“Saniye hocam merhabalar, toplumsal olaylar karşısında çocuğumuzu nasıl rahatlatacağız?

Yedi yaşında bir kızım var. Yangınlardan çok etkilendi. ‘Bizim evimiz de yanar mı? Dedemin evi de yanar mı?’ diye soruyor. Dün haberleri izlerken kapattı. Yanlış yaptığımı anladım. Benim durumumda olan anne babalar vardır mutlaka. Bu durumla ilgili bir paylaşımınız olursa sevinirim.”

Evet geldik çocuklarımıza…

Yaşadığımız her toplumsal olaydan sonra bu tip sorularla karşı karşıya kalıyoruz.

Çocuğumuza bu durumu nasıl açıklamalıyız? Onların etkilenmemesini nasıl sağlamalıyız?

Öncelikle izlediğimiz haberlerin dozajı ve çocuğumuzun yaşı en önemli ayrıntılar.

Bazı görüntüler var ki bizim bile yüreğimiz dayanmıyor. Bazı sesler kulağımızdan bazı görüntüler gözümüzün önünden gitmiyor.

O halde ne yapalım?

Sekiz yaşından küçük çocuklarımızın bu görüntüleri izlememesi için onların yanında televizyondan haberleri izlemeyelim. Mümkünse çocuğumuzun olmadığı ortamda internet aracılığıyla durumu takip etmeye çalışalım.

Özellikle altı yaşın altındaki çocuklarımız bu görüntüleri gördüklerinde korkular geliştirebilirler.

“Bizim de evimiz yanar mı?” “Benim de kedim yanar mı?” düşüncesiyle bir takım sıkıntılı süreçler geçirebilirler ve henüz bilişsel olarak hazır olmadıklarından durumu anlamakta zorluk çekebilirler.

Dolayısıyla lütfen haber bültenlerinden çocuklarımızı uzak tutalım.

Bizleri konu hakkında üzülürken görüyor, konuşurken duyuyorlar. Bu durumda da çocuklarımıza ülkemizde orman yangınlarının çıktığını, bu durumun sizi çok üzdüğünü, yangınların söndürülmesi için çalışıldığını söylemeli ve bu konuda çocuğa güven vermelisiniz. Çünkü çocuk bu yaşlarda güven ister.

“Söndürülemiyor yavrum uçak da yokmuş” derseniz kaygısı artar.

Memleket meselelerini anlayabilmek için henüz çok küçük olduklarını unutmayın.

Güven verin, basit anlatın, rahatlatın.

Bir de üzülerek söylüyorum ki televizyondan izlemeyip olayın içinde olan çocuklarımız var maalesef.

Onların ise etkilenme düzeylerinin profesyonel olarak değerlendirilmesi ve hem çocukların hem de ailelerin destek alması gerekir.

Güzel haberler alacağımız bir gün olması dileğiyle…

Akademisyen Anne – Doç. Dr. Saniye Bencik Kangal