Bizim çocuk bizi parmağında oynatıyor, istediğini alana kadar durmuyor, laftan almıyor, vb. gibi sözler söylediğiniz oluyor mu?
Öyleyse nasıl iletişim kurduğunuzu bir gözden geçirmenin zamanı gelmiştir.
Çünkü çocuklar bizim aynamız, bizi olduğu gibi geri yansıtıyorlar.
Çocukla iletişim kurarken bazı noktaları fark etmiyor olabilirsiniz.
İşte sizi rahatlatacak 10 tavsiye:
1. Çocuğunuzun boyuna inip, gözlerine bakarak konuşun.
Bu, ona kendini değerli hissettirir. Olduğunuz yerden tepeden bakarak konuşmak çocuğu tehdit ediyor ya da emir veriyor gibi anlaşılabilir ve çocuğunuzda farklı tepkiler doğurabilir.
2. Sevgi dolu ve kabul eden bir tonda yaklaşın.
Çocuğunuz her zaman onu sevdiğinizden ve kabul ettiğinizden emin olmalı. Bu nedenle ona yaklaşımınızın sevgi dolu olduğundan emin olun. Bağırmak, şuraya götürmem, küserim gibi tehdit eden, azarlayan, konuşmalar “ben sevilmiyorum, istenmiyorum” gibi inançlar geliştirmesine neden olabilir.
3. Ona saygı duyun.
Çocuğunuzun bir birey olduğunun farkında olarak ona saygı duyun. Sözlerine, fikirlerine ve davranışlarına değer verin. Öyle yapılmaz, yanlış yaptın gibi sözler, yasaklar, engellemeler yerine “Bana anlatır mısın, neden böyle söyledin? Bu nasıl oluyor gösterir misin? gibi sorularla anlattırmaya çalışın.
4. Dikkatle dinleyin.
Tam telaffuz edemediği sözleriyle alay etmeden, sözlerine değer vererek dinleyin. Ona değer verdiğinizi hissetsin. 2 yaşında bile olsa size harika fikirler sunabilirler, algılarınızı açın 🙂
5. Sınırlarınızı belirleyin.
Çocukla iletişim kurarken çerçeveyi çizmek herkesi rahatlatır. Örneğin çocuğunuzun vurma, itme gibi bir eğilimi varsa, böyle bir davranışa rastladığınızda “vurmak, itmek yok.” diye bir sınır koyabilirsiniz. Tabi herkes uyacak bu kurallara. Sınırlar ihtiyacınız ve aile düzenine göre değişebilir.
6. Dürüst olun.
Çocuğunuza karşı dürüst olun. Böylece size güveni devam eder. Parktan eve gidelim yoksa bizi köpekler ısırır, polis ceza yazar…. gibi ifadeler çocuğu korkutup ruh sağlığına zarar verebilir. Artık akşam oldu, uyku zamanı geldi, eve gidelim gibi bir ifade hem dürüst hem de çocuk için anlamlı olur.
7. Tutarlı olun.
Bir konuda bugün söyledikleriniz ve yaptıklarınızla sonrakiler arasında bir uyum olsun. Örneğin bağırmak yok dediğinizde her zaman siz de bağırmamalı, sakin konuşmalısınız. Bugün böyle yarın başka davranırsanız çocuk üzerinde inandırıcılığınız azalacaktır.
8. Verdiğiniz sözleri tutun.
Bugün uygun değil ama yarın seni parka götürebilirim dediğinizde o unutsa da bu sözünüzü hatırlatıp yerine getirmelisiniz. Çocuğu geçiştirmek için tamam yarın gideriz deyip yapmazsanız çocuk artık sözlerinizi umursamamaya başlar.
9. Engelleyici değil destekleyici bir tavırda olun.
Koşma düşersin, oraya çıkamazsın, sen kendin yiyemezsin, çatal gözüne batar, bıçak elini keser, …” gibi sözlerle çocukları engellemeyin. Koşarken kendini nasıl koruyacağını, nasıl daha iyi tırmanacağını, çatal bıçağı nasıl güvenle kullanabileceğini gösterin. İşte size bir sürü etkinlik 🙂 Ona uygun malzemelerle çalışın, örneğin kasap bıçağı yerine kesmeyen bir bıçak verin. Et doğramasına gerek yok, güvenli bir şekilde meyve doğrasın. Sen yapabilirsin diyerek cesaretlendirin, nasıl yapacağını gösterin ona.
10. Yasaklamak yerine uygun ortamı hazırlayıp özgür bırakın.
Devamlı yasaklanan engellenen çocuk bir zaman sonra artık bir şey yapamaz hale gelir.
Çocuğun gelişimi ve güvenliği için uygun ortamı hazırlayıp özgürce keşfetmesini sağlayın.
Özgürlük karar vermeyi, sorumluluk almayı, iradeyi geliştirir. Böylece aranızdaki iletişim “yapma, etme, gitme” noktasından “Ne güzel yapmışsın, eline sağlık, gördüm, kendini korudun” eksenine kayar, herkesin yüzü güler. 🙂
Ayşegül Karahan Ertuğrul
Eğitimci, Ebeveyn Danışmanı