pusulaya sahip olmaya benzer. Bir türlü kuzey yönünü bulamazsınız. Gelecekte hiçbir şeyin değişmeyeceği şeklindeki düşüncelerle ilgilidir. Kötü bir durumda olduğunuzu düşünürsünüz ve ne yaparsanız yapın, her şeyin olduğu gibi kalacağına inanırsınız. Gelecekte sizi neyin beklediği konusunda hiç bir ilgi ya da coşku hissetmezsiniz.
Bu umutsuzluk hissi,arada sırada ortaya çıkabilir ya da sürekli olabilir. Eğer uzun bir süre dayanırsa, aklınızı kaybedecek gibi hissedebilir ya da her şeye bir son vermek isteyebilirsiniz. Bu noktaya gelirseniz, yardıma ihtiyacınız var demektir.
5. Zorlama ve takıntılı düşünceler
Çözülmemiş duygusal acılarınız olduğunda, kafanız gerçekten akıl ve ihtimal dışı korku ve endişelerle dolar. Hatta bu düşünceler obsesyon hâlini alabilir. Örneğin, evinizde yangın çıkacağını düşünmeye başlayabilirsiniz. Her gün tamamen kafanızda olan bu hayali yangının nedenlerini bulmaya çalşırsınız. Zaten sizi korkutan şey de budur. Her gün. Defalarca yaşarsınız bunu.
Kompulsif yani zorlayıcı davranışlar genellikle saplantılarınız için bir tür ani (ama uzun süreli değil) çözüm olarak başlar. Ama sonunda kendi takıntılarınızın tutsağı hâline getirirler sizi. İlk başta bunlarla başa çıkmanın en iyi yolu gibi gözükebilir ama uzun vadede yaptığınız tek şey, bu takıntıları beslemek olur.
6. Yorgunluk
Çözülmemiş duygusal acı çeken birçok insan kendini sürekli yorgun hissetmeye başlar. Hem zihinsel hem de fiziksel düzeyde bir yorgunluktur bu. Her şey için enerjiniz yok gibi, hoş ve nazik bir tepenin dik bir kaya duvarına dönüştüğü gibi.
Bu enerji eksikliği aynı zamanda daha hareketsiz bir yaşam sürmenize yol açar. Boş zamanlarınızı yatağınızda televizyon seyrederek veya şekerleme yaparak geçirebilirsiniz. Hayatınızda yeni ortaya çıkan duvarlara tırmanmak için enerjinizi depolamanın ötesinde hiçbir şey yapmaya gücünüz yok gibi hissedersiniz.
7. Arzu eksikliği
Çok derin bir duygusal acı, cinsel istek seviyenizi de azaltabilir. Ama sbu durum eks yapmak istememenin ötesine geçer. Partnerinizin okşayışlarına olan ilginizin de kaybolmasına yol açar.
Bu arzu hissini kaybetmek bir zevk kaynağını da kaybetmek anlamına gelir. Hayatı biraz renklendiren ve partnerinizle bağlarınızı güçlendiren bir aktiviteydi bu. Dolayısıyla, bu arzu anları olmadığında partnerinizle olan samimiyetinizin riske girmesi yaygın bir durumdur. İşin en kötü yanı, bu durumun birlikte olduğunuz kişinin desteğine en çok ihtiyaç duyduğunuzda yaşanmasıdır. Tam da bu yanlış zamanda ondan empati görmek giderek zorlaşır.
Tüm bunlar, çözülmemiş duygusal acı yaşamakta olduğunuzu gösteren işaretler olabilir. Acınızın kaynağı geçmişinizde bir yerlerde. Bazen ağrının nereden geldiğini anlayabilirsiniz ancak başka zamanlarda bu mümkün olmayabilir. Herhalükarda bir uzmandan yardım almanız şart. Size ne kadar yardımcı olabileceklerini gördüğünüzde şaşırabilirsiniz
Kaynak:
Aklınızı Keşfedin…