Her şeyi bırakıp gitmek! Sizi üzen, yoran, zorlayan ne varsa hepsini hayatınızdan çıkarmak! Yaşamınızda keskin bir değişiklik yapmak! Siz de sık sık böyle düşünceler içerisine giriyor olabilir misiniz? Aklınız, bedeniniz ve ruhunuzdan sürdürdüğünüz hayatı değiştirmeniz gerektiği yönünde belli belirsiz sinyaller alıyor musunuz diyorum.
Kendinizi güçlü hissettiğinizde bu işaretlerin farkına varıyor ama kısa süre sonra verdiğiniz “değişiklik yapma” kararının saçmalıktan ibaret olduğunu düşünerek eski düzene geri dönüyor musunuz? Efendim? Yoksa bu söylediklerim uzun zamandır yaşadıklarınızı mı anlatıyor? Öyleyse, dikkatinizi buraya verip okumaya devam etmenizi öneriyorum.
Evet, yaşadıklarınız konusunda yalnız olduğunuzu düşünseniz de gerçekte hiç de öyle olmadığınızı söyleyerek konuya başlamak istiyorum. Çünkü deyim yerindeyse “kaybolmuş” olan kişilerin çoğu, hissettiklerinin sadece kendisine özel olduğunu düşünür.
Diğer bir deyişle; kendisi dışındaki hemen herkesin mutlu mesut hayatlar yaşadığı kanısına kapılır. Veya tam tersi, bu durumun gayet normal olduğuna inanarak kendisini endişelenecek bir şey olmadığına inandırmaya çalışır. Kimsenin hayatının dört dörtlük olmadığı, herkesin sorunlarla mücadele ettiği ve benzeri düşünceler altına sığınarak bir anlamda kendisini rahatlatmaya uğraşır.
Evet, hayatında değişiklik yapmaya ihtiyaç duyan ama bunun farkında olmayan kişilerin çoğu bu iki yaklaşımdan birini benimser. Ve büyük ihtimalle siz de bu iki zıt düşünceden birinin altına sığındınız. Ama artık bunların size zarar verdiği gerçeğini görmeniz gerekiyor.
İçinizden sıklıkla geçen şey “yeni bir hayata başlamak” ise o zaman içinizdeki sese kulak vermeniz gerekiyor demektir. Hatta iç sesinizden başka herkes aksini söylese bile durum aynıdır! Tamam, bu düşünce size korkutucu ya da fazla uçuk gelebilir. Sonuçta uzun zamandır yaptığınız bir şeyi artık yapmamaya başlayacaksınız.
Yıllardır sürdürdüğünüz alışkanlıklardan vazgeçecek, belki daha önce hiç yapmadığınız şeyleri yapmaya başlayacaksınız. İşinizden, ailenizden, arkadaşlarınızdan, evinizden, sokağınızdan, her sabah karşılaştığınız komşunuzdan uzaklaşacaksınız. Tamam tamam, belki de sadece ufak değişiklikler yapacaksınız. Hem zaten yapacağınız değişikliğin nasıl olacağının kararını siz vereceksiniz, değil mi?
Kısacası; bulunduğunuz durumdan kurtulmak için işinizden mi ayrılmalısınız, ilişkinizi mi bitirmelisiniz, uzun bir tatile mi çıkmalısınız, bilemem ama hayatınızı bir şekilde değiştirmeniz gerektiğinden emin olmak için aşağıdaki başlıklara göz atmalısınız derim. Şayet şimdi bahsedeceğim durumlar artık aşina olduğunuz şeylerse o zaman daha fazla düşünmeyen ve o temiz sayfaya doğru ilk adımınızı atın derim.
Yavaşça Siz Olmaktan Çıkıyorsunuz!
Yavaşça Siz Olmaktan Çıkıyorsunuz!Aynaya baktığınızda her gün daha farklı biri olduğunuzu görüyor ama çoğu zaman bu durumu görmezden geliyorsunuz. Bir zamanlar “asla yapmam” dediğiniz şeyleri yapıyor, önceden sevdiğiniz şeylerden hiç keyif almıyorsunuz.
Etrafınızdaki insanları kırıp döküyor, yeri geldiğinde en sevdiğiniz kişileri yerle bir etmekten çekinmiyorsunuz. Ne eskisi gibi gülümseyebiliyor ne de duygularınızı ifade etmeyi başarabiliyorsunuz. Kısacası; yavaş yavaş sizden başka biri haline geliyorsunuz. Ve ne yazık ki bu değişim hiç ama hiç olumlu yönde değil!
Hayallerinizi Başarmak Gittikçe Zorlaşıyor!
Hayallerinizi Başarmak Gittikçe Zorlaşıyor!Evet, bir zamanlar başaracağınızı düşündüğünüz hedeflerinizden gittikçe uzaklaştığınızı hissediyorsunuz. Artık değil hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek için çalışmak onları düşünmeye bile çekiniyorsunuz.
Çünkü bunu ne zaman yapsanız, daha da umutsuzluğa kapılıyor, istediğiniz şeylere asla ulaşamayacağınızı düşünüyorsunuz. Oysaki böyle dönemlerde yapmanız gereken şey hayallerinizden kaçmak değil, aksine onlara daha çok sarılmak olmalıdır. Zira onlar güç alabileceğiniz en önemli motive kaynaklarınızdır.
Mutluymuş Gibi Yapıyorsunuz!
Mutluymuş Gibi Yapıyorsunuz!İş hayatınızda ya da özel hayatınızda! Öyle olması gerektiğini düşündüğünüz için etrafınızdaki herkese mutluluk numarası yapıyorsunuz.
Bulunduğunuz ortamdan dönen muhabbetten haberiniz olmasa bile yalandan gülümsüyor, ara ara kafa sallıyor, içinizdeki sessiz fırtınayı herkesten saklamaya çalışıyorsunuz.
Yani siz tam olarak “dışım gülüyor içim kan revan” durumunu yaşıyorsunuz. Çünkü ya yaşadıklarınızın bir süre sonra geçeceğine inanıyor ya da etrafınızdakilere neden böyle olduğunuz hakkında söyleyecek mantıklı bir gerekçe bulamıyorsunuz.
Genel Olarak Yorgun Hissediyorsunuz!
Genel Olarak Yorgun Hissediyorsunuz!Sabah uyanmak size işkence gibi geliyor. Hani mümkün olsa günlerce yataktan çıkmayacaksınız.
Evinizin bütün perdelerini kapatacak, öyle boş boş uzanacaksınız. Çünkü hem ruhen hem de bedenen yorgun hissediyorsunuz.
Üzerinizde görünmez bir ağırlık varmış gibi adım atmakta zorlanıyor, adeta üfleseler yıkılacakmış gibi yola devam etmeye çalışıyorsunuz. O umursamadığınız negatif düşüncelerin sizi günden güne erittiği gerçeğine karşı gözlerinizi kapatmaya devam ediyorsunuz.
“Sıkıldım” Hem Ruh Hem de Beden Dilinizin En Açıklayıcı Cümlesi!
“Sıkıldım” Hem Ruh Hem de Beden Dilinizin En Açıklayıcı Cümlesi!Genel olarak sıkılıyorsunuz. Evde, işte, okulda, arabada, sokakta, yemekte, kısacası her yerde genel bir sıkkınlık halindesiniz.
Göğsünüzün üzerine oturan o görünmez ağırlık yakanızı bırakmıyor çünkü! Bazen size rahatsızlık veren şeyi unutup rahat bir nefes alıyorsunuz ama bu ferahlık anları genellikle kısa süreli oluyor. Çünkü ihtiyacınız olan o değişikliği yapmaktan sürekli kaçıyorsunuz. Yaşadıklarınızı inkar ediyor veya kaderinize boyun eğmeniz gerektiğini düşünüyorsunuz.
Sürekli Fedakarlık Yapıyorsunuz!
Sürekli Fedakarlık Yapıyorsunuz!İşinizde, özel hayatınızda, arkadaşlıklarınızda, diğer ilişkilerinizde, kısacası her yerde fedakarlık yapıyorsunuz. Mesela; ite kaka devam ettirdiğiniz birlikteliğiniz için sürekli kendinizden bir şeyler eksiltiyorsunuz.
Başkalarının suçlarını üzerinize alıyor, bulduğunuz gerekçelerle onları temize çıkarmak için ekstra çaba gösteriyorsunuz. Çünkü ancak bu şekilde devam ettirdiğiniz fedakarlık oyununu sürdürebiliyorsunuz.
“Beni kırmaz istemezdi sadece zor bir gün geçirmiş, sadece öfkesine hakim olmayı bilmiyor ama ben yeteri kadar olgun olduğum için bu hatasını görmezden geleceğim” gibi cümleleri neredeyse her gün kullanıyorsunuz. Zira siz günah keçisi olmayı bile isteye kabul ediyorsunuz.
Olmayanı İnatla Oldurmaya Çalışıyorsunuz!
Olmayanı İnatla Oldurmaya Çalışıyorsunuz!Deniyorsunuz, deniyorsunuz ve yine deniyorsunuz. Yani aslında gitmeniz gereken yönün, tam tersine doğru kürek çekmeye çalışıyorsunuz. Akıntıya karşı yüzmeye çalışıyor, olmayan şeyi inatla oldurmaya çalışıyorsunuz.
Anlayacağınız, içinde bulunduğunuz durumun sizi yiyip bitirmesine rağmen yine de aynı düzende devam etmeye uğraşıyorsunuz. Oysaki yapmanız gereken şey, size ne yapmanız gerektiğini söylemeye çalışan iç sesinize azıcık da olsa kulak vermek ve ihtiyaç duyduğunuz o önemli değişikliğe doğru ilk adımı atmak olmalıdır.
Sonuç olarak; yaşadığınız hemen her şey size değişiklik yapmaya ihtiyaç duyduğunuzu anlatmaya çalışıyorsa, cesaretinizi toplamayı bilmelisiniz. Sürdürmeye çalıştığınız ilişki mi sizi bu duruma getiren, işiniz mi, arkadaşlarınız mı yoksa hayat tarzınız mı, bilemiyorum.
Ancak her neyse hayatınızda yeni bir kapı aralamaya ihtiyaç duymanıza neden olan, işte ondan uzaklaşacak gücü içinizde bulmalı ve bunu yapabileceğinize inanarak yola çıkmalısınız.
