Ebeveynler Neden Daha Önce Hiç Olmadıkları Kadar Kaygılılar?

Ebeveynler Neden Daha Önce Hiç Olmadıkları Kadar Kaygılılar? 2

 

(Bu yazı, Amerika’dan dünyaya yayılan Serbest Gezen Çocuklar hareketinin kurucusu Lenore Skenazy tarafından kalem alındı.)

Amerika’nın Utah eyaleti, benim başlattığım “Serbest Ebeveynlik (Free-Range Parenting)” adlı hareket ile ilgili aynı adlı yasayı kabul eden ilk Amerikan eyaleti oldu. Yasaya göre; çocukların dışarıda oyun oynamasına, okula yürümesine ya da arabada kısa süre yalnız kalmasına izin verdikleri için ebeveynler ihmalkarlık nedeniyle tutuklanamazlar.

Peki gerçekten böyle bir yasaya gerek var mı? “Sırada ne var?” diye yazmış bir yorumcu. “Utah hortumdan su içmeyi mi yasallaştıracak?”

Sorun şu: Birçok yerde (şükürler olsun ki) tıpkı küçükken bizim yaptığımız gibi, çocuğunuzun sokakta oynaması ya da markete bisikletle gitmesi hala tamamen yasal. Çocuğuna biraz özgürlük veren anne-babaların çoğu soruşturmaya girmiyor ya da tutuklanmıyorlar.

Ancak, arada bir oluyor bu – Maryland’deki Meitiv ailesine olduğu gibi. 6 ve 10 yaşlarındaki iki çocuklarının parktan eve yalnız yürümelerine izin verdikleri için haklarında iki kere soruşturma açıldı. Güney Carolina’da yaşayan bekar anne Debra Harrell’in da, 9 yaşındaki kızının kendisi çalışırken bütün gün McDonald’s’da oturmasındansa su parkında oynamasına izin verdiği için başına aynı şey geldi. Su parkında kendi başına eğlenen kızının yanında olmadığı için Debra bir geceliğine nezarethaneye atıldı ve kızı tam 17 günlüğüne elinden alındı. Buna benzer olarak, pizza siparişi verirken ya da kuru temizlemeden kıyafet alırken çocuklarını arabada birkaç dakikalığına yalnız bıraktıkları için tutuklanmış çok ebeveyn var.

Tüm bu durumlarda, çocuklar merdivenlerden aşağı inerkenden daha fazla tehlikede değildi: Elbette, düşebilir ve boyunlarını kırabilirlerdi. Ancak çoğunlukla, ihtimaller onlardan yanaydı.

Hiçbir şeyin yüzde yüz güvenli olamayacağının farkında olduğumuz için çocuğunu merdivenli bir evde yetiştirmeyi seçen ebeveynlere suçlu muamelesi yapmayız. Ancak, çocuklarını sürekli gözünün önünde tutmayan ebeveynleri suçlarız.

Peki neden?

Çocukların gözlenmedikleri her an otomatik olarak tehlikede olduklarına dair modern ve yanlış inanış yüzünden.

Bu, yeni bir inanış. Siz büyürken, ebeveynleriniz dışarıda olduğunuz her saniye ölümcül bir tehlikenin içindesiniz diye meraktan kendilerini yiyip bitirmiyorlardı herhalde.

Ancak, altı yeni gelişme ebeveynleri endişeden çıldırtmakla kalmıyor; işgüzar kimseleri de bir çocuğu tek başına gördükleri her an telaş içinde polis acili aramaya sevk ediyor. Bu gelişmeler şunlar:

Medya

7/24 devam eden bir medya döngüsü ile, korkunç haberlerden kaçış yok. Ve korkunç haberler medyanın tam olarak aradığı şey: Haber ne kadar kötüyse o kadar iyi çünkü böylelikle daha fazla insan izleyecek. Daha fazla göz, daha fazla para demek. “Sıradaki haber: Çocuğunuzun suluğu güvenli mi?”

Hiçbir tehlike, hakkında endişelenmemek için yeterince aptalca değildir. Bu düşünce de izleyicileri çeker.

Bir de dram dizileri var. Gerçek hayata dayanan trajediler alınır, hikayeye birkaç terörist eklenir, süslemek için de bir psikopat konur ve hepsi karıştırılınca… İşte karşınızda “Law & Order” (Amerikan yapımı bir suç dizisi).

Medya, ekrana korkuyla yapıştırıyor bizi.

Kavgacı bir kültür

Amerika bir davalar ülkesi. “Çocuğun teneffüste kolunu mu kırdı? Dava aç!” Son zamanlarda hepimiz ürün sorumluluğu avukatları gibi düşünmeye başladık: Hiçbir kazanın masum olmadığına, yalnızca işi berbat eden ürünler ya da insanlar olduğuna ve birilerinin hesap vermesi gerektiğine ikna olmuş durumdayız.

Kendinizi ihmalleri aramaya şartladığınızda, onları her yerde bulabilirsiniz. Bulmaya başladıktan sonra da hiçbir şey yeterince güvenli gözükmeyecektir. Bir çocuğun düşüp ölmesi sonucu Richland, Washington’daki parkların tamamından salıncaklar kaldırıldı. Alberta, Kanada’da ise bir çocuğun boynuna dolandığı ve onu az daha boğduğu için boyun askılı tuvalet geçiş kartları yasaklandı. Tek bir üzücü, sıradışı olay hepimizi korkutmaya ve yasa çıkarmımıza ya da bir şeyleri sonsuza dek yasaklamamıza yetiyor. Dünyayı tehlike penceresinden görmek ve belleğimize hediye değil sadece riski kaydetmek için eğitildik.

Uzmanlar

Medyadaki uzmanların ebeveynlere tek bir mesajı var: “Yanlış yapıyorsunuz.” Kendimize olan güvenimizi baltalıyorlar. Dünyayı zor ve tehlikeli bir yermiş gibi gösteriyorlar. Google’a “Oyuncaklar için 10 güvenlik önerisi” yazdım ve karşıma anında şu saçmalık çıktı: “Oyuncakların sarılı olduğu plastik ambalaj kağıtlarını anında çıkarın yoksa küçük çocuklar için ölümcül bir oyun aracı haline gelebilir.” Ölümcül? Gerçekten mi? Yani o kadar tehlikeliler ki “anında” çıkarmamız lazım, radyoaktif izotoplar gibi?

Çıkarıp atamayacak kadar küçük bir bebeğin ağzını kapatmadığı sürece plastik poşetler çocukları öldüremez. O kadar ufak bir bebek de zaten paket açamaz. Ancak tabii bir uzmanın tüyoları söz konusu olduğunda bunlar bir şey ifade etmiyor. Yapmaları gereken tek şey, sizi diziyi izleyecek ya da dergiyi alacak kadar korkutmak.

Çocuk “güvenliği” için ürünler

Ebeveynleri, çocuklarının herhangi bir fiziksel, psikolojik ya da duygusal tehlikenin içinde olduğuna inandırırsanız, tehlikeyi yok etmek adına onlara neredeyse her şeyi satın aldırabilirsiniz. Yani ebeveynleri korkutmak iyi bir iş fırsatı. Mutlu, sağlıklı bebeklerini eve getirdikleri ilk an başlıyor bu süreç. Popüler, yeni monitörler bebeğin nefes alışını, kalp atış hızını ve kan-oksijen seviyesini ölçüyor. Bu testler önceden sadece yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yapılırdı. Görünen o ki artık sağlıklı bebekler bile aşırı hassaslarmış gibi muamele görüyorlar.

Bebekler “güvenli” emeklesinler diye diz koruyucuları ve mama çok sıcaksa renk değiştiren bebek kaşıkları (sanki ebeveynler bunu kendi başlarına anlayamazlar) gibi saçma güvenlik ıvır zıvırları da cabası. Babies R Us bebek mağazasının reyonları kimsenin şu zamana kadar nedense “ihtiyaç” duymadığı güvenlik aletleriye dolu.

Ancak çocukluğu “mayın tarlası” olarak yeniden anlamlandırdığınızda (çocuk ölüm oranları tarihteki en asgari seviyelerde olsa bile), ebeveynlere her şeyi satabilirsiniz. En başta, zaten ürünlerin sarstığı gönül rahatlığına geri kavuşmak için her bedeli öderler.

Kontrol yanılsaması

Bu çok önemli bir konu. Annem beni beş yaşında okula yürümem için uğurlarken, vardığımda ona mesaj atmadım diye meraklanmazdı çünkü ortalıkta cep telefonu diye bir şey yoktu.

İronik bir şekilde artık çocuklarımızla sürekli iletişim halinde olabildiğimiz için eskisinden daha az değil, daha çok gerginiz. Onlara ulaşamadığımız tek bir saniye neye sebep oluyor?

Paniğe! Çocuğunun nerede olduğunu, bugün kaç adım attığını, hangi fotoğrafları paylaştığını, kimle konuştuğunu, İspanyolca sınavından kaç aldığını, hangi internet sitelerinde gezindiğini bildiren aletler yüzünden ebeveynler artık, endişe etmek için milyonlarca nedene sahip.

Dahası, çocuğunuzla ilgili her şeyi günün her saniyesinde öğrenebileceğiniz için, öğrenmemeyi seçtiğiniz her an bilinçli bir karar vererek “bilge koruyucu” rolünüzden vazgeçmiş oluyorsunuz.

