Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan ve artan vaka sayılarının ele alındığı kritik Kabine Toplantısı, sona erdi. Toplantı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
“Bugün kabinemizin 40. toplantısını gerçekleştirdik. Sağlıktan ekonomiye kadar tüm önceliklerini görüştüğümüz kabinelerde önümüzdeki dönemin yol haritasını çıkartıyoruz. Gündemimizin ilk konusu yine koronavirüs salgınıydı. Salgın tüm dünya ile birlikte ülkemizi tehdit etmeyi sürdürüyor. Dünyada 28 milyon vakaya yaklaşırken ölü sayısı 900 bini aştı. Yer kürede hiçbir yerin bu salgının etkisinden kurtulamadığı anlaşılıyor. Günlük vakaların 80 bini ölü sayılarının bini geçtiği ülkeler var.
TOPLU TAŞIMADA AYAKTA YOLCU YASAĞI
Türkiye hem sağlık altyapısı hem aldığımız tedbirler sayesinde hamdolsun iyi noktada bulunuyor. Ancak mevcut durum bizim için kabul edilebilir değildir. Vaka ve vefat sayılarındaki kısmi yükselişten derin üzüntü duyuyoruz. Vatandaşlarımızdan tamam diye ifade ettiğimiz temizlik, maske, mesafe kurallarına sıkı bir şekilde riayet etmelerini istiyoruz. Kafe ve restaurantlar daha sıkı şekilde denetlenecektir. Toplu taşımda ayakta yolcu alınmasına kesinlikle müsaade edilmeyecektir.
Maske kullanımı başta olmak üzere kurallara uymayanlara kesilen cezalar muhakkak tahsil edilecektir. Esnek ve kademeli mesaileri yaygın bir şekilde tatbiki sağlanacaktır. Günlük vaka, vefat, yoğun bakım istatistikleri her akşam yayınlanıyor. Şeffaf yürüttüğümüz bu sürecin başarısı vatandaşlarımızın vereceği desteğe bağlıdır.
Koronavirüs henüz etkin ve kullanılabilir tedavisi bulunamamış bir hastalıktır. Bu durum her bireyin kendi tedbirini kendisinin almasını zorunlu kılıyor. Mart ayından sonra açtığımız çok sayıda yüksek kapasiteli hastanelerle teşhis ve tedavileri sürekli genişletiyoruz. Sağlık çalışanlarımız canla başla çalışıyor. Bu vesile ile doktorundan temizlik görevlisine kadar 1 milyon 100 bin sağlık ordumuzun her bir mensubuna şükranlarımı sunuyorum. Valisinden kaymakama, polisinden jandarmaya kadar bu sürece büyük destek veriyor. Vefa sosyal destek grupları toplamda 16 milyon talebi karşılayarak vatandaşlarımızın hizmetine koşmuştur.
İçişleri Bakanlığımız salgın tedbirlerini en etkin şekilde uygulamasını sağlamıştır. Tüm mülki idare teşkilatına, polis, jandarma, 112 personeline özellikle teşekkür ediyorum. Asıl iş vatandaşlarımızın kendinde bitiyor. Kalabalık etkinliklerden uzak durmadığımız, sokak, işyeri, hatta evde belirlenen kurallara uymadığımız sürece ne hastaneler ne cezai tedbirler tek başına bizi virüsten koruyabilir.
“VEFAT SAYILARINI MÜMKÜNSE SIFIRA İNDİRMELİYİZ”
Aile büyüklerimizin, sevdiklerimizin, evlatlarımızın sağlığı için seferberlik ruhuyla herkesi bu sürece destek vermeye davet ediyorum. Sonbaharın yaklaşmasıyla birlikte soğukalgınlığı, grip gibi mevsim hastalıkların üzerimize binmeden günlük vaka sayılarını 100’ün altına, vefat sayılarını mümkünse sıfıra indirmeliyiz.
Önemli olan ülke ve millet olarak salgından korunma yöntemlerini en ideal düzeyde uygulamamızdır. Tedbiri hakkıyla aldıktan sonra takdiri rabbimize bırakacağız. Salgında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar, halen tedavi altında olan vatandaşlarımıza şifalar diliyorum.
Salgın döneminde ülkemize yaptığımız hizmetleri aksatmadık. Sağlıkta yaklaşık 10 bin yatak kapasiteli şehir ve diğer hastaneleri hizmete sunduk. İlave personelle sağlık kurumlarımızın insan kaynağını takviye ettik. İlaçtan dezenfektana kadar gereken her türlü araç gereci yerli olarak üretip kullanıma sunduk.
Salgınla mücadelede attığımız her adımda bilim insanlarımızın tavsiyelerini gözönünde bulundurduk. Vatandaşlarımızın testten ilaca, yataklı tedavisini ücretsiz karşıladık. Dünyanın neresinde olursa olsun hiçbir vatandaşımızı sahipsiz bırakmadık. 100 bin vatandaşımızı kurduğumuz iletişim köprüleriyle yurda getirdik. Sağlık sistemimizin ve altyapımızın gücünü bir kez daha test etme imkanını bulduk.
Üretim çarklarının durmaması için her türlü tedbiri aldık. İstihdamı ve gelir seviyesi düşük vatandaşlarımızı desteklemeye yönelik çok sayıda programı hayata geçirdik. Kovid-19 tedavisi yapan hastanelere hasta başına 666 TL ödeme yapıyoruz. Yoğun bakımda bu miktar iki katına çıkıyor. Kısa çalışma, işsizlik ödeneği gibi başlıklar altında çalışanlarımıza ve vatandaşlarımıza yaklaşık 34 milyar liralık karşılıksız kaynak aktardık. Fesih kısıtlamasını iki ay daha uzattık. Kısa çalışma ödeneğine 31 Ekim’e kadar devam edeceğiz. 2,3 milyon kişi için kısa çalışma ödeneğinin uzatılma talebinde bulunulmaması işyerlerimizin normal çalışma düzeyine geçtiğini gösteriyor. 3 aya kadar asgari ücret üzerinden sigorta prim desteği veriyoruz.
Yılın ikince çeyreğinde bir küçülme yaşamış olsak da dünyadaki pekçok devletten daha iyi olduğumuz bir gerçek. Tüm veriler üçüncü çeyrekte güçlü bir toparlanma yaşayacağımıza işaret ediyor.
Yılın ilk sekiz ayında 7 yeni organize sanayi bölgesi faaliyete geçti. 50 bin istihdamla yeni fabrikalar üretime başladı. Ağustos ayı ihracatımızı geçen yılı aynı ayının bile üzerinde bir rakamla kapattık. İhracatçılarımızın ihtiyaç duydukları bilgileri tek çatı altında topladık. Bu platformda pazar önerilerinden vergi oranlarına, rakip ülke bilgilerinden uluslararası mevzuata kadar geniş yelpazede ihracatçılarımıza deste sağlanıyor.
Güven endekslerinde tüm veriler yılı pozitif bir büyüme ile tamamlayacağımızı gösteriyor. Pekçok ülkenin ekonomik paketleri kağıt üzerinde kalırken biz taahhüt ettiğimiz herşeyin tamamını hayata geçirdik. KOBİ’lerimize 963 milyon lira destek ödemesi yaptık. Açıkladığımız destek ve teşvik paketlerinden ülkemizdeki her kesim yararlanmıştır. İlk orta ve yüksek eğitim kademelerinde uzaktan eğitim sistemimizi en iyi şekilde idame ettirdik. Yeni dönemde eğitim öğretime salgın şartlarını da dikkate alarak yüzyüze ve uzaktan eğitimi birlikte gerçekleştireceğimiz sisteme devam edeceğiz.
“OKULLARIMIZI EĞİTİM VE ÖĞRETİME AÇIYORUZ”
Ailelerin tercihlerine göre okul öncesi ve 1. sınıftan başlayarak okullarımızı eğitim öğretime açıyoruz. Bu uygulama salgının seyrine göre şehirlerimizde farklılık gösterecektir. Çocuklarımızın eğitim hayatının aksamadan devam etmesi tek gayemizdir. Salgından en menfi etkilenen sektör şüphesiz turizm oldu.
Ülkemiz için önemli istihdam ve gelir kaynağı olan sektörün kısmen de olsa sezonu kurtarabilmesi için çok gayret gösterdik. Kurduğumuz sistem sayesinde 10 milyon turist rakamını geride bırakmaya başardığımız ortada. İnşallah yıl sonuna kadar bu rakamı çok daha yüksek seviyelere çıkartacağız. Salgının tetiklediği siyasi ve ekonomik yeniden yapılanma sürecinden inşallah ülkemizin en karlı şekilde çıkmasını temin edeceğiz.
Güçlü altyapısı, yetişmiş insan gücü, teknolojisi ve lojistik avantajıyla yepyeni bir dönemin açıldığına inanıyoruz. İş dünyamızı bu yeni dönemin fırsatlarını en geniş şekilde değerlendirmeye davet ediyoruz. Karadeniz’de keşfettiğimiz doğalgaz rezervi geleceğe ilişkin ümitlerimizin hayata geçişinin adeta sembolü haline gelmiştir.
Sakarya petrol sahası dünyada keşfedilen ikinci en önemli kaynaktır. İnşallah Karadeniz’de ve Akdeniz’de yeni müjdelerle bu sevincimizi daha da arttıracağız. 2023 hedeflerine ulaşmak için hep birlikte daha çok çalışmamız gereken bir döneme giriyoruz.
Türkiye siyasi, ekonomik, askeri olarak güçlendikçe karşısına çıkartılan engeller de artıyor. Gezi olaylarında ülkemizden 24 saat canlı yayın yapan uluslararası medya Avrupa’da ve ABD’de çok daha kötü manzaraların yaşandığı toplumsal eylemleri görmezden geldi. PKK sivilleri katledip mahalleleri işgal etmeye kalkıştığında bizim değil teröristlerin yanında yer aldı.
FETÖ önce emniyet yargı teşkilatları içindeki mensupları vasıtasıyla siyasi darbe ardından ordu içinde askeri darbe girişiminde bulunduğunda ellerini ovuşturarak bekleyenler vardı. Darbecileri milletimizle tepelediğimizde bu terör örgütü mensuplarına kucak açtılar. Güney sınırlarımızın güvenliği için harekete geçtiğimizde bölgede hesabı olan pekçok ülkeyle karşı karşıya geldik. Sırf Türkiye’nin önüne geçmek için nasıl senaryo uyguladıklarına şahit olduk.
Güney sınırlarımızı güvenliğe alınca bir mekanizmayı karşımızda bulduk. Eli kanlı katillerle yanyana gelmekten çekinmeyenlerin, vatanlarını ve geleceklerini kurtarmak için mücadele edenlere nasıl terörist yaftalarını vurduğunu gördük. Libya’da darbecileri gizli açık destekleyen riyakarları ibretle takip ettik. Doğu Akdeniz’de 10 kilometre karelik adalar üzerinden sahiller üzerine hapsetmeye çalışanların oyunlarını bozduğumuzda kimseyi yanımızda bulamadık.
Yürüttüğümüz faaliyetlere karşı sergilenen haksız ve hukuksuz girişimleri esefle izledik. Kıbrıs’ta Türklere uygulanan haksızlıkların arttırılmasını gayretlerini acı bir tebessümle kaydettik. Geçmişte Türkiye’yi sürekli küçük gören, hesaba katmayanlar aynı tavrı sürdüreceklerini veyahutta sürdüremeyeceklerini gördükçe daha da azgınlaştılar.
Güç gösterileriyle netice almaya kallktıklarında karşılarında bambaşka bir Türkiye olduğunu gördüler. Her türlü siyasi, askeri saygısızlık bizim azmimizi perçinliyor. Türkiye’yi siyasi, ekonomik ve askeri olarak getirdiğimiz seviyede çıkarlarımızı her zeminde koruma imkanına kavuştuk. Ülke ve millet olarak birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıktığımız müddetçe sonuna kadar bunu sergileyeceğiz.
Milletimiz Türkiye’nin uzun demokrasi kalkınma mücadelesinde attığı her adımın nasıl akamete uğratıldığını gayet iyi biliyor. 1950’den itibaren vesayet, darbe ve istikrarsızlığın pençesinde kıvranan ülke olarak çok büyük zaman ve imkan heba ettik. Hak ve özgürlükleri geliştirme doğu, batı, kuzey, güneye kadar ülkeyi topyekün kalkındırma çabasına girdiysek hep başımıza bir haller geldi. Tek parti dönemi başlı başına felaket hikayesidir.
Gençlerimezin darbe ve muhtıralarla, siyasi toplumsal istikrarsızlık iklimlerini çok iyi öğrenmelerini istiyorum. Bu tür engellerin maliyetini ödedik. Hamdolsun mücadeleyi milletimizle birlikte alnımızın akıyla başarıya ulaştırdık. 81 vilayetiyle her karış vatan toprağını kalkındırmak için temel hizmet alanlarında, altyapıda yatırım seferberliği başlattık. Eğitim, sağlık, enerji ve tüm alanlarında Cumhuriyet döneminin tamamında ortaya konulanların kat be kat üstünde hizmetler yaptık.
Yıllarca bünyemizi zayıflatan vesayetin tasfiyesine giriştik. Demokrasi tüm kurum ve kurallarıyla işler hale getirirken tüm dost ve kardeş ülkelere örnek olacak uygulamaları hayata geçirdik. İlk defa doğrudan milletin iradesiyle köklü bir değişimi gerçekleştirdik. Türkiye siyasi ve askeri her alanda onurlu bir duruş sergiliyor. Tüm saldırılara rağmen ekonomisini ayakta tutuyorsa işte bu mücadeledeki başarı sayesindedir.
En son 178 kilometrekarelik Ankara-Niğde Otoyolu açılışını yaptık. Bunlar durup dururken olmuyor. Bir tarafta koronavirüs öbür tarafta biz. Bir taraftan şehir hastanelerimiz devam ediyor. Farklı yerlerde otoyollar devam ediyor. Durmak yok. Bu çalışmalarımızı devam ettireceğiz, kutlu yürüyüşün önünü kesmek için istikrar ve güven ortamını bozmaya yönelik pekçok tuzak kurulmuştur. Giresun felaketinde biz kalkıp da Ankara’dan seyretmedik. Bakanlarımız, milletvekillerimizle birlikte altyapı, üstyapısıyla felaket bölgesini yeniden inşa ve ihya etmenin adımlarını attık.
Savunma sanayi, otomotivde yüksek teknolojiye dayalı pekçok alanda dünyanın ilk birkaç ülkesi arasına girecek projeler yürütüyoruz. İnsan hakları, hukuk, ticari mevzuatta insanımızın hayatını kolaylaştıracak yeni reformların hazırlıkları içerisindeyiz. Türkiye bölgesinde ve dünyada söz sahibi bir ülke konumuna gelmiştir. Gerektiğinde diplomasiden askeri güce kadar her mekanizmayı etkin şekilde devreye sokacak altyapı ve iradeye sahibiz.
“ANI GELDİĞİNDE KORKARIM Kİ BEDELİNİ AĞIR ÖDEMEZLER”
Akdeniz’de emrivaki yapmaya çalışanlar eninde sonunda bu gerçeği kabullenecektir. Vatandaşlarının güvenini tehlikeye atma pahasına Türkiye üzerine dikilenler anı geldiğinde korkarım ki bedelini ağır ödemezler. Her fırsatta görüşme, konuşma, müzakereden yana olduğumuzu söylüyoruz. Bizimle masaya oturmak yerine kırık dökük askeri güçleriyle efelenenlere tarihi bir kenara bırakıyorum son 4 yıldır diplomasi çalışmalarımızı ve askeri harekatlarımızı iyi incelemelerini tavsiye ediyorum.
Bu konuda kör taassubla ülkemize karşı tavır alanları hakkaniyete ve sağduyuya davet ediyorum. Kıbrıs, Suriye ve Libya’da iyi bir sınav veremeyen Avrupa ülkelerinin hiç değilse Doğu Akdeniz’de tutarlı bir çizgi izlemelerini bekliyoruz. Türkiye Doğu Akdeniz’de kararlı ve aktif bir şekilde mücadelesini sürdürecektir. Sizlere sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Rabbimden ülkemizi ve milletimizi korumasını, girdiğimiz bütün mücadelelerden zaferle çıkmamızı nasip etmesini, hedeflerimize ulaşmamızı sağlamasını diliyorum. Sizlere saygılar sunuyorum.”