“Bir şeyi çok merak ediyorum. Biz anneanneler tarafından büyütüldük ve bugünlere geldik. Bizim tarafımızdan bu kadar ince düşünülüp hesaplanarak büyütülen çocuklar gelecekte ülkeyi uzaya taşıyacaklar mı acaba? Baya hesap kitapla büyütüyoruz çünkü. Aşağısı üzer…”
Ne dersiniz bu yoruma katılıyor musunuz? “Biz öyle büyüdük de ne oldu” yorumlarına ben maalesef ki katılamıyorum.
Evet büyümüş olabiliriz ama herkes kendisine dönüp bir eleştirel bakabilmeli bence. Mesela ben hızlı koşamam, tırmanamam, sportif faaliyetlerden hoşlanmam.
İlk ve ortaöğretim hayatım takla atma fobisiyle, beden eğitimi dersinden korkmakla geçti. Çünkü annem aşırı koruyucudur.
Canım annem hep bir şey olmasından endişelenir.
Neyse ki duygusal travmalarım yok. Ama bir kısmımızın var. Kimimiz kendi kendimizi tedavi ettik, kimimiz profesyonel yardım aldık. Ama kimimiz kaybolduk gittik.
Her akşam ana haber bültenlerinde travmatik bir çocukluğun eserlerini cinayet, istismar, hırsızlık ve daha bir çok farklı şekilde görüyoruz.
Bilim hızla ilerliyor, araştırmalar yapılıyor. Sağlıklı bir nesil için, mutlu, özgüvenli bir çocukluk için tutumlarımızın neler olması gerektiğine şanslıyız ki her yerden ulaşılabiliyor.
Ebeveynlik becerilerimizi geliştirirken temel amacımız da uzaya çıkacak çocuklar değil.
Kendisini gerçekleştirebilmiş, içsel huzurunu yakalayabilmiş, farklı fikirlere saygı çerçevesinde yaklaşmayı başarabilmiş çocuklar yetiştirebilmek.
“Bize böyle davrandılar da ne oldu büyümedik mi sanki” değil bence sorgulanması gereken asıl soru: “Bana nasıl davranılsaydı daha mutlu bir çocukluk geçirirdim?” olmalı.
Bence hepimiz kendimize bu soruyu sorarak cevaplarını sorgulamalıyız.
Sevgiler benden yaralı çocukluklara, geçmemiş travmalara, söylenmemiş sözlerin düğüm düğüm yaptığı kalplere herkese kalp kalp kalp…
Akademisyen Anne – Doç. Dr. Saniye Bencik Kangal