“Anlamak hatırlamak değildir.” – Tony Buzan
İyi bir ders tasarlamak ve öğrencileri etkilemek kadar önem verdiğimiz bir diğer şey de derste işlenenlerin sonradan hatırlanmasıdır. Öğrencilerin dinledikleri dersin başlangıcını ve bitişini diğerlerine oranla daha canlı ve iyi hatırladıklarını biliyoruz.
Öğrencilerin hafızasını etkin kullanmak için gerekli olanlar:
Bitiş
Altın Saat
Tekrar
Alışılmamış benzetmeler-metaforlar
Katılım
1. Altın saatleri etkili kullanın.
Bir dersin en değerli zamanları ilk ve son 10 dakikası iken biz; yoklama alarak, hafta içi ödevinin cevaplarını vererek veya kulüp duyuruları yaparak öğretilen bilginin hatırlanma ihtimalinin en yüksek olduğu zamanları deyim yerindeyse heba ediyoruz. Öğrencilerin, ertesi gün, bir önceki günkü derste kimlerin olduğunu veya gün sonunda hangi kulüplerin olduğunu hatırlamalarını istiyorsak, dersin başında yoklama almaya devam edebiliriz. Oysaki iyi bir başlangıç etkisi için öğrencilerimize onları nereye ve nasıl götüreceğimizi açıklamalıyız.
2. Tekrarın gücünü göz ardı etmeyin.
Öğrendikten hemen sonra hafızanın ulaştığı en yüksek noktada ilk tekrarın yapılması hatırlama miktarını da en yüksek noktada tutuyor. Dersin başlangıcı ve bitişi arasındaki ölü zaman diye adlandırılan bu zamanda tekrarın gücünden faydalanabiliriz. İlk 10 dakika sonrasında öğrenilenler eğer tekrar edilirse öğrenilenlerin 24 saat sonra hatırlanma ihtimali artıyor. Bir gün, bir hafta ve bir ay sonra yapılacak kısa tekrarlar sayesinde bilgiler uzun süreli hafızaya geçebiliyor.
3. Alışılmamış benzetme ve metaforlar kullanın.
Etkili öğretmenlerin en çok kullandığı yöntem budur diye düşünüyorum. Ortaokulda Türkçe öğretmenlerinin sert sessizleri öğretmek için “çift haseki paşa”sını ya da H2SO4’ü öğretmek için “hasan iki salak osman dört”ü ya da fen bilgisi dersinde böbreğin katmanları olan zar, kabuk, öz ve yalacıktan oluşan “zarköy” gibi hatırlatma şifrelerini hala biliyoruz. Vurgulamak istediğimiz önemli noktayı mizah ve alışılmamış örneklerle (öykülerle) bağdaştırmanın hatırlamayı kolaylaştırdığını unutmayalım.
4. Öğrenci katılımını artırın.
Geleneksel eğitim sistemimiz buna müsaade ettiği için yıllarca öğretmenlerimiz anlattı biz de 40 dakika boyunca parmak kaldırdığımızda söz hakkı alabildiğimiz sürece derse katılabildik. İdeal olan ise öğretmenin daha çok organizasyonel katkısı ile devam eden derslerde öğrenci katılımını üst seviyelere çekilebilmekti. Öğrenciler ile Düşün-Eşleş-Paylaş etkinliği yapmak, konuyu görselleştirme çalışması yapmak, öğrencilerden videoda izletilen konu ile ilgili soru yazmalarını istemek, özet çıkarmalarını istemek, kavram haritası yapmalarını istemek, öğrencilerin katılımını üst seviyeye taşıyan kolay ve etkili çalışmalardan birkaçı.
5. Bitiş – İkinci altın saati etkili kullanın.
Unutmayın en iyi ilk karşılaştığımız şeyi ve son karşılaştığımız şeyi hatırlarız. Bu etkiden faydalanabilmek için, dersin son 10 dakikasını öğrencilerin dersin ana fikrini veya derste anladıklarını yazarak bitirmelerini istemek bizi hafıza dostu öğretmen yapabilir. Dersin son 5 dakikasında, “bugün derste çok iyiydiniz, ders sonuna kadar serbestsiniz” demek de aynı şeklide en verimli zamanın boşa harcanması anlamına geliyor.
Kaynakça :
Acar Baltaş “Üstün Başarı”