Science dergisinde 20 Temmuz’da yayınlanan yeni bir araştırmaya göre bilim insanları deprem tahmini konusunda önemli bir adım atmış olabilir. Araştırma dünya çapındaki yaklaşık 100 büyük depremden alınan GPS verilerini analiz ederek sismik bir kırılmadan iki saat önce meydana gelen potansiyel bir öncü sürecin kanıtlarını ortaya çıkardı.

Çalışmaya liderlik eden Roland Bürgmann konuya ilişkin yaptığı açıklamasında “Deprem çekirdeklenmesinin genellikle saatler süren bir ön aşama içerdiği doğrulanabilirse ve bunu güvenilir bir şekilde ölçmek için araçlar geliştirilebilirse bir öncü uyarı verilebilir” ifadelerini kullanıyor.

Uzun zamandır bilim insanları çalışıyordu

Depremleri tahmin edebilme yeteneği üzerine bilim insanlarının uzun zamandır uğraşmakta. Sonucunda hayatların kurtulabileceği düşüncesi depremleri bilebilmenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Kısa vadeli deprem tahminleri, bir deprem meydana gelmeden dakikalar veya aylar öncesine kadar uyarılar vermeyi amaçlıyor. Bunlar kesin ve gözlemlenebilir jeofizik sinyallerinin nasıl elde edileceği ile alakalı…

 

Daha önce yapılan umut verici araştırmalar büyük depremlerden önce faylarda yavaş sismik kaymalar tespit edilmiş ve bu bilgiler depremlerin bir öncül aşaması olabileceğine işaret etmişti. Asismik kaymalar, tespit edilebilir yer sarsıntısına neden olmayan ve bir fay düzlemi boyunca neredeyse algılanamayacak kadar yavaş gerçekleşen hareketlerdir.

Bununla birlikte asismik kaymaların hızlı ve ani harekete neden olan sismik kırılmalarla bir bağlantısı olup olmadığı da belirsizliğini koruyor. Ek olarak, sismik kaymalar genellikle bir deprem tarafından takip edilmeden meydana gelmekte. Fransa’daki Côte d’Azur Üniversitesi’nden Quentin Bletery ve Jean-Mathieu Nocquet, bu bilmeceye ışık tutma girişiminde, büyük depremlerden önce kısa vadeli prekürsör fay kayması için sistematik bir küresel arama gerçekleştirdi.

 

Dünya çapında 3 binden fazla jeodezik istasyondan alınan yüksek oranlı GPS zaman serisi verilerini kullanarak, yedi ve üzeri 90 depremin fay hareketlerini incelediler.

 

Analizleri, ince ama çok önemli bir sinyali ortaya çıkardı: Kırılmadan yaklaşık iki saat önce meydana gelen, nihai depremin merkez üssü yakınında fay kaymasının bir hızlanma periyodu görülmekteydi. Araştırmacılara göre bu bulgular, birçok büyük depremin öncül bir kayma fazıyla başlayabileceğini veya gözlemlerin çok daha uzun ve ölçümü daha zor olan bir öncül kayma sürecinin sonunu temsil ettiğini gösteriyor.

 

Peki bilim insanlarını bu tahminlerde bulunmaktan alıkoyan ne?

Büyük depremlerden önce potansiyel bir haberci sinyalin umut verici kanıtlarını sunan bu çalışmaya imza atan isimlerden Bletery ve Nocquet uyarılarını dile getirmekten de geri durmuyor. Mevcut deprem izleme araçlarının, tekil depremler ölçeğindeki öncül kaymaları belirlemek veya izlemek için gerekli olan kapsama sınırı ve hassasiyetten yoksun olduğunun altını çizdiler.

 

Deprem tahmini arayışı devam ederken, bu bulgular en azından öncülleri çevreleyen gizemleri çözmeye yönelik önemli bir adımı işaret ediyor.

 

Teknoloji ve anlayış ilerledikçe, hayat kurtaran deprem uyarıları verme umudu bir gün gerçeğe dönüşebilir. Ancak şimdilik, hazırlıklı olmak, dayanıklı yapılar inşa etmek ve dirençli topluluklar oluşturmak, doğanın bu öngörülemeyen güçlerine karşı en iyi savunma olmaya devam ediyor.

 

Kaynak: Interesting Engineering, Science / Metin Aktaşoğlu tarafından Türkçeleştirildi