Bu demek oluyor ki, eğer çocuğunuzun başına kötü bir şey gelirse, sempati yerine diğer ebeveynlerden alacağınız tepkiler artık: “Neden çocuğun için takip programın yok?”, “Niye daha yakından izlemiyordun?”, “Neden onunla değildin?”.

Bu iki kat korku anlamına geliyor. Korkunç bir şey meydana gelebilir (pek olası değil) ve bu durumda herkes sizi suçlar (olası), ebeveynleri “helikopter” olmaya iten durum da budur.

İşgüzar kimseleri, başıboş bir çocuk gördüklerinde polisi aramaya iten şey de budur. Suç oranları bugünkü çoğu yetişkinin büyüdüğü, kendi başına dışarıda oynadığı zamankinden daha düşük olsa da çocuğun tehlikede, ebeveynlerin de ihmalkar olduğunu düşünürler.

Tehlike halüsinasyonu

Irvine, Kaliforniya Üniversitesi’nde 2016 yılında, bakkala tek gitmek ya da arabada yalnız kalmak gibi kendi ebeveynlerimizin zamanında ikinci kez düşünmeden izin verdiği eylemler için anne-babaları tutuklamaya ya da en azından ayıplamaya şimdilerde neden bu kadar meraklı olduğumuzu sorgulayan muazzam bir çalışma yapıldı.

Üniversitedeki araştırmacılar Ashley J. Thomas, P. Kyle Stanford ve Barbara  Sarnecka, 1200 kişiye, gözetlenmeyen çocukların farklı durumlarda ne kadar tehlikede olduklarını sordular. Anketteki tek değişken çocukların gözetimsiz oluşunun sebebiydi.

Mesela bir sorudaki hikaye şöyle: Kütüphaneye kitap iade ederken anneye araba çarpıyor ve anne geçici bilinçsizlik hali yaşıyor. Bu yüzden de çocuk arabada 30 dakika yalnız kalıyor.

Ancak diğer anket katılımcılarına annenin yokluğuyla ilgili “işteydi, gönüllü çalışıyordu, spor yapıyordu, sevgilisini görmeye gitti” gibi farklı sebepler sunuldu.

Katılımcı beş grup da, çocuğun tehlikede olduğunu düşünürken, durumun tehlikesini en düşük olarak değerlendiren grup annenin bilincini kaybettiğinin neden gösterildiği gruptu. Yani, anne çocuğunu bilerek yalnız bırakmamıştı, bu bir kazaydı.

Annenin başka şeyler yaptığını düşünen gruplar çocuğun daha fazla tehlikede olduğunu söyledi. Durumu en tehlikeli gören grup ise annenin ilişki yaşadığını düşünen gruptu.

Başka bir deyişle, “İnsanlar çocukları isteyerek yalnız bırakmanın istemsizce yalnız bırakmaktan daha ahlaksızca olduğunu düşünüyorlar,” diyor profesör Sarnecka. “Yalnızca kötü bir annenin çocuğunu böyle bir durumda bırakacağını düşündüğünüzde, ne kadar tehlikeli olduğuna dair inancınız artar.”

Yani, tehlike algımız anneye karşı olan önyargımızla doğru orantılı olarak değişir. Artık ebeveynler çocuklarını fiziksel ya da elektronik ortamda sürekli denetleyebildiği için, onları devamlı izlememek ahlaksız bir davranış olarak görülüyor çünkü bunu yapmamak tehlikeli, ve tehlikeli olduğu için de ahlaksızca.

Ancak aslında ikisi de değil.

Çocuklarımıza o eski bildik nasihatleri vermek – karşıdan karşıya nasıl geçilir, tanımadığın insanların arabasına binmemelisin, hep tetikte ol – onları zaten akıllı ve özgüvenli yapıyor, bu da güvende olmalarını sağlıyor. Düşünebilen ve kendini koruyabilen çocuklar bunlar; üniversitede ve geleceklerindeki çılgın dünyada başarı gösterecek çocuklar.

Utah eyaleti bunun farkında. Genç insanlara içinde bulundukları dünyanın bir parçası olabilmeleri için fırsat tanıyor ve bunun için ebeveynleri tutuklamıyor.

Şimdi aynısını yapmak için sıra, Amerika’nın geri kalanında.

 

 

Çeviri: Zeynep Topal

DİJİTAL BUNAMA Nedir, Nasıl Önlenir, Belirtileri Nelerdir? 2

DİJİTAL BUNAMA Nedir, Nasıl Önlenir, Belirtileri Nelerdir?

Sessiz Trajedi: Çocuğunun Geleceğini Önemseyen Her Ebeveyni İlgilendiren Bir Gerçek 1

Sessiz Trajedi: Çocuğunun Geleceğini Önemseyen Her Ebeveyni İlgilendiren Bir Gerçek