“Evde hep bir kavga vardı, hep bir gürültü. İkisi de birbirini suçluyordu her şey için. Birbirlerine tahammülleri yoktu. Tek ortak noktaları vardı o da bendim. İlişkileri başka bir boyut almıştı, aynı ortamda on dakikadan fazla kalamıyorlardı. Eski defterleri kapatamıyorlardı. Hep birbirlerini suçlama, iğneleme, kendi hatalarına kendileri dışında herkesi sebep olarak gösteriyorlardı.
Bu gürültüsü eksik olmayan evde liseye kadar gelmiştim öyle yada böyle.. Küçükken yanımda kavga etmemeye çalışıyorlardı ama büyüdüğüm ve onlara göre kaldırabileceğimi düşündükleri yaşa geldiğimde artık benim hissettiklerimin önemi kalmamıştı onlar için.” A.K.’nin kurduğu bu cümleler sıkıntılı bir durumun geleceğinin habercisiydi adeta.
“TEK PROBLEMİM ARTIK FAZLA PARAYA İHTİYACIM OLDUĞUYDU”
Anne ve babanın kopuk ilişkileri, birbirlerine tahammül edememe durumları, kızlarının görmezden geldikleri ergenlik sıkıntıları, bencilce yaşadıkları hayat, evlatlarının onlardan ve yaşamdan yavaş yavaş kopmasının alt yapısını oluşturuyordu. Babanın evden uzaklaşması, annenin kendisini toparlamak ve yenilemek için gittiği kurslar ve etkinliklere ayırdığı zaman, kızlarını bilinçsizce ilgi yoksunluğuna, ruhsal olarak bir terk edilmişlik hissine kapılmasına sebep olmuş ve kaçınılmaz bir son olan yanlış çevreyle tanışmasına sebep olmuştur.
“Kafam doluydu, kalbim doluydu hatta boğazıma kadar gelen düğümlenen hıçkırıklarım vardı dışarı atılmayı bekleyen. Onlar beni dinliyordu, belki de uzun zaman sonra birileri beni dinliyordu gibi hissediyordum. İçmem için uzattıkları neydi bilmiyordum ama beni çok rahatlatmıştı. Kalbimdeki sıkıntı, boğazımdaki düğüm çözülmüştü sanki. Eskisinden daha rahattım artık. İyi bir grubum vardı artık, yaşça benden biraz büyüktüler ama önemli değildi benim için. Tek problemim artık her zamankinden biraz daha fazla paraya ihtiyacım olduğuydu. “
“Sosyal platformlardan kitaplarımı, kıyafetlerimi, ayakkabılarımı vs. satmaya başlamıştım. Aslında nasıl bir duruma, çıkmaza sürüklendiğimi hissedebiliyordum. Ama hem yaşadığım sürecin bana iyi geldiğini düşünüyordum, hem de doğru olmadığını bildiğim bu durum karşısında anne ve babamın suçluluk hissetmelerini istiyordum sanırım. Kendimi fark ettireceğim onlara derken, kendimden geçtiğimi fark etmemiştim.” cümleleri nasıl adım adım uçuruma yaklaştığını anlatıyordu.
SEVDİĞİ VE DİNLEDİĞİ ÖĞRETMEN
Evlatlarının varlığı birleştirememişti onları ama yok oluşu ve bu yok oluş sürecinde tehlikeyi görmemiş olmaları çaresizce bir araya getirmişti anne ve babayı. A.K. bilinçsizce, sadece fark edilmek, dikkat çekebilmek, varlığını hissettirebilmek ve kendince anne ve babasını cezalandırabilmek adına girmişti bu çıkmaza. Kullandığı madde onun karakterini de değiştirmiş, asi, öfkeli ve inatçı bir yapıya bürünmesini sağlamıştı. Tedaviye isteklilik sürecini gerçekleştirebilmek adına okuldan sevdiği ve dinlediği öğretmeni kanalı ile birkaç kez bir araya geldik.
Kolay olmayan tedaviye istekli olma hali durumuna gelmesi zaman almıştı ama sonunda iyileşme süreci başlamıştı onun için. Kızlarının sağlıklı bir ortama dönüş yapabilmesi için anne ve babanın da bu süreci iyi yönetebilmeleri adına yardım almaları gerekmekteydi elbette.
Ebeveyn olmak özellikle yetiştirdiğiniz evlatlarınızın kritik dönemlerinde evladınız için kendinizi ve sorunlarınızı ikinci plana atmayı gerektirir. Gözünüzün önünde tuttuğunuz evlatlarınız en önemli ihtiyacı sağlıklı bir ebeveyn ilişkisi, anne ve babası tarafından verilen koşulsuz sevgidir.
Dr. Burcu Bostancıoğlu