Küskün insanlar ateşin bir parça odunu yakması gibi her zaman kendilerine zarar veren şeylere sarılırlar.
Bu şeyleri, istedikleri zaman onlara zarar veren insanlara geri atmak için yaparlar. Komik olan şu ki, bunu yaparak, sadece kendilerine zarar veriyorlar. O yakıcı nefrete ve öfkeye uzun süre devam etmenin olumlu bir tarafı yok.
Çoğumuz küskün bir insan tanırız. Ancak, daima akılda tutmamız gereken bir şey var. Daha sık olmamakla birlikte, bu derin ve kendini yıkıcı duyguyu yaşayanların, başkalarını affetmeyi öğrenmeyen insanlar olduğunu düşünürüz. Ama bu aslında çok farklı nüansları olan karmaşık bir konudur.
İnsanların bu duygu hakkında söyledikleri gerçekten önemli değil. Gerçek şu ki, oldukça evrensel ve tekrarlayan bir duygudur ve kimse onu hissetmekten muaf değildir. Terk edilme ya da ihanet gibi travma türü olaylar yaşayan bir kişi küskün hissetme eğilimindedir.
Bir sürü küskün insan, içlerindeki her şeyi öfke gibi şişirmekten başka bir çıkış yolu görmediği karmaşık ve incitici durumların kurbanı olmuştur. Bu hissin ardındaki sebebi gördüğümüzde anlayabiliriz. Bununla birlikte, psikolojik bakış açısından sağlıklı bir duygu değildir.
Sağlıklı olmamasının ilk nedeni, son derece zararlı bir gerçek ile karakterize edilmesidir: kroniklik. Bu, zaman içinde bir kişinin günlük hayatının diğer yönlerini etkileyebileceği noktaya kadar uzayan bir durumdur. Ruh hallerinin değişmesi olağan dışı değildir. Ayrıca, onlar için başkalarına güvenmeyi bırakma, ani tutum değişiklikleri yapma ve başkalarına kötü davranma da olağan dışı değildir. Küskünlük pas gibidir. Bütün bir yapıyı ve kimliği zayıflatır ve sonlandırır.
Küskün insanların özellikleri ve psikolojik profilleri
Küskün insanlar kendi içlerinde güvende olurlar. İçlerindeki bu güven nedeniyle, bir ihanet sırasında hissettikleri acıyı, bir yalanın sebep olduğu acıyı ve terkin üzüntüsünü gizlerler. Bu güveni korurlar, çünkü bu deneyimlerin hiçbir detayını unutmak istemezler. Ve bu acıyı öfkeye çevirirler. Bu öfke de daha sonra nefrete yol açar.
Benzer şekilde, genellikle bu tehlikeli durumun bir parçası olan başka bir şey de intikamdır. Fiziksel olarak agresif görünse de, doğrudan veya şiddetli bir şekilde ifade edilmez. Tek istedikleri, karşılarındaki kişiye aynı şekilde karşılık vermek ve yaptıklarıyla üzmektir.
Küskün insanların bazı ortak özellikleri şunlardır:
Affetme yetersizliği
Hepimiz biliyoruz ki affetmek çok kolay bir şey değildir. Ancak, kapatmak ve hayatımıza devam etmek istiyorsak, bunun önemli bir şey olduğunu aklımızda tutmalıyız. Küskün insanlar kimseyi affetmek istemez. Tek yaptıkları, tetikleyici olayı tekrar tekrar hatırlayarak acılarını beslemektir.
Bunu yaparak, umutsuzluk ve ıstırap duyguları yoğunlaşır. Pisa Üniversitesi bilim insanları, “Frontiers in Human Neuroscience”dergisinde bir çalışma yayınladılar ve küskünlüğü beslemenin duygusal yarayı derinleştirdiğini, bağışlayıcılığın ise çok sayıda nöronal yapıyı düzenlediğini, stresi azalttığını ve problem çözmeyle ilgili prefrontal korteks bölgesini aktivite ettiğini bilimsel olarak açıklığa kavuşturdular.
İkili düşünme
Ya benimle aynı taraftasın ya da bana karşısın. Ya siyah ya da beyaz. Ya bana yardım ediyorsun ya da bana ihanet ediyorsun. Bu düşünme şekli otomatik olarak bilişsel bozulmaya sebep olur. En kötü yanı küskün insanlar, onlar için oldukça doğal hale geldiğinden, bu şekilde düşündüklerini fark bile etmezler. Aşırılara gitmek onların her şeyi ele alma yollarıdır. Bu yüzden herkesi uzaklaştırmaya eğilimlidirler.
Büyük gurur
Gurur, her şeyi işgal eden ve yok eden bir savaş atı gibidir. Küskün insanlar daima savunmada bulunurlar. Ne yaparsanız yapın, her zaman üzülmeniz için bir yol bulacaklardır. En küçük şeyler bile kendilerini kötü hissettirir. Dolayısıyla, bir arada yaşamak, konuşmak ya da gururlu biriyle bir anlaşmaya varmak kolay değildir, çünkü biliyorsunuz ki, günün sonunda, her şeyi kişisel olarak alacaklardır.
Duygusal ve psikolojik ihtiyaçlara eğilme yetersizliği
Bazen hepimiz inciniriz. Bize zarar veren kişi hakkında sahip olduğumuz negatif duygular rahatsız edici değildir. Aslında tam tersidir ve bir çeşit hakkımız da vardır. Ancak, onlara sürekli olarak kızgın olmak ve kendimizi olaydan koparmamak ve acı, psikolojik olarak normal değildir. Bunu günlük olarak hissetmek sadece öfkeye neden olur.
Bize yapılan şeyleri sindirmeli ve yolumuza devam etmeliyiz. Devam etmek, her şeyi affetmek anlamına gelmez. Yaralarımızla başa çıkmak için psikolojik stratejilerden faydalanmak ve kendimize yeni fırsatlar yaratmak demektir. Kendilerine hayal kırıklıklarından kaçma şansı vermeyenler, kin dolu bir yaşam süreceklerdir.
Küskünlüğün bizi kontrol etmesinden nasıl korunacağız
Bir davranış psikolojisi makalesi, Ontario, Kanada’da yürütülen bu konuyla ilgili ilginç bir çalışma hakkındadır. Bu çalışmada araştırmacılar, küskün insanlara duygusal affetmeyi hayatlarına kabul etmelerini sağlayacak uygun psikolojik araçların verilmesinin önemini tartışmışlardır.
Bunun bu kadar önemli bir egzersiz olmasının çok basit bir nedeni var. Temel olarak, yeni bir psikolojik gerçeklik yaratmak için negatif duygularımızdan kurtulmamızı sağlar.
- Öte yandan, küskün insanların esnek düşüncelere sahip olmaları önemlidir. Bu egzersizin yardımıyla, yeni bir perspektiften olayları görmeye başlayacaklardır.
- Aynı şekilde, onlara öfkelerini uygun şekilde yönetmelerine yardımcı olabilecek egzersizleri sunmak da uygun olur. Bozuk düşünceleri çoğu zaman sağlıksız bir fizyolojik aktivasyona neden olur.
- Son ama en önemlisi, küskün insanlar geçmişe odaklanmak yerine şimdiye odaklanmayı öğrenmelidirler. Sadece geçmiş deneyimleri düşünmek onları özgür bir yaşam sürmekten alıkoyar. Bununla savaşmak için yeni projeler ve ilişkiler kurmaya odaklanmalıdırlar.
Sonuç olarak, küskünlüğün kimsenin yaşamayı hak etmediği dipsiz bir çukur olduğunu söyleyebiliriz. Hayatın bize sunduğu kaçış yollarından yararlanmalıyız. Özgürlük, mutluluk, sükunet ve haysiyete yol açan birçok yol var.