Milli Eğitim Bakanlığı salgında okullarda alınması gereken önlemleri açıkladı. Öğretmenlerden, okul personeline kurallar belirlendi.
Peki ailelere düşen görevler neler, okul fobisinden alışverişe nelere dikkat etmek gerekiyor?
Milyonlarca öğrenci için ders zili çalıyor, yüz yüze eğitim 6 Eylül’de başlıyor. Koronavirüs salgını nedeniyle okullarından, öğretmen ve arkadaşlarından ayrı kalan öğrenciler için normalleşmeye geçisin ilk adımı atılıyor. Ancak özellikle okulun ilk haftası, çocukların okula karşı fobi ve korku geliştirmemesi için dikkat edilmesi gereken bir süreç. Salgın ve hijyen kuralları da bu korkuyu tetikleyebilir.
Rehberlik ve Eğitim Uzmanı Ömer Öcal bu konuda sorularımızı cevapladı. Ebeveynlerin okulla ilgili negatif söylemlerden uzak durması gerektiğini hatırlatan Öcal, şunları söyledi:
“Evde okulla ilgili negatif, öğrencinin psikolojisini olumsuz etkileyecek konuşma ve ifadelerden kaçınılmasında fayda var. Özellikle okula yeni başlayacak birinci sınıf öğrencilerinin okulla ve öğretmenlerle ilgili korku yaratabilecek davranış ve söylemlerden uzak durulması, okulun bir oyun, eğlence ve öğrenme alanı olduğu konusunda pozitif telkinlerde bulunulmasında fayda var. Çünkü okul fobisinde gelişmesinde ebeveynlerin konuşmalarının etkili olduğu söylenebilir. Çocukları terbiye etmek için ‘Öğretmen kızar’, ‘Yarın okula gidince öğretmenlerin sana neler yapar’ gibi tehdit içeren, okulu korku unsuru olarak ifade eden cümlelerden uzak durulmalı. Okulun sevimli bir oyun alanı, arkadaşlarıyla tanışacağı, eğlence ve öğrenme alanı olarak ifade edilmesinde fayda var.”
Okula adaptasyon zorluğu bu dönemde normal
Çocuklar evde eğitime devam etseler de arkadaşlarından, öğretmenlerinden, okuldaki paylaşımlardan uzak kaldılar, birçok bilgi ve beceri kaybı yaşadılar. Bu nedenle okulun ilk günü ve haftası adaptasyon zorluğu yaşamaları normal.
“Okul stresi ya da öğrenme stresi olabilir ilk gün, ilk hafta. Bu stres çocuklarda genellikle karın ağrısı olarak kendini gösterir. Çocuklara okulla ilgili sevimli hikayeler anlatılabilir. Böylece çocuklar okula ilk günlerden bağlanırsa, mutlulukları da artar. Okullar açılmadan önce çocukların sağlık muayenesinin yapılmasını öneriyoruz. Çocukların uyku ve beslenme düzenleri bu süreçte bozuldu. Dolayısıyla okula adaptasyon zorluğu daha çok yaşayabilirler. Bu nedenle okulların açılmasından birkaç gün önceden itibaren beslenme ve uykunun okuldaki saate uyacak şekilde düzenlenmesi gerekir.”
Okullarda ilk hafta, uyum adaptasyon süreci oluyor. Bu süreçte çocuklara güven telkin edilmesi, öz yeterlilik üzerine vurgu yapılması çocukların derslerdeki başarısını da doğrudan etkiliyor. Ailelerin okulu sadece sınav, başarı odaklı bir yer olmadığını, kişisel gelişimin de adresi olduğunu unutmaması gerekiyor.
Ömer Öcal çocuklardaki oyun bağımlılığının da salgın döneminde arttığına dikkat çekiyor. “Aileler bu konuda da yeniden sınır koymaya başlamalı. Sınırlar, kurallar belirlenmeli ama bunu yaparken tehdit içeren davranış şeklinden uzak durulmalıdır” diyor.
Okullar pandemi gölgesinde açılıyor
Maske, mesafe, hijyen…
Sadece yetişkinlerin değil, çocukların da artık aşina olduğu kavramlar. Bu kurallara kuşkusuz okullarda uyulacak. Ancak velilerin bu konuda da korku yaratacak söylemleri, çocukların psikolojisini ve okula uyum sürecini olumsuz etkileyebilir.
“Ona dokunma, arkadaşından uzak dur gibi uyarılar yerine sadece sağlık bütünlüğünü korumaya yönelik konuşmalar yapılmalı. Bireylerin kendi sağlığından kendisinin sorumlu olduğu, kişisel hijyene dikkat edilmesi gerektiği üzerinde durulmalı. Virüs her yerde diyerek çocuklara korku salınmamalı. Aşırı uyarılan çocuklarda hassasiyet gelişebilir ve anksiyete oluşabilir.”
Ders zili öncesi son hazırlıklar…
Eğitim Uzmanı Ömer Öcal’a son hazırlıklarla ilgili önerilerini de sorduk.
“Öğrencinin temel ihtiyaçları neyse önce onun için bir liste yapılmalı. Temel ihtiyaçlar listesi olmalı. İhtiyacından fazlası olan ürünler alınmamalıdır. Özellikle okul öncesi ve ilk okulda, çocuğun ihtiyacı olan ürünler alınırken, bunların TSİ belgeli olmasına dikkat edilmeli. Ekonomik olsun diye çocuğun sağlığını bozacak bazı ürünlerin alınmaması gerekir. Mesela oyun araçları, hamurları, kalemler, silgi, yapıştırıcılar… Kırtasiye ürünleri sağlığı tehdit edecek ürünler olmamalı. Çanta seçimi çocuğun fiziksel yapısına uygun seçilmeli. Duruş bozukluğu ya da ağrıya yol açabilecek ürünler alınmamalı.”
TRT Haber