Hızlandırılan çocukta neler oluyor?

– Hızlı hızlı yemek yedirmek,
– Çabuk çabuk kıyafet giydirmek,
– Biran evvel banyo yaptırmak, anında uyutmak,
– Acele acele tuvalet yaptırmak ya da alt değiştirmek,
– Hızlı hızlı konuşturmak,
– Çok sık: “Çabuk olsana, acele etsene” demek,
– Kıyasıya yarış yaptırmak vs vs.. Tüm bunlar çocuğun BİYOLOJİK RİTMİNİ bozuyor.

Hız arttıkça adım adım çocuktaki kendine özel biyolojik ritim zarara uğruyor.

Bunun sonucunda çocuktaki hisler zarara uğruyor. Hissetmemeye başlıyor.

Çocuğun hisleri zarara uğradıkça DUYARLILIK da zarara uğruyor. Duymamaya başlıyor. Acıyı, tatlıyı, lezzeti, sancıyı, kaygıyı, korkuyu, kokuyu, teni, sesi; duymuyor.

Duyarlılık zarara uğradıkça vicdan ölmeye başlıyor.

Vicdan ki ona daima güzeli, faydalıyı, adil olanı ve iyiliği yaptırıyor. Vicdanı olmayanda her türlü olumsuzluk, kötülük oluyor.

Çocukların vicdanını zarara uğratmamak için HIZ-LAN-DIR-MA-YIN!

Sizin gözünüze gelen o yavaşlık onun aslında doğal hali olabilir.

Planlamanızı daha geniş zamanlı yapabilirsiniz:

Evden 5 dakikada değil 25 dakikada çıkmayı planlayın,

Banyoyu 10 dakika değil 50 dakika planlayın,

Uykuya geçişi 15 dakika değil 60 dakikalık planlayın,

Dışarıya parka çıkmayı 30 dakika değil 2-3 saatlik planlayın,

Yemek yemeyi 15 dakika değil en az 45 dakikalık planlayın… vs vs..

Bu davranışlarla çocuk:
Hızlandırılmak yerine daha geniş HİSSEDE HİSSEDE yaşamı doyumsar, zararını daha mininum hissederek hayat yolculuğunu sürdürür..

Ne zamana kadar? Şu zamana kadar değil, yerine göre süreler kısalır uzar ama genel olarak bu yaşam tarzı olur, olmalıdır.

Bir işi hissede hissede, hakkını vere vere, duya duya yapmak.

Belki daha az iş yapmak ama DUYARAK.

Böyle bir hayat yok Hocam?

Ama senin hayatın da şu hızlanmış hali ile zaten yok ki?

Var mı?

Huzurun, mutluluğun var mı?

Ağız tadın, hislerin var mı?

Ebubekir Ertem
Çocuk ve Aile Danışmanı