Her gün yarım saatlik bir yürüyüşe çıkmak, beyin kimyanızı dengelemek ve vücudunuzun serotonin üretimine destek olmanız için harika bir yol olabilir. Emin olun bu şekilde daha iyi hissedeceksiniz.
Beyin kimyanız sizi belli ruh hallerine yatkın hale getirir. Büyüleyici bir çalışma prensibine sahip olsa da, nörotransmitterlerinizde herhangi bir dengesizlik veya değişim olması, sizi en yüksek motivasyon seviyesinden en aşağılara çekebilir. Bu nedenle, depresyonla yüzleşebilmeniz için bu sistemin nasıl işlediğini anlamanız oldukça önemlidir.
Bu biyokimyasal değişiklikler birçok faktörü etkiler. Örneğin, düşük bir serotonin seviyesi sizi çaresizliğe, anhedoniye (keyif alamama durumu) ve kalıcı bir hayal kırıklığına itebilir. İç nedenlerden kaynaklı birçok depresyon türü bulunmaktadır.
Diğer taraftan harici depresyon ise, sadece çevrenizdekilerin size karşı doğrudan etkilerine bağlı oluşan bir durum değildir; aynı zamanda küçük ya da büyük her gün karşılaştığınız olayları ve bu olaylardaki olumsuzlukları ele alış biçiminize bağlı olarak da oluşmaktadır.
Bunların dışında, depresyonun amino asitler, noradrenalin, serotonin ve dopamin gibi bazı belirli nörotransmitterlerin kombinasyonları ile de bağlantılı olduğu bilinmektedir.
Beyninizin kimyasal durumu duygusal durumunuzu belirler ve birçok durumda ilaç kullanımına başlamaktan başka çareniz olmadığını düşünürsünüz, ancak sizinle bazı faydalı stratejiler hakkında konuşmak istiyoruz.
Bu bahsettiğimiz nörotransmitterlerin birçoğunu düzenlemenin doğal yolları bulunmaktadır. Bunun nasıl yapılacağını size bu yazıda açıklayacağız.
1. Dopamin eksikliği ve depresyon
Düşük bir dopamin seviyesi çok belirgin belirtilere yol açabilir; bu belirtiler, yorgunluk, ilgisizlik, ruh hali değişiklikleri, çevrenizdeki şeylere duyulan ilgi kaybı ve depresyon olabilir. Bu anlamda depresyonla yüzleşmek oldukça zor olabilir.
Dopamin beyin için en önemli nörotransmitterlerden birisidir; nöronların ve sinir hücrelerinin iletişimine aracılık eder.
Tüm bunların yanında, çevrenizle etkileşim kurmak için vücut hareketlerinizin, motor becerilerinizin ve genel enerjinizin (veya motivasyonunuzun) işleyişinde önemli bir göreve sahip oldukları bilinmektedir.
Dopamin seviyenizi doğal yollardan nasıl arttırabilirsiniz?
- Dopamin seviyenizi yükselten önemli bir amino asit vardır. Bu amino asit, L-fenilalalin olarak da bilinir.
- Vücudunuz doğal yollardan L-fenilalalin üretemez ve bu nedenle aldığınız gıdalardan bu maddeyi vücudunuza sağlayabilirsiniz.
- Bu şekilde L-fenilalalin kendisini tirozine dönüştürür ve bu yolla dopamin üretimi sağlanmış olur.
Bu amino asidi aşağıdaki gıdalardan alabilirsiniz:
- Et
- Süt ürünleri
- Badem, ceviz ya da fındık
- Tohumlu gıdalar (susam, ayçiçeği ve kabak çekirdeği gibi gıdalar)
- Muz
- Pancar
- Çikolata
- Yeşil çay
- Yaban mersini suyu
- Noni suyu (bir tür Hint dutu)
Bunların yanında spor yapmak ve meditasyon gibi aktiviteler de beyninizin kimyasal dengesini düzenlemenize yardımcı olabilir.
2. Mutluluk hormonu Serotonin
Antidepresanların büyük çoğunluğu şu şekilde çalışır: bu ilaçlar, beyninizde bulunan bir dizi inhibitörü serotonin üretimini durduramayacak şekilde çalıştırır. Bu durum aslında depresyonla gerçek anlamda yüzleşmeyi zorlaştırmaktadır.
- Düşük serotonin seviyeleri strese, keyifsizliğe, olumsuz düşüncelere ve umutsuzluğa neden olabilir.
- Bundan dolayı bazı ilaçlar bu nörotransmitterin yeterli oranda üretimini desteklemeye çalışırlar.
- Ancak doğal yollardan da bu hormonun üretimine yardımcı olabileceğinizi bilmeniz oldukça önemlidir.
Serotonin seviyenizi nasıl artırabilirsiniz?
- Muz, bitter çikolata, avokado, tavuk, karpuz, yaban mersini, süt, plantain gibi gıdaların tüketimini arttırın ve bu gıdaları diyetinize ekleyin (dopamin seviyesini arttırmak için tüketmenizi tavsiye ettiğimiz gıdaların benzerleri).
- Yeni bir hobi edinin, hayatınıza yeni bir uğraş sokun: bir resim dersine, yeni bir dans türüne ya da yogaya başlayın…
- Müzik dinleyin: müzik dinlemenin size verdiği pozitif duygular, beyindeki kimyasalların dengelenmesine yardımcı olur.
- Dışarı çıkın ve insanlarla tanışın.
3. Beyninizdeki kimyasalları dengelemek için yeterince uyumanız gerekmektedir
Az alınan uykunun ve uykuya dalmak için geçen uykusuz gecelerin bazı sonuçları bulunmaktadır.
Bunlardan bir tanesi serotonin seviyesinde ortaya çıkan azalmadır; bilindiği gibi bu maddenin eksikliği yorgunluğa, fazla hassaslığa ve hatta depresyona neden olabilir.
Uykunuzu alarak güne başlamanız sağlıklı bir alışkanlıktır ve beyninizdeki kimyasal maddeleri dengelemek için iyi bir yoldur. Sağlıklı bir uyku, nörotransmitterlerin düzenlenmesine yardımcı olur. Böylece duygusal durumunuz daha güçlü, daha pozitif ve daha dayanıklı bir hale gelmiş olur.
Beyninizin sağlığı için nasıl daha iyi uyuyabilirsiniz?
- Belirlediğiniz düzene aynen uymaya çalışın, öğle ve akşam yemeğini mutlaka atlamayın ve her gün aynı saatte yatmaya gidin.
- Yatmadan en az iki saat önce tüm elektronik cihazlarla olan etkileşiminizi azaltın; yani bilgisayarınızı etkisiz hale getirin, telefonunuzu kapatın, tabletinizi ise kullanmayın…
- Öğleden sonra egzersiz yapmaya çalışın, ama asla yatmadan hemen önce egzersiz yapmayın.
- Bu ritüeli uyku zamanınız geldiğinde izlemeye çalışın: sıcak bir duş alın, bir bardak ballı süt için ve elinizde bir kitap ile yatağınızda güzelce dinlenin.
- Odanızın sıcaklığını normal tutmaya çalışın. Çok fazla ısı, tıpkı güçlü kokuların etki ettiği gibi dinlenmenizi olumsuz yönde etkileyebilir.
Depresyonu tedavi etmek ve yüzleşmek için beyninizdeki kimyasalları düzenlemeniz gerekmektedir. Ancak bu düzenleme kısmını tıbbi ilaçlarla yapmak zorunda değilsiniz.
Bu ışıksız tünelden çıkmak istiyorsanız eğer, daha fazla stratejiye, psikolojik kaynağa, daha iyi yaşam alışkanlıklarına ve bu konuda yetkili personellere ihtiyacınız var. Tıpkı bu yazıda bahsettiğimiz öneriler gibi…
Bu verdiğimiz tavsiyeleri uygulamaya koymayı düşünüyor musunuz?