Çocuklarımızın güvenliği konusunda sürekli endişelenmek ve tüm risklerden kaçınmak, ironik bir biçimde, ebeveynler için tehlikeli bir yoldur. Ufaklıklara karşı aşırı koruyucu bir tutum sergilemenin yararı yoktur. Aşırı korumacı ebeveynliğin neden olabileceği sonuçlar hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, sizi bugünkü makalemizi okumaya davet ediyoruz.
Ebeveynlik hiçbir zaman için kolay bir iş olmamıştır. Ayrıca hepimiz ebeveynliği farklı bir şekilde deneyimleriz. Doğru olan, ebeveynlerin daima çocuklarının iyiliğini gözetmesidir. Bununla birlikte bazen anneler ve babalar, oluşturdukları zarara rağmen aşırı koruyucu ebeveynlik rüzgarına kapılırlar.
Ebeveynler, çocuklarını herhangi bir potansiyel tehditten korumaya aşırı derecede önem verdiklerinde, genellikle hiç olmayan yerlerde bile tehlikeler görürler. Sonuç olarak, sürekli alarmda olurlar ve çocukları gerçeklikten kopuk vaziyette ve bir çeşit balonun içinde büyür.
Çocukların belirli durumlara karşı savunmasız oldukları doğrudur. Bu da yetişkinlerin büyük bir dikkat ve özen göstermesi gerektiği anlamına gelir. Ancak, zamanı gelince sorunları kendi başlarına çözmeyi de öğrenmeleri gerekir. Bu onların özerklik ve kişiliklerini geliştirmelerini sağlar.
Ebeveynlerin çocuklarını aşırı endişe ve önleme maruz bırakması, onların karakterini ve kişiliğini olumsuz yönde etkiler. Bu etkinin daha sonraki yaşam evrelerinde geri döndürülmesi zordur. Ve elbette, bu durum sayısız zorluklar doğurur.
Korumacı ebeveynliğin oluşturduğu tehlikeler
1. Düşük öz saygı
Öz saygı, üstesinden gelemeseler bile, çocukların farklı zorluklarla karşı karşıya kaldıklarında geliştirdikleri bir şeydir. Eğer böyle durumlarla yüzleşme şansına sahip olmazlarsa (aşırı koruyucu bir çocukluk dönemi geçirmek gibi) öz saygı kazanamazlar.
Ebeveynler çocukların bazı şeylerin altından kendi başlarına kalkmasına izin vermezse, bu nitelikleri sürekli olarak azalacaktır. Ebeveynler çocukları için her şeyi yaptığında, çocukları kendi yeteneklerini asla keşfedemez ve günlük yaşamın sorunları ve zorluklarıyla yüzleşmek için gereken cesaretten yoksun kalırlar.
2. Sabırsızlık
Ebeveynler çocuklarının kendi kendilerine bir şey yapmalarına izin vermediğinde, bu çocuklar çabanın değerini öğrenemezler. Yaptıkları tek şey istediklerini elde edene kadar onu talep etmek olur. Sonuç olarak, şımarık bir hale gelirler ve empati yoksunluğu yaşarlar. Ayrıca ağlama ve öfke eğilimi gösterirler.
3. Çocukların ebeveynlerine bağımlı bir hale gelmesi
Aşırı korumacı ebeveynliğin bir sonucu olarak, çocuklar aşırı derecede ebeveynlerine bağımlı bir hale gelir. Çünkü ebeveynleri hayatlarını mümkün olduğunca kolaylaştırmaya ve onlar için her sorunu çözmeye çalışmaktadır.
Bu çocuklar daha sonra ebeveynlerinin yardımı olmadan herhangi bir sorunu çözmekte yetersiz kalırlar. Özerklikleri ve bağımsızlıkları ciddi biçimde kısıtlanır. Bu davranış ergenlik yıllarına ve hatta yetişkinliğe kadar sürebilir.
“Çocukların belirli durumlara karşı savunmasız oldukları doğrudur. Bu da yetişkinlerin büyük bir dikkat ve özen göstermesi gerektiği anlamına gelir. Ancak, zamanı gelince sorunları kendi başlarına çözmeyi de öğrenmeleri gerekir.”
4. Korku ve güvensizlik hissinin artışı
Anneler ve babalar çocuklarını büyütme şeklini endişe ve korkuyla belirlediğinde, bu hisler çocuğa da geçer. Bu çocuklar sorunlarla kendi başlarına nasıl başa çıkacaklarını bilemediklerinden, her şeyi potansiyel bir tehdit olarak görmeye başlarlar.
Bu durum sosyal fobilere bile neden olabilir. Çocuklarımıza aşırı korunmuş bir çocukluk yaşattığımızda, onları güvensiz bireylere dönüştürürüz.
Bunun yerine, çocuklarımıza hedeflerine ulaşma kabiliyetlerini keşfetme fırsatı vermeliyiz.
5. Sınırlı öğrenme
İnsanlar deney yaparak ve hata yaparak öğrenirler. Bizler çok küçük yaşlardan itibaren, deneme yanılma yoluyla öğreniriz. Bazen başarılı oluruz, bazense başarısız oluruz. Çocuklarımızın da bu deneyimleri yaşamalarına izin vermeliyiz.
Çocuklar başarısız olduğunda sorunu onlar için çözmek yerine, onlara problem çözme becerilerini öğretmeliyiz. Çocuklarımız günlük zorlukların nasıl çözüleceğini bilirse, gelecekte sorumlu yetişkinler olurlar.
6. Hayal kırıklığını kaldıramama
Aşırı korumacı bir şekilde yetiştirilmiş çocuklar için her zaman orada olan ve her şeyi onlar adına düzelten birileri vardır. Almaları gereken kararları bile ebeveynleri verir. Böylece hata yapmalarını önlemiş olurlar.
Bu tutum bir çocuğun gelişimine zararlıdır. Çünkü bu ebeveynler, çocuklarına başarısızlığı tatma fırsatını vermez. Hayatın ilerleyen aşamalarında hayal kırıklığı ile karşılaştıklarında, bu çocuklar onunla nasıl başa çıkacaklarını bilemezler.
7. Davranış sorunları
Aşırı ilgi sonucu gelişen öz saygı eksikliği, yaşamın ilerleyen safhalarında davranışsal sorunlara yol açabilir. Bu sorunlar çocuk yaşıtlarıyla sosyalleşirken veya okula başladığında görülebilir. Ayrıca akademik performans üzerinde de olumsuz etkileri olabilir.
8. Sorumluluk duygusu eksikliği
Çocuklarımıza genç yaşta sorumluluklar vermemiz önemlidir. Onlara her zaman oyuncaklarını toplama ve yataklarını düzeltme gibi günlük işler için yardım etmemeliyiz. Ayrıca hataları veya kötü davranışları için de mazeretler bulmamalıyız. Aksi takdirde, sorumluluk duyguları yavaşça kaybolacaktır.
Kurallar, çocuklarımızın küçüklüğünden itibaren geçerli olmalıdır. Başkalarıyla iyi geçinmek ve toplum içinde yaşamak adına eylemlerimizin sorumluluğunu almamız gerektiğini öğrenmeleri gerekir. Bu değerli dersi verirsek, sorumlu ve saygılı çocuklar yetiştirmiş oluruz.
Son olarak ne kadar uğraşırsanız uğraşın, ufaklıkları tüm risklerden, hayal kırıklıklarından ve üzüntülerden korumanın imkansız olduğunu bilmeniz önemlidir. Hayat mücadelesinde savaşacakları birçok cephe var ve çocuklarımızı herhangi bir engelin üstesinden gelmeleri için hazırlamamız gerekiyor. Bu nedenle, aşırı korumacı ebeveynlik alışkanlığına düşmekten kaçınmamız çok önemlidir.