Ödev okulun ve eğitim sisteminin ayrılmaz bir parçası gibi düşünülmektedir. Peki bir okuldan ödevi kaldırsak çocukların başarısını nasıl etkilenir? İşte bu sorunun deneyi..
Amerika, Vermont’taki bir devlet ilkokulunda dördüncü sınıf öğretmeni olan Mark Trifilio, geçen yaz okulun 40 eğitimcisiyle birlikte oturup yakında başlayacak olan yeni eğitim yılı ve ödev hakkında konuştu. Çocuklara ne kadar ödev verileceği ve ödevin öğrenmelerini sağlayıp sağlamadığını uzun uzun tartıştılar.
The Washington Post’ta yer alan habere göre Trifilio bu konu üzerine bir süre düşünmüştü. Ona göre aynı sınıf düzeyinde yer alan farklı sınıflardaki öğrenciler için dengesiz bir ev ödevi yükü var gibi görünüyordu ve sınıf düzeyleri arasındaki fark çok anlamlı değildi. Ödevin etkililiği üzerine yapılmış araştırmaları incelemiş ve ilkokuldaki ödevin – okul sonrası okuma hariç – daha iyi bir akademik performanla bağlantısı olmadığını öğrenmişti.
Böylece Trifilio öğretmenlerle yapılan bu toplantıda bir deney yapmayı önerdi: “Her sınıf düzeyindeki bütün ödevlere son verelim ve öğrencilerden evde kendi kendilerine okumalarını isteyelim ya da kendi başlarına okumaya hazır değillerse bir ebeveynle ya da kendisine bakan bir yetişkinle kitap okumalarını talep edelim…” Sınıf öğretmenlerinin ve aynı zamanda özel gereksinimli öğrencilerle ve anadili farklı olan öğrencilerle çalışan öğretmenlerin tümü bu fikri kabul edince Trifilio çok şaşırdı.
“40 öğretmenin hepsi de evet oyu verdi” diyor Trifilio. “Hem de sadece evet değil, şiddetli bir evet dediler. 40 kişinin birden bir konu hakkında aynı fikirde olmasını ne zaman sağlayabilirsiniz?”
Ve böylece bu yeni kuralı hayata geçirerek internet sitelerinden şu şekilde duyurdular:
Öğrencilerin Günlük Ev Ödevleri
1. Her akşam sadece doğru kitapları okuyun — ve ebeveynleriniz de size kitap okusun.
2. Dışarı çıkın ve oynayın — bu daha fazla ekran zamanı demek değildir.
3. Ailenizle akşam yemeği yiyin — ve sofrayı kurmaya ve toplamaya yardım edin.
4. İyi bir gece uykusu çekin.
Peki sonuç ne oldu?
Deneyle geçen altı ayın sonunda Trifilio büyük bir başarı elde ettiklerini söylüyor: “Öğrenciler akademik olarak geri kalmadılar ve belki de daha iyi gittiler ve en önemlisi artık evde yaratıcı olmak ve tutkularının peşinden gitmek için daha fazla zamanları var.”
Öğrencilerden her akşam kitap okumaları istendi. Ailelere kitap önerileri verildi, ancak çocuklardan günde kaç sayfa okuduklarını çizelgelere doldurmaları istenmedi. “Çünkü çoğunun kafadan doldurulduğunu biliyoruz” diyor Trifilio.
Trifilio, yeni politikaları hakkında bir aile anketi düzenledi ve yaklaşık 400 öğrencilik okuldaki veli büyük çoğunluğu ankete cevap verdi. Ailelerin çoğu ödev olmamasını destekledi. Çocuklarının artık matematik çalışma kağıtları yerine başka şeylerin peşine düşecek zamanları olduğunu söylediler. Pek çok aile, çocuklarının kendi başna eskisinden daha fazla kitap okuduğunu bildirdi. Küçük bir azınlık ise öğrencilerin ödev yaparak edinecekleri öğrenme fırsatlarını kaçırdıklarından ve ortaokula hazır olamayacaklarından endişe ediyordu.
Okulun velilerinden James Conway, anasınıfına giden oğlu Sean hakkında şunları anlatıyor: “Oğlum Pazartesi günü artık kendi başına okuyabildiğini ve yardıma ihtiyacı olmadığını ilan etti. Demek ki işe yarıyor.”
Peki araştırmalar ödevle ilgili ne söylüyor? Akademisyenler konu üzerinde çalışmaya devam etseler de, araştırmacı Harris Cooper ve meslektaşlarının 2006 yılında yaptığı bir analiz en çok alıntı yapılan araştırmalardan birisi.
2006 yılına ait araştırma, ilkokuldaki ödevin akademik başarıya katkıda bulunmadığını ve daha büyük öğrenciler üzerinde akademik performansı geliştirme anlamında ödevin sadece az miktarda etkisi olduğunu ortaya koydu.