Bugün çocuklarımızın bir kısmı okula başlıyor.
Öncelikle hepsine sağlıklı, huzurlu, başarılı bir dönem diliyorum.
Evet okula başlıyorlar ama “Bütün gün seni özlüyorum” diyerek yüreğimizi dağlayan çocuklar için ne yapacağız peki?
Öncelikle üzülerek söylüyorum ki bu işin sihirli bir formülü yok. Keşke olsa da lavanta yağıyla kekik suyunu karıştırıp, çamaşırları yıkarken deterjana karıştırın ne okul korkusu kalacak, ne gitmek istemiyorum serzenişleri demek isterdim ama maalesef öyle bir gizli formül kimse de yok.
Çocukların uyum sürecinde biraz göz yaşı, karın ağrısı, gitmek istemiyorum söylemleri olacak bu çok normal.
Ama aslolan bir şey var ki çocuğu anlamak gerçekten anlamak.
Geçen gün yorumlarda yazmışsınız “Ağlasan da zırlasan da burada kalacaksın, kes sesini” diyenler var diye bu cümle çözüm değil, tam tersi yeni sorunlara açılan kapı sanki.
Çocuğumuzu anladığımızı, ama akşam tekrar birlikte olacağımızı söyleyerek rahatlatmaya çalışmalıyız.
“Okula gittiğin için kaygılısın seni anlıyorum. Ama akşam tam burada kollarımı açmış seni bekliyor olacağım.” demek çok zor değil.
Tabi bu cümle çocuğun ağlamalarını kesmeyebilir ama anlaşıldığını hisseder.
Ben okuduğumuz bir çocuk kitabından esinlenip, Demir okula ilk başladığında avucuna bir kalp yapıp, öpmüştüm.
Beni özlediğin zaman bu kalbe bak, seni düşündüğümü, sevdiğimi, akşam gelip sana sarılacağımı hatırla” demiştim.
Akşam kalbe hiç baktın mı diye sorunca bir baktım ki kalp silinmiş. Ama okulda öyle eğlenmiş olmalı ki fark etmemiş bile.
Belki kalp yerine avuç içine bir öpücük kondurabilirsiniz.
Kitap mı?
Adı “Avucundaki öpücük.”
Çok güzel bir kitaptır tam şu anda, okula uyum günlerinde çocuklarımıza okunacak türden.
Ağlıyorlar evet ama alışıyorlar.
Önemli olan ruhlarını zedelemeden, sevgi dilinden ödün vermeden bu süreci atlatabilmek.
Hepimize bol şans…
Akademisyen Anne – Prof. Dr. Saniye Bencik Kangal