Yararlı bir tavsiye, değerli bir hediyedir. Özellikle güç zamanlarda. Çıkışı yok gibi bir durumla karşılaşmamış olanımız var mıdır? Bu tür durumlarda kendimizle ilgilenmeyi bırakıp kötümserliğe kapılmak kaçınılmazdır. Bu zor zamanlarda iyi bir tavsiye, çok büyük fark yaratabilir.
“Geçiştirilen her güçlük, daha sonra huzurunuzu bozacak bir hayalete dönüşecektir.”
– Frédéric Chopin
Ne kadar zeki ve akıllı olursanız olun, hangi yöne gideceğinizi bilmediğiniz bir zaman illa ki olacaktır. Bu karanlık anları biraz aydınlatabilmek için size yardımcı olacak 7 tavsiyeyi sunuyoruz:
1. Zor zamanları kabul edin, onlara direnmeyin
İşler istediğimiz gibi gitmediğinde, her şey kötü gidiyor gibi düşünme eğiliminde oluruz. Gerçekliği olduğu gibi kabul etmek ve beklentilerimizle uzlaştırmak zordur. Ama bu sadece acı çekmemize neden olur.
Zor zamanlar yaşarız çünkü böyle olması gerekmektedir. Çıkış yolu, onlardan kaçmaya çalışmak değil, onları kabul etmektir. Kötü zamanlar vasıtasıyla hem kendi içinizden hem de dışarıdan yeni şeyler öğrenebilirsiniz. Güçlüklerinizi kabul etmekte direndikçe, o sorunları çözmekten uzaklaşmış olursunuz.
2. Bir mağdur gibi hissetmeyin ya da öyle davranmayın
Kendinizi mağdurlaştırmanın cazibesi büyüktür ve hep var olan bir tehlikedir. Bu çok insani bir davranıştır ama aynı zamanda da çok yıkıcıdır. Nihayetinde tek yaptığını şey, yaşamınız üzerinde sorumluluk almaktan kaçınmaksa, kendinize acımanın size ne faydası olacak ki?
Başlarına gelen her şey konusunda herkes aynı oranda sorumludur. Hiçbir sorun öylesine gökten başımıza düşüvermez. Bir şey yapmışsınızdır ya da yapmamışsınızdır ve bu yüzden bu duruma gelmişsinizdir. Kendinizi mağdurlaştırmak, çaresizlik duygunuzu artırmanın, kötü bir şeyin gerçekleşmesini engellemek için hiçbir şey yapamayacağınız fikrini vurgulamanın bir yoludur.
3. Kendi içinize bakın
Hayatınız sorunlarla doluysa, bakışınızı dışa çevirmeniz normaldir. Çevreniz konusunda harekete geçmeye çalışır ve böylece onu değiştirebileceğinizi ve güçlüklerinizden kurtulabileceğinizi umarsınız. Ama bu tavır, verimli değildir çünkü gerçek, kontrolünüz dışındaki pek çok farklı güçten oluşur.
Güç zamanlar sırasında genelde kendi içinize bakmanız gerekir. Değişmesi gereken kişi, sizsinizdir. Çünkü er ya da geç bu değişim, dış koşullarınıza yansıyacaktır.
4. Evrene ve hayata şükredin
Bu, her üzüntü ve depresyon dolu anı aşmak için muhteşem bir ipucudur. Sadece gözlerinizi kapayın, derin derin nefes alın ve “teşekkür ederim” deyin. Hayatın derin bilgeliğine güvenin. Zor bir durumdan geçiyorsanız, bunun sebebi bunu yaşamaya ihtiyacınızın olmasıdır.
Bu küçük ritüel neredeyse sihirli bir etkiye sahiptir. Sadece yüksek sesle “teşekkür ederim” demek bile farkı bir duygusal duruma girmenizi sağlayacaktır. İlk başta bu minnettarlığın kalpten gelmesine gerek yok. Zamanla anlamlandığını göreceksiniz.
5. Her şeyin değiştiğini unutmayın
Her duruma uygulanabilecek bu bilgece sözleri unutmayın: “Bu da geçer.” Evrendeki her şey dinamiktir, sürekli değişmektedir. Zor bir durum ya da aşırı mutlu bir an yaşadığınızda sonsuza dek süreceğini düşünürsünüz. Ama böyle olmaz.
Bazen tek yapmanız gereken, biraz bekleyip her şeyin düzene girmesine izin vermektir. Başka bir şey düşünüp kendinizi başka etkinliklere adarsanız, cevaplar ortaya çıkacaktır. Başka zamanlarda ise eyleme geçmeli ve sonra eylemlerinizin ürününü toplamalısınız. Sadece güvenin bu eylemlere.
6. Yeni bir bakış açısı bulun
Güçlükler karşısında çeşitli bakış açıları edinebilirsiniz. İçinde bulunduğunuz durumu bir felaket olarak görebilir, bir tsunamiye benzetebilirsiniz. Bunu, kaçınmanız gereken bir engel şeklinde, yıkmanız gereken bir duvar ya da hayatın zorluğuna kanıt olarak görebilirsiniz.
Fakat bu güçlüklerde büyümek için bir fırsat da görebilirsiniz. Kendiniz hakkında daha çok şey öğrenmek ve sabrınızı geliştirmek için bir olanak olarak algılayabilirsiniz bunu. Sizler kendi düşüncelerinizin ve dünya görüşünüzün yaratıcısısınız. Bir ya da çok sayıda problemle nasıl yüzleştiğinize bağlıdır bu durum.
7. Her şeyin mümkün olduğunu kabul edin
Zor zamanlarda kötümserlik, sıcak bir kabul görür. Hatta umudunuzu canlı tutmanın sadece daha fazla hayal kırıklığına yol açacağını düşünmeye başlarsınız. En iyisini ummak ve bir yanılsama yaratmak arasındaki fark üzerinde düşünmek önemlidir. Bunlardan biri sizi her şeyin sizin yararınıza gelişebileceği şeklindeki olasılığa açık tutar. Diğeri ise temelsiz, obsesif bir fanteziyi besler.
Her gün mucizeler yaşandığını unutmayın ya da her türden güçlüğü aşabileceğinizi. Beklenmeyeni yaratma olasılığı, içinizde saklı. Bazen hayattaki bu büyük güçlükler, kendinizi aşmanızı ve her yaşta büyüyebileceğinizi göstermenizi sağlayan olaylardır.