Küçük yaştaki çocuklarımız bize sık sık yeni fikirlerle ve deneylerle gelirler ve hatta bunları hiç zaman kaybetmeden hayata geçirirler.
Bir bebeğin oyuncağını mama sandalyesinden tekrar tekrar yere atması, bir çocuğun bir bardak suyun içine mutfakta bulduğu ekmek ya da pirinç tanelerini doldurup karışımlar yapması, bir başka çocuğun mekanizmasını anlamak için oyuncağını parçalara ayırıp pilini, kablolarını kurcalaması bu fikirlerin farklı versiyonlarına örnekler olabilir.
Anne babaları olarak, onlara birçok yetenek kazandırmaya çalışırken en büyük görevlerimizden biri de çocuklarımızı tehlikelerden korumak elbette.
Çoğu zaman çocