Uzman Doç. Dr. Kocaman: “Kadınlar kalp damar hastalıklarına daha hassas olabilir”
Kalp Damar ve Ritim Bozuklukları Uzmanı Doç. Dr. Sinan Altan Kocaman, “Son yirmi senede damar hastalıklarına bağlı ölüm azalmış olmasına rağmen, özellikle 55 yaşından genç bayanlarda bu azalma görülmemiştir. Bu nedenle kalp damar hastalıkları için olan genel risk faktörlerinin anlaşılması ve yönetimi önem olmakla birlikte kadın cinsiyete özel risklerin belirlenmesi bu noktada ön plana çıkmaktadır” dedi.
“Kadınlar kalp damar hastalıklarında daha hassas olabilir. Kadın kalbine özel bir dikkat gerekli” diyen Kalp Damar ve Ritim Bozuklukları Uzmanı Doç. Dr. Sinan Altan Kocaman, kadın kalbi hakkında şu bilgileri verdi.
“Kadınlarda daha çok küçük damar hastalığı olduğu bilinmektedir. Şikayet ve bulgular erkelere göre daha atipik karakterde olmakta ve bu durum yanlış tanı ya da geç tanı almalarına sebep verebilmektedir. Örneğin, kadınlarda erkeklerden farklı olarak göğüs ağrısı yerine nefes darlığı, bulantı, terleme, yorgunluk, hazımsızlık, bayılma gibi şikayetler de görülebilmektedir. Bu belirtiler hekimi kalp dışı başka hastalık arayışına yol açtığından tanıyı geciktirebilmektedir. Kalp krizi geçiren kadınlar ek olarak acile çok daha geç başvurmaktadırlar. Ayrıca EKG kadın cinsiyette daha az duyarlıdır ve bu da tanı için olumsuz bir durum oluşturmaktadır. Öyle ki bu olumsuzluklar kadınlardaki semptomların 4 kat daha fazla psikiyatrik olarak kabul edilmesi ile sonuçlanmıştır.”
Kadınlarda endotel disfoksiyonuna yönelik pratik tanı yöntemlerinin geliştirilmesi belki de kadın kalbini anlamada gelecek dönemlerde daha etkili olabileceğini vurgulayan Uzman Doç. Dr. Kocaman, “Semptomatik bir kadında kardiyovasküler olayları önlemek için ‘duyarlı kadın kalbi’ konusunda sağlık profesyonellerinin daha çok farkındalık kazanmaya ihtiyacı vardır. Kan içi ve dışındaki lipit yükü fazlalığı bugün birçok hastalığın altında yatan değişiklikler için etken olarak gösterilmektedir. Kadında menopoz sonrasında lipit profilinin bozulduğunu izlemekteyiz. Bu durum erkekler ile karşılaştırıldığında, düşük LDL kolesterol avantajının premenapozal dönemle sınırlı olduğu göstermektedir” diye konuştu.
“Obezite kadınlar için erkeklere göre daha ciddi ve sık bir sorundur “
Uzman Doç. Dr. Kocaman, araştırmalar dünyada ve Türkiye’de obezite ve diyabetin erken yaşlardan itibaren artmaya başladığını belirterek, “Obezite ise kadınlar için erkeklere göre daha ciddi ve sık bir sorundur. Obezite görülme sıklığı 45-65 yaş arasında en yüksek seviyeye çıkmaktadır. Obezite ile birlikte hipertansiyon, diyabet, kalp ve damar hastalıkları görülme riski de paralel artış göstermektedir. Hipertansiyon kalp damar hastalıkları için en yaygın düzeltilebilir risk faktörüdür. Erişkin kadınların yüzde 33,4’ünde bulunur. Sistolik kan basıncında her 10 mmHg’lik artış kalp damar hastalıklarında yüzde 15 artışla ilişkili bulunmuştur. Bu risk artışı erkeklere göre kadınlarda yüzde 10 daha fazla izlenmektedir” ifadesini kullandı.