“Yürümek” doğal, sıradan, bildik aktivite olsa da konu “tempolu yürümek” olunca birazcık detaya girmek, azıcık bilgi edinmek lazım.
Ne mi yapacağız?
Buyurun…
Çoğumuz tempolu yürümeyi doğru dürüst bilmiyoruz.
Ayıp da değil.
Ben de bilmiyormuşum.
Öğrendim, uyguladım, çok da iyi neticeler aldım.
Bilmediğimi ise bir egzersiz uzmanı ile sohbetimde fark ettim.
O uzmanın söylediklerini uygulayınca anladım ki bilinçli bir “tempolu yürüyüş” o bildik yürüyüşlerden farklı bir şey.
Kurallarına yeterince uyulduğunda “basit yürüyüş”e göre sadece “kilo yönetimi” için değil, genel sağlık için de daha etkili ve faydalı.
Netice şu:
“Yürümek” doğal, sıradan, bildik aktivite olsa da konu “tempolu yürümek” olunca birazcık detaya girmek, azıcık bilgi edinmek lazım.
Böyle yapılırsa eğer daha iyi sonuçlar çantada keklik haline geliveriyor.
Nasıl yürümeliyiz?
Aktivite uzmanı Ahmet Tarık Ergüven’den aktarıyorum:
“Tempolu yürüyüşlerde adımlar kalça genişliğinde atılır.
Bu sayede omuriliğin aşırı zorlanması önlenir.
Başlangıçta ortalama hız saatte 4 kilometredir.
Tempolu yürüyüşte bir ayak daima yerle temas halindedir.
Bu sayede eklemlere koşudaki gibi aşırı baskı yüklenmesi olmaz.
Yürürken dik bir üst vücut duruşu şarttır.
Baş omuriliğin uzantısıdır.
Bakışlar karşıya doğrultulmuştur.
Omuzlar bilinçli olarak geriye doğru çekildiği için göğüs kafesi de doğal olarak yukarı kalkar.
Tempolu yürüyüşte ayaklar hakkını vererek yeri hissetmelidir.
Atılan her adımda hareket topuktan başlar, ayağın tamamı yerle temas ettirilerek hareket parmak uçlarında bitirilir.
Bu esnada dizler hafif kırık durumdadır.
Kollar bacaklarla çapraz olarak arkaya öne ve birbirine paralel olarak hareket ettirilir.
Dirsekler dik bir açı oluşturur ve bu pozisyon yürüyüş boyunca korunur.
Hareket dirseklerden değil, omuzlardan gelir.
Eller gevşek bir yumruk oluşturacak vaziyette tutulur, omuz yüksekliği ve bel seviyesi arasında hareket ettirilir.
Kalça asla aşağıya sarkıtılmaz, sarkık kollar tempoyu yavaşlatır.”
Siz yürürken bakın neler oluyor?
Mitokondri sayınız artıyor
◊ Yürürken bedeninizin yüzde 40’ını oluşturan kasların üçte ikisinden fazlası çalışır.
◊ Hücrelerinizdeki yaşlı mitokondriler ölür, yeni ve genç mitokondriler (enerji üreten fırıncıklar) dünyaya gelir.
◊ Yürüyen birinin mitokondrileri hareketsiz birininkilere oranla en az yüzde 50 daha fazla enerji harcar. Üstelik siz yürüyüş sonrasında dinlenirken, hatta gece yatağınızda mışıl mışıl uyurken bile enerji harcamaya devam eder.
Netice mi?
Daha çok zindelik, daha kolay kilo kontrolü, daha az insülin direnci riski ve daha ince beller, daha fit bir beden!
◊ Düzenli yürüyüş yapanların kemik kalsiyum gücü yaşlansa da azalmaz. Düzenli yürümek kemik erimesini önler, en azından yavaşlatır.
◊ Siz yürüdükçe kalp kaslarınız güçlenir. Kalp kasının içindeki mitokondrilerin de yaşlıları gider, yerine gençleri gelir, sayıları da yükselir.
Kalbiniz yeni damarlar kazanıyor
◊ Kalbinizde yeni kılcal damarlar gelişir. Kullanılmayan kılcal damarlarınız yeniden devreye girer. Mevcut kılcal damarlarınız da güçlenir ve elastikiyet kazanır.
◊ Kan basıncınız düşer, kalbinizin yükü azalır.
◊ İki kalp atışınız arasındaki zaman uzar. Bu kalbin dinlenme zamanının uzaması demektir. İstirahat kalp hızınız da düşecektir.
◊ Kalbinizin bir defada pompaladığı kan miktarı artar.
◊ Stresiniz azalır, özgüveniniz artar, dinçlik ve zindelik hissiniz tavan yapar.
Dr. Ömer Müftüoğlu