Tansiyonu zıplatıyor, kan basıncını derinden etkiliyor. Kalp kası, kalp yetmezliği ve kalp krizi, inme, bunama, böbrek yetmezliği, görme yeteneğinizde hasar gibi hastalıklara neden oluyor. İnsanlar, yüksek tansiyonun tehlikeli olduğunu biliyor ama nasıl bir tehlikeye yol açtığı konusunda yeterince bilgi sahibi değil. İşte hipertansiyondan kurtulmanın yolları…

 

Çoğu insan, yüksek tansiyondan korunmak için ilk olarak “tuzu bırak” uyarısını dikkate alır. En önemli adım bu olsa da, aslında kan basıncını dengelemek için dikkat edilmesi gereken başka ayrıntılar da bulunuyor.

Dolaşım sisteminizi bu noktada bir su tesisatı gibi düşünebilirsiniz. Kalbiniz bir su pompası, kan damarlarınız ise boru şeklinde işlevsel bir yapıya sahiptir. Kan basıncı, kalbiniz oksijeni vücudunuzda taşımak için bu borulardan kan pompalarken, kanın atardamar duvarlarına doğru ittiği kuvvettir.

Sağlıklı kan damarları, sabit kan akışını sürdürmek için gerektiğinde kolayca esneyen esnek borulardır. Bununla birlikte, atardamarlar sertleştiğinde ve genişleyemediğinde, kalbiniz çok daha fazla çalışmak zorunda kalır ve kanı bu borulardan geçirmek için gereken gücü artırır. Bu durumda ise; yüksek tansiyon dediğimiz durum ortaya çıkar.

Uzun süreli hipertansiyon, bu hassas kan damarlarının iç yüzeyine zarar verir. Genişlemiş kalp kası, kalp yetmezliği ve kalp krizi, inme, bunama, böbrek yetmezliği, görme yeteneğinizde hasar ve erektil disfonksiyon dahil olmak üzere bir dizi rahatsızlığa yol açabilir. İşte tüm bunlardan korunmanın birkaç yöntemi…

“GİZLİ TUZDAN” UZAK DURUN!

Alışveriş yaparken beslenme etiketlerini dikkatlice kontrol edin. Sabah’ın haberine göre; Uzman Diyetisyen Jamie Nadeau, “‘%25 daha az sodyum’ gibi etiketlerin genellikle yanıltıcı olduğunu, çünkü yalnızca ürünün orijinal ürününden daha az sodyum içerdiği anlamına geldiği konusunda uyarıyor. Ayrıca, birçok yüksek sodyumlu yiyeceğin tadı süper tuzlu olmadığını unutmayın diyen Nadeau, bazı ekmek, salata sosları gibi farkında olmadan tükettiğimiz besinlerle bolca tuz aldığımıza dikkat çekiyor.

 

YÜKSEK TANSİYONU ÖNLEMEK İÇİN LİF TÜKETİN

Uzman Diyetisyen Rhyan Geiger, mercimek, fasulye, kepekli tahıllar, meyveler ve sebzeler gibi en sağlıklı yiyecekleri yemenin kan basıncınızı düşürmeye yardımcı olacağını söylüyor . Bu gıdalar sadece lif içerikleriyle değil, aynı zamanda sağladıkları mikro besinler ve antioksidanlarla da kalp sağlığını destekliyor. Frontiers in Nutrition’da yapılan araştırmalar, artan lif alımını kan basıncını düşürdüğünü göstermiştir.

 

KURUTULMUŞ BESİNLER ARASINDAN TERCİH YAPIN

Beslenme Uzmanı Lisa R. Young koruyucu olarak çok fazla tuz kullanma eğiliminde olan konserve yerine kuru formda makarna ve fasulye seçerek sodyum tüketiminizi azaltabileceğinizi belirtiyor. Kolaylık sağlamak için konserve fasulye ve sebze kullanmanız gerekiyorsa, sodyumu çıkarmak için önce su altında durulamanız gerektiğine de vurgu yapıyor. Virginia Tech’teki Gıda Analiz Laboratuvarı Kontrol Merkezi (FALCC) tarafından yapılan bir analiz , konserve sebzelerin ılık musluk suyuyla durulanmasının ve süzülmesinin sodyum içeriğini %9-23 oranında azalttığını tespit etti.

 

YEMEĞİ BAHARATLARLA TATLANDIRIN

Düşük sodyumlu pişirme, özellikle de damak tadı iyi olan biri için yemek hazırlarken ilk başta zor gelebilir. Eksik sodyumu maskelemenin bir yolu, yemeği otlar ve baharatlar gibi tuzsuz çeşnilerle bolca baharatlamaktır.

Nadeau, “Bir yemek iyi baharatlandığında, genellikle çok fazla tuza ihtiyaç duymaz” diyor.

Sarımsak, soğan, limon suyu, soğan kullanın ve baharat rafınızdaki taze-kuru otları ve tüm baharatları deneyin. Sarımsağın yemek masanızdaki tuzlu köpeği tatmin edeceğine ikna olmadınız mı? Pakistan’da yapılan küçük bir çalışmada, hipertansiyonu olan kişiler farklı miktarlarda tuzla hazırlanmış gıda örnekleriyle beslendi. Sonuçlar, katılımcıların ilave sarımsak içeren daha az tuzlu gıda örneklerini tercih ettiğini gösterdi.

 

DIŞARIDA YEMEK YERKEN TERCİHLERE DİKKAT EDİN!

Tuzu iki ana kaynaktan alıyoruz: işlenmiş gıdalar ve restoranlar. O halde, sodyum alımınızı büyük ölçüde azaltmanın en etkili yollarından biri, ev dışında yemek yemeyi bırakmaktır. Malzemeleriniz üzerinde kontrole sahip olduğunuzda evde daha sağlıklı gıdalar pişirebilirsiniz. Ancak restoranlara gittiğiniz zamanlarda, en iyi strateji, ne yediğinizi bilerek gitmek ve daha düşük sodyumlu yemekler seçmeye çalışmaktır.

Birkaç yıl önce, Appetite dergisinde yapılan gözlemsel bir çalışma, çoğu insanın restoranlarda ne kadar sodyum tükettiğine dair hiçbir fikri olmadığını öne sürdü. Araştırmacılar, yemek yiyenlerin dörtte birinin yemeklerinin sodyum içeriğini tahmin edemediğini veya tahmin etmek istemediğini buldu. Bunu deneyenlerin %90’ı miktarı hafife aldı.

Restoranın çevrimiçi menüsünü önceden kontrol edin. Gitmeden önce seçiminizi yapın ve sodyum oranı düşük yemekleri seçin. Daha az sodyum içeren buharda pişirilmiş, fırınlanmış, ızgara veya haşlanmış yemeklere öncelik verin. Tipik olarak çok daha fazla sodyum içeren kızartılmış, kremalı ve marine edilmiş besinlerden kaçının. Ayrıca ekmekler tuz yüklü olduğundan ekmek sepetinden kaçının. Ayrıca sos kullanımında kendi sosunuzu kendiniz kullanmak istediğinizi belirterek sodyum alımını da kısıtlayabilirsiniz.