Reşat Nuri Güntekin, edebiyatımızın gerçekçi öykücülerinin başında gelir. “Salgın” öyküsünde Reşat Nuri, bugün içinde yaşadığımız durumu ve bir köy öğretmeninin benzerine bugün de rastlanacak dramını anlatır.
SALGIN
Salgın uzun öyküsünde, köy öğretmeni görev yaptığı köyde ortaya çıkan ve çocukların birbiri arkasına ölmesine yol açan hastalığın bulaşıcı olduğunu düşünerek Kaymakamlıktan yardım istemektedir:
“…Karlıbel köyünün öğretmenliğini yapıyorum. Köyümüzde bir salgın hastalık baş gösterdi. Hastalar şiddetli ağrı, ateşle yatağa düşüyorlar, öksürdükçe ağızlarından parça parça kan geliyor. Üç dört gün sonra da ölüyorlar Reşat Nuri Güntekin, edebiyatımızın gerçekçi hikayecilerinin başında gelir. “Salgın” öyküsünde Reşat Nuri, bir köy öğretmeninin benzerine bugün de rastlanacak dramını anlatır.
.
Ben bulaşıcı olduğunu söyleyip köylülerden sakınmalarını istesem de, köylüler ‘ biz çok şükür Müslüman insanlarız. Hastadan iğrenmek günahtır.’ diyorlar.
Okulun eski öğretmeni olan imam da onları benim aleyhime kışkırtıyor. ‘imanımızı diri tutalım; kimbilir ne günahımız var ki, Allah bu belayı gönderdi’ diyor.
Bu dağ tepesinde bütün dünya ile alakasını kesmiş, garip, fakir köylülerin ne günahları olur. Sadece cehalet ve o suçun sorumlusu da onlar değil…
Şimdi köyde tek yapılan tedbir hastaları hocaya nefes ettirmek ve bu belayı def etmek için dua okumak.
Nahiye müdürüne gittim. Durumu anlattım. Tamam dedi ama ne doktor geldi ne de sağlık memuru. Ondan ümit kalmadığı için sizin merhamet ve şefaatinize sığınıyorum.
Bir köyün öksüz evlat gibi yüzüstü bırakılmasına ve hastalıktan kırılmasına ne kanun ne de vicdanınız razı olmayacaktır…”
Uzun hikaye sonunda köyde ölenlerin sayısı otuzu geçecek ama köye sağlıkçı gitmeyecektir. Doktor ve sağlıkçı yerine köye öğretmene tebliğ edilmek üzere şu yazı gönderilecektir:
“…Adi bir mevsim hastalığını helak edici bir salgın şeklinde haber vererek, halkı dehşete düşürdüğü, devlet dairelerini ihmal ve salgının yayılmasına meydan vermekle itham eylediği, dairelerdeki kişileri üst makamlara şikayet etmek suretiyle fitne ve fesat çıkardığı …için Karlıbel köyü öğretmeni Cevdet efendiye kesin ihtar ve on beş gün maaş kesme cezası verilmiştir…”
Mektup köye postayla gönderilecek, buruşmuş, kirlenmiş ancak açılmamış halde üzerindeki şu notla iade edilecektir.
” Muallim Cevdet efendinin bir buçuk ay evvel bilinmeyen bir hastalıktan dolayı vefat ettiği anlaşılmış olmakla iade edilmiştir.”
70 sayfalık öykünün tümünü okuduğunuzda anlatılanın sizin öykünüz olduğunu anlayacaksınız.