Çocuklara Mahremiyet Eğitimi Nasıl Verilmelidir? Temel Davranış Refleksi Nedir?
Çocukların mahremiyet eğitimi, asla tek başına nasihatle veya korkutmalarla olabilecek bir şey değildir. Çocukların kendi bedenlerine yönelecek tehlikelerden kurtulabilmeleri için verilecek olan asıl mahremiyet eğitimine ” Temel Davranış Refleksi ” denmektedir.
Temel Davranış Refleksini eskiler ” haya duygusu ” olarak kullanmışlardır. Ancak üzülerek belirtmek gerekirse günümüz anne ve babaları kendi çocukları açısından hayati önem taşıyan Temel Davranış Refleksinin nasıl kazandırılacağı konusunda yeterince bilgi sahibi değillerdir.
Halbuki Temel Davranış Refleksi gelişmiş bir çocuk kendisine yönelecek bir tehlikenin, tehlike olduğunu fark etmese bile ani bir refleksle o tehlikeden kendisini koruyabilir. Çocuk, kendisine yönelen anormal davranışın ne anlama geldiğini bilmese dahi ciddi rahatsızlık duyar ve o an, o ortamdan uzaklaşmak ister.
Temel Davranış Refleksi Hangi Yaşta ve Nasıl Verilmelidir?
Temel Davranış Refleksi, çocuklara, en kolay olarak 4-7 yaş arasında kazandırılır. Bu konuda izlenecek yol ve yöntemler:
” Bedenim bana aittir” bilinci :
Daha bebekliğinden itibaren kendisini rahatlıkla yetişkinlerin eline bırakan bebeğin ilerleyen yıllarda kendi bedeninin farkına varması ve çevresindeki yetişkinlerden ayrı bir birey olduğunu hissetmesi gerekir. Kendi bedeninin kendisine ait olduğu hissi kazanamayan ve kendi bedeni üzerinde başkalarının birşey yapabileceğini düşünen çocuk, rahatlıkla taciz tuzağına düşebilir.
Anne babalar çocukları 4 yaşına gelmeye başladığı andan itibaren çocuklarına vücudunun kendisine ait olduğu bilincini vermelidir. Bu bilincin oluşturulmasında en temel faktör anne babaların çocuklarının bedenleri ile yapacakları tasarruflarda çocuklarının onayını alma yönünde eğilim göstermektir.
Örneğin, terlemiş bir çocuğun atletini izin almadan aniden çıkartılmamalı, altını ıslatmış bir çocuğun pantolonu kızgınlıkla ve öfke ile değil, çocuktan izin alınarak çıkartılmalıdır.
Çocuk zamanla kendisinden izin alınmadan bedenine yapılacak müdahaleleri hisseder ve rahatsız olur.
“İzin verirsem dokunabilirsin” bilinci:
Bu bilincin oluşturulması için anne ve baba, çocuğun vücudunu hoyratça kullanmaktan kaçınmalıdır. Ebeveynlerin çocuklarını öperken ” Seni öpebilir miyim? ” diye izin istemeleri bu bilincin oluşmasında etkilidir. Çocuğun güçsüz bedeninin, herkes tarafından izinsiz kullanılmasının çocukların kendi bedenlerini koruma refleksini kıracağı unutulmamalıdır.
” Dokunulması yasak olan yerlerim ” refleksi :
Çocuklar dört yaşından itibaren vücutlarının belli bölgelerine dokunulmasından rahatsızlık duymaya başlarlar. Özellikle genital bölgelere dokunulması çocukta ani tepkiye neden olmalıdır. Bu bilincin kazandırılması için dört yaşından itibaren çocukların genital bölgelerine temas azaltılmalıdır. Eş, dost ve akrabalar tarafından çocuk, cinsel organlarına dokunularak, öpülerek, vurularak sevilmemelidir.
” Fiziksel baskıya direnme ” refleksi:
Küçük yaştaki çocuklar kendi güçsüzlüklerini ve çaresizliklerini büyüklerin gücünü keşfettikçe anlarlar. Anne babalar ve akrabalar, çocuklarına olan sevgi gösterileri sırasında çocuklara kendi güçsüzlüklerini hissettirecek kadar büyük ve orantısız güç kullanmaktan kaçınmalıdır.
Anne babalar, çocuğa kendisine güç uygulandığında karşılık verilmesi gerektiğini öğretmelidirler. Bunun için bazen çocuğun istemediği bazı durumlarda gösterdiği tepki, güç gösterisiyle kırılmamalı, çocuğun direncinin işe yaradığı bizzat yaşayarak gösterilmelidir.
” Vücudum görünmemeli ” hissi:
Çocuklar yürümeye başladığı andan itibaren, çırılçıplak olarak ortada bırakılmamalıdır. Çocuk, hatırlayabildiği en küçük yaşlardan itibaren kendisini genital bölgeleri giyinik olarak hatırlamalıdır.
Özellikle dört yaşından itibaren çocuklar çırılçıplak olarak ev içinde veya ev dışında bulunmamalı, giysileri kendisinin giyip çıkartmasına izin verilmelidir.
Kendisi başkalarının yanında çıplak olarak görmeye alışkın olmayan bir çocuk elbiselerinin başkası tarafından çıkartılmasından ciddi rahatsızlık duyacaktır.
” Banyoda çıplak olunmaması ” bilinci:
Çocuk, temel davranış refleksi kazanması açısından dört yaşından itibaren anne babası ile birlikte tamamen çıplak olarak banyoda bulunmamalıdır. Ayrıca çocuk banyo yaparken üzerinde külotu da bulunmalıdır ki çocuk genital bölgelerinin görülmemesi ilkesini pratikte yaşayarak öğrenmiş olsun.
” Tuvalette benden başkası olmamalı ” bilinci :
Bazı anne babalar, çeşitli nedenlerle ya çocukları ile birlikte tuvalete girmekte veya tuvaletin kapısını aralık bırakmaktadır. Bu davranış çocuğun temel davranış refleksi kazanmasına engel olmaktadır. Her ne sebeple olursa olsun dört yaşına gelen bir çocuk, tuvaletin ” özel ” bir mekan olduğunu öğrenmeli, tuvalet ihtiyacını gideren birisinin başkaları tarafından görülmesinin uygun olmayacağını bilmelidir. Çocuk genital bölgelerinin görülmesinden rahatsızlık duymamaya, kendini tuvalette ilken gören birisine tepki vermemeye alışmamalıdır.
” Soyunma ve giyinmede yalnızlık ” ilkesi:
Çocuğun dört yaşından itibaren genital bölgelerinin başkaları tarafından görülmesinden adım adım uzaklaşması gerekir. Bu bağlamda çocukların elbiseleri herkesin içinde değiştirilmemelidir.
Çocuklar mümkünse elbiselerini kendileri ve kimsenin görmediği bir ortamda değiştirmelidir. Eğer çocuk kendisi elbiselerini değiştiremiyorsa anne ile ayrı bir odaya gidilerek elbiseler değiştirilmelidir.
” İzin verirsem kabul edilirsin ” ilkesi:
Anne için çocuk ne kadar büyürse büyüsün çocuktur. O yüzden anne, çocuğun odasına girerken izin alınması gerektiğini düşünmez. Ancak çocuk dört yaşına gelince ” İzin verirsem kabul edilirsin ” ilkesi hayata geçirilmelidir.
Anne baba, çocuğun odasına girerken izin istemeli, her şeye rağmen onun çıplak vücudu ile karşılaşıldığında özür dilenip kapı kapatılmalıdır. Bu davranış kalıbı hem çocuğun kişiliğine saygıyı hem de çocuğun rahatsız olduğu bir durumda itiraz edebilme becerisi kazandırılması açısından önemlidir.