Yedi yaşında bir kız çocuğuydu, annesi ise arkadaşımdı.
Biz annesiyle sohbet ederken “Resim çizebilir miyim amca?’’ dedi.
Eline kağıt kalem verdim. Bir müddet sonra çizdiği resmi bana gösterdi.
Annesi kardeşi ve kendisi bir aradaydı, el ele tutuşmuşlardı, yukarıdan yağmur yağıyordu. Resmin uzağında ise sırtı dönük bir adam vardı.
“Anlat bana çizdiğin resmi” dedim çocuğa.
‘’Annem, ben ve kardeşim’’ dedi.
“Diğer uzakta ki sırtı dönük adam kim?” dedim.
Gözlerini yere dikerek “Babam” dedi.
“Neden uzakta çizdin babanı?” dedim.
“Annemle tartışırken bizi bıraktı gitti’’ dedi.
“Neden sizin üzerinize yağmur yağıyor?” dedim.
Gözlerini yerden kaldırmadan “Babam bizi terk ettiği gün hava yağmurluydu ve şimşek çakıyordu ve ben çok korkuyordum’’ dedi.
Çizdiği resmi bana hediye etti.
İçimden o resmi gökyüzüne asmak ve altına da şunu yazmak istedim tüm insanlık okusun diye:
‘’Çocukların duyguları sandığımızdan ve bizimkilerden bile daha derindir. Eğer küçük yaşta çocuğun varsa sen istediğin gibi davranma özgürlüğüne sahip değilsin’’
Mirza TAZEGÜL