Avrupa’da İngiltere’de ilk kez görülen maymun çiçeği (monkeypox) virüsü, İspanya, Portekiz ve ABD’de de tespit edildi. ABD’de, 2022 yılının ilk maymun çiçeği virüsünden kaynaklı ilk vakanın Massachusetts eyaletinde görüldüğü açıklandı.
İngiltere’de 6 Mayıs’ta tespit edilen maymun çiçeği (monkeypox) virüsü vaka sayılarında artış yaşanırken, virüs İngiltere sınırlarını aşarak İspanya, Portekiz, ABD ve Kanada’da da görüldü.
MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜ YAYILIYOR
İspanya ve Portekiz’de 40’tan fazla vaka olduğu açıklanırken, İngiltere’de dokuz, ABD’de bir ve Kanada’nın Montreal kenti çevresinde bir düzine şüpheli vaka olduğu belirtildi.
Dünya Sağlık Örgütüne göre, Orta ve Batı Afrika’nın tropikal yağmur ormanlarında ortaya çıkan ve zaman zaman diğer bölgelere ihraç edilen viral bir zoonotik hastalık olan maymun çiçeğinin kuluçka süresi 5 ila 21 gün arasında değişebiliyor. Hatalık, ateş, yoğun baş ağrısı, lenfadenopati (lenf bezlerinin şişmesi), sırt ağrısı, miyalji (kas ağrısı) ve şiddetli halsizlik gibi semptomlarla kendini gösteriyor ve hastalığın ateşli evresi genellikle 1 ila 3 gün sürerken; bu evreyi, 2 ila 4 hafta süren deri döküntüsü takip ediyor.
KEMİRGENLERDEN İNSANLARA BULAŞTI
Peki maymun çiçeği virüsü nereden çıktı? Maymun çiçeği virüsü bulaşıcı mıdır? Covid-19 ile hemen ardından çocuklarda görülen hepatitin ve şimdi de maymun çiçeği virüsünün ortaya çıkması arasında bir bağlantı olabilir mi? Maymun çiçeği virüsü Türkiye’de de görülebilir mi? Gazi Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, merak edilen soruların yanıtlarını Habertürk’e anlattı.
Prof. Dr. Şenol, “Maymun çiçeği virüsü birden bire çıktı zannedilmesine rağmen aslında Afrika’da tropikal ormanlarda kemiricilerde bulunan bir virüstür. Covid-19 da böyleydi, hayvan virüsüydü ancak insanlara sıçradı. Biz bunlara zoonoz adını veriyoruz. Maymun çiçeği virüsü, sadece o bölgeyle temas eden insanlardan ihraç edilerek başka kıtalara gitmiş bir virüstür. Adının maymun çiçeği virüsü olmasının sebebi, ilk kez laboratuvarda denek olarak kullanılan maymunlarda saptanıyor olmasından kaynaklanıyor; ancak maymunlar taşıyıcı değil. Kemirgenlerden o bölgedeki insanlara özellikle de Nijerya’daki insanlara sıçrıyor ve Nijerya seyahati sonrası insanlarda görülüyor” dedi.
İNSANDAN İNSANA SIÇRAMASI ÇOK ZOR
Maymun çiçeği virüsünün insandan insana sıçramasının çok zor olduğunu aktaran Prof. Dr. Şenol, “Bulaşması için yakın temas gerekiyor. Birkaç kişide görüldüğünden biz buna sporatif deriz. Ancak şimdi birden bire Avrupa’da, Kanada’da ve ABD’de Afrika temaslı olmayan vakalar görülmeye başladı. Nijerya’dan gelen bir yolcu bildirimi de var; Afrika temaslı olmayan vakalar da var. Bu da heyecan verici bir durum. Bu nedenle alarmlar kuruldu ve izleniyor” diye konuştu.
MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜ BELİRTİLERİNE DİKKAT!
Maymun çiçeği virüsünün belirtilerini anlatan Prof. Dr. Şenol, “Virüs; ateş, boğaz ağrısı, gribal belirtiler, cillte içi sıvı dolu döküntülerle ortaya çıkıyor, çok da öldürücü görünmüyor. Çocuklarda şiddetli seyredebiliyor ama bugüne kadar ne kadar vaka atladık, bundan daha hafif seyirli vakalar var mı ya da doktorlar artık çiçek hastalığını tanımadığı için vakaları gözden kaçırmış olabilir mi, toplamda ne kadar vaka var ve toplumlar içinde yayılım var mı bunların cevabını bilmiyoruz. Ancak tespit edilen vakalar şu an virüsün toplumun içerisinde yayılmadığını düşündürüyor. Henüz az sayıda vaka var ama alakasız vakalar olması heyecan veriyor. Maymun çiçeği virüsü, çiçek virüsü ailesinden ama çiçek hastalığı kadar ciddi bir seyir göstermiyor. Çiçek hastalığının aşısı koruyor aslında ama biz 1980’den beri çiçek aşısı yapmıyoruz” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol
İNGİLTERE VİRÜSÜN YAYILMASINI ÖNLEMEK İÇİN TEMASLILARI AŞILAMAYA BAŞLADI
Vakaların İngiltere’de görülmesiyle ülkenin ‘halka biçiminde aşılama’ stratejisine başladığını belirten Prof. Dr. Şenol, sözlerine şöyle devam etti: “Dünya Sağlık Örgütü de yakın izleme aldı. İngiltere, toplum içinde yayılımı önlemek için temaslıları aşılamaya başladı. Ancak şu an buna hazırlıksız toplumlar var. Ayrıca dünya üzerinde çok fazla seyahat ediliyor. Özellikle İstanbul’un bir birleşme noktası olduğu düşünülürse heyecan verici bir durumla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim. Sağlık Bakanlığı alarmları kurdu mu bu konuda bir bilgimiz yok.
“BU YÜZYIL, VİRAL YÜZYIL”
“Bu yüzyıl, viral yüzyıl” diyen Prof. Dr. Şenol, sözlerini şöyle sürdürdü: “Covid pandemisi bir bulguydu ve hastalığın kendisi; eğer pandeminin ortaya çıkış koşullarını düzeltmezsek başka pandemilerin geleceğini de söylüyordu. Pandemiyi şöyle düşünebiliriz; örneğin, sistemlerinizi tutan bir hastalık var ve siz sadece ateşinizi düşünüyorsunuz ama hastalık yerinde duruyor. Devletler için ağır bir mali yükü var. Bu mali yük ve birinci basamağın kuvvetsiz olması, özellikle Batı ülkelerinin bulaşıcı hastalıklar konusundaki umursamaz ve kibirli tutumu, Afrika’nın önemsenmemesi gibi bir açmaza düşülmesi ve bu konuda global bir efor sarf edilmemesi sebeplerinden ötürü bunu öngörüyorduk. Oysaki sıçramaların olduğu bölgelere yatırım ve araştırma yapılması gerekiyor. Bu konuda düzgün bir tutum takınılmadığı için çok sayıda bulaşıcı hastalıkla mücadele edeceğimiz bir yüzyıldan bahsediyorum. Artık dünya virüslerin arka bahçesi.”
MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜ TÜRKİYE’DE GÖRÜLDÜ MÜ?
Türkiye’den henüz maymun çiçeği virüsüne dair hiçbir bildirimin yapılmadığını kaydeden Prof. Dr. Şenol, ” Türkiye’de belki de görülmüştür ama tespit edilememiş olabilir. Şu anda bizim bütün uyarı sistemlerimizi açıp, bütün hekimlere eğitim verip bilgilendirme yapmamız lazım; çünkü hastalığı tanımayıp atlıyor olabilirler. Hasta izolasyonu çok önemli, çiçek aşısını harekete geçirmek gerekir. Doktorların dikkat etmesi gereken noktalar var; eğer kişide maymun çiçeği virüsü belirtileri varsa ve hastaların özellikle seyahat öyküsü (özellikle Nijerya) söz konusuysa mutlaka merkeze tanı için örnek gönderilmesi ve hastanın izole edilmesi lazım. Çiçek ve maymun çiçeğini ayırana kadar hastaları izole etmemiz lazım. Hastalığa dair belirtileri, bulguları olanların ve Afrika teması bulunanların da mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurması gereklidir” dedi.
-Habertürk