[This post contains advanced video player, click to open the original website]
Şu hayatta hepimiz; bir alan kapmaya, kendimize bir yer yaratmaya çalışıyoruz ve bu çalışma sürecinde birçok zorlukla karşılaşıyoruz. Hepimizin karşılaştığı sorunlar birbirinden farklı; ancak herkesin yaşadığı sıkıntı, kendisine göre zor olabilir. Bu zorluklar karşısında güçlü ve esnek olmayı başarmak önemlidir; çünkü zorluklar karşısında insan bazen “Beceremiyorum” ya da “Gücüm yetmiyor” gibi cümleler kurabiliyor. Bu yazıda, sizi daha güçlü yapabilecek ve sizi hayata karşı daha dirençli hale getirecek bazı kişisel ve davranışsal özelliklerden bahsedeceğim…
1. Denemekten ve Başarısız Olmaktan Korkmayın
Bana göre, güçlü insanın en temel özelliği; hata yapmaktan ve denemekten korkmamasıdır. Hata yapmaktan ve denemekten korkarsanız, neyi başarabilirsiniz ki? Hiçbir şey ortaya koyamazsınız. Bu, en temel aşamadır; bunu yapamazsanız, güçlü olmanın da size bir faydası olmayacaktır. Size bir alan verilecek ve siz bu alanın dışına çıkmak istemeyeceksiniz.
Bu bir tercih olsaydı, sizin o alandan çıkmak istememe durumunuzu anlayışla karşılardım. “Bu küçük alanda, kendi kendime yetmek istiyorum” derseniz de saygı duyarım; ancak kendinizi o küçük alana mahkum hissediyorsanız ve çıkmaktan, hata yapmakan, denemekten korkuyorsanız, bence kendinize yazık ediyorsunuz.
Hata yapma korkusunun arkasında şöyle bir düşünce var; “Bir şey yaparsam en iyi şekilde yapmam lazım!”. Böyle olunca ne yapıyorsunuz? Etrafınızdaki insanlara bakıyorsunuz ve herkesin güzel şeyler ortaya koyduğunu düşünüyorsunuz, kimse hata yapmamış gibi görünüyor. Burada bir “algıda seçicilik” durumu da var.
Peki, insanlar ne yapıyorlar? Başarıyı ortaya koyuyorlar. Daha önce 70 kez, belki 80 kez yaptıkları hatalardan bahsetmiyorlar, bahsetme ihtiyacı duymuyorlar. Böyle olunca siz de o kişinin ilk kez denediğini ve başarılı olduğunu düşünüyorsunuz; halbuki her başarının arkasında daha önceki başarısızlıklar da var. Güçlü olmanın ve ilerlemenin en temel ve güçlü yolu, denemek ve hata yapmaktır. Deneyin ve hata yapın, korkmayın.
2. İletişim Becerileriniz İyi Olmalı
Net olarak 11 yıldır çalışıyorum, üniversite yıllarımda staj da yaptım. Çalışma hayatıma bu staj yıllarını da ekleyebiliriz. Çalıştığım süre içinde birçok özel kurumda çalıştım, kamuda da uzun bir süre çalıştım ve şunu fark ettim; ne iş yaparsanız yapın, hangi alanda çalışırsanız çalışın, insanlarla ilişkiniz iyi olmalı. İnsanlarla ilişkiniz iyi değilse; ortaya ne kadar güzel şeyler koyarsanız koyun, ne kadar başarılı olursanız olun, ortaya koyduğunuz o güzel şeyler ne yazık ki fark edilmiyor.
Hepimiz başarılı olmak istiyoruz, etrafımızda bize değer veren, bize ilgi gösteren insanlar olsun istiyoruz. Bu gibi durumlarda insanlar, en iyiyi seçmiyorlar; daha iyi anlaştığı, daha çok sevdiği insanların ortaya koyduğu şeyi tercih etme eğilimi gösteriyorlar.
Maalesef günümüzde şöyle bir durum var; siz ne kadar güzel bir şey yaparsanız yapın, onu yeterince iyi pazarlayamıyorsanız, insanlar sizin ortaya koyduğunuz şeyi de fark etmiyorlar. Bu da, kendi kendinize; “Nerede hata yaptım?” sorusunu sormanıza neden oluyor.
Her şey tamam gibi görünüyor; işinizde çok iyisiniz, ortaya koyduğunuz ürünler çok güzel görünüyor, ancak bir türlü fark edilmiyorsunuz. Peki, sorun nerede? Bence iletişimde olabilir. Kendinizi bir kontrol etmelisiniz; iletişimde eksikleriniz var mı?
İnsanlarla iletişiminiz ne kadar iyi olursa, hayattaki duruşunuz da o kadar iyi olur. Ne iş yaparsanız yapın, insanlarla ilişkiniz iyiyse, herkesin sizi görmek istediğini ve herkesin sizi tercih ettiğini fark edersiniz.
3. Arka Bahçenizde Başka Şeylerle Uğraşın
“Günümüzde en çok karşılaştığın problem nedir?” diye sorsalardı; kesinlikle “kaygı” yanıtını verirdim. Kaygı o kadar yaygınlaştı ki, birçok insan günlük hayatında kaygı nedeniyle çok ciddi problemler yaşıyor. 60-70 yıl öncesine oranla, on kat daha fazla kaygı yaşıyoruz; çünkü aslında, insanlar eskiden daha somut işlerle uğraşırken, günümüz insanı daha soyut işlerle uğraşıyor, daha karmaşık süreçleri yönetmeye çalışıyor. Hayatta, eskiye oranla çok daha fazla risk var; bu da ister istemez bir belirsizlik ortamı yaratıyor. Belirsizlik, çoğu zaman kaygıya neden olur.
Modern zamanda güçlü olmaya çalışmak, çok yorulmanıza neden olabilir; çünkü etrafta çok fazla değişken, çok fazla kaygı var.
Sırtımızda çok fazla çuvalla geziyor gibiyiz; ceplerimiz taşlarla dolmuş, adım atarken bile çok zorlanıyoruz. Kaygı, insanlarda tükenmişliğe neden oluyor. Peki, tükenmişlik ne yapıyor? Hayattan almanız gereken keyfi almanızı zorlaştırmakla birlikte, ortaya yeni bir şey koymanıza da engel oluyor. Peki, ne yapacaksınız? Bana göre güçlü insan, her zaman arka bahçesi olan insandır. Peki, arka bahçe ne anlama geliyor?
Hayatta; bir amaç, bir ödül için uğraştığınız bir alan var, bir de ödül için uğraşmadığınız, serbest çalıştığınız bir alanın olması gerekiyor. Örneğin ben; evimin bir köşesinde ahşapla uğraşıyorum, fotoğraf çekiyorum. Bunları para kazanmak için değil, kendimi rahatlatmak, kafa dağıtmak için yapıyorum. Dolayısıyla arka bahçede yapılacak şeylerin bir hedefi, maddi kazanç beklentisi olmaması gerekiyor. Tamamen kafa dağıtmak üzerine kurulu olmalı; bu benim için fotoğraf, sizin için arkadaşlarınızla buluşmak, halı saha maçı yapmak ya da deniz kenarında yürüyüş yapmak olabilir. Bir arka bahçenizin olmaması, rüzgarlı havalarda korunabileceğiniz bir alanınız da olmayacak demektir; bu da çok fazla yorulmanıza neden olur.
4. Hayallerinizi Takıntı Haline Getirmeyin
Geçenlerde Instagram’da bir yazı paylaştım, tam olarak şöyleydi; “Hayallerine aşık olmalısın; ancak karşılık bulamıyorsan vazgeçmelisin”. Birçok insan bu yazıyı, bu düşünceyi çok beğendi; ancak tahmin ettiğimden çok daha fazla karşı tepki aldım.
İnsanların büyük bir bölümü; “İnsan hayatından vazgeçer mi?”, “İnsan nasıl bırakır?” diyordu. Sanırım bu arkadaşlarımız beni yanlış anladı. Ben şöyle düşünüyorum; bir hedefiniz için çok fazla uğraştığınızda, elinizden gelen bütün çabayı sarf edersiniz. Yine de bir türlü olmuyor mu? Peki, ne yapacaksınız?
İlk olarak kendinize şunu sormalısınız: ” Elimden gelen her şeyi yaptım mı?” Buna rağmen olmuyor mu? Talihsizlikler üst üste geliyor ve bir şekilde hayalinize ulaşamıyor musunuz? Peki, yönteminizde, stratejinizde ya da vizyonunuzda bir hata olabilir mi?
Belki de, ne kadar uğraşırsanız uğraşın, o hayalinize ulaşamayacaksınız. Peki, ne yapacaksınız? Saplantılı bir aşk gibi, ömrünüzü o hayalin peşinde mi harcayacaksınız?
Örneğin sınavda bir soruya takıldığınızda, o soruyu çözmek için gurur yapıp, zamanınızı çöpe mi atıyorsunuz? Söylemeye çalıştığım şey tam olarak bu. Elinden geleni yaptığınıza ve çok uğraştığınıza eminseniz ve yine de olmuyorsa; o zaman bırakmayı denemelisiniz. Bence güçlü insanlar, hayallerini takıntı haline getirmezler. Uğraşırlar, oluyorsa tamam; olmuyorsa, yeni ve belki revize edilmiş bir hayalle ya da yepyeni bir hedefle yola çıkarlar.
5. Esnek Düşünebilme Becerinizi Geliştirin
Gelecekte insanların sahip olması gereken beceriler ile ilgili bazı çalışmalar yapıyorlar. Burada benim dikkatimi çeken bir özellik oldu; bilişsel esneklik becerisi. Bunu, en basit şekilde; esnek düşünebilme becerisi olarak tanımlayabiliriz. Peki, bu neden önemli?
Bana göre, güçlü bir insanda olması gereken özelliklerden birisi de bu; bir insan esnek düşünebilmeli. Hayatın size sunduğu belirli koşullarda çok başarılı olmanız güzel bir şey gibi görünüyor; ancak hayat size her zaman bu koşulları sağlamayabilir.
Bazen, istediğinizin tam tersi şekilde de çalışmak zorunda kalabilirsiniz. Hava çok kötüyken, moraliniz bozukken, ailevi sorunlarınız varken ya da işinizde kriz varken çalışmak zorunda kalabilirsiniz.
Ne yapacaksınız? Kendinizi; “Ben bir tek o koşulda çalışırım” diyerek bırakacak mısınız? Esnek olabilmelisiniz; bu aslında biraz da farklı düşünebilme ile de alakalı. Her koşulda kendi çözüm yolunu arayabilen insanın bu becerisi de giderek gelişecektir. O nedenle, güçlü bir insanda olması gereken özelliklerden biri de esnek düşünebilme becerisidir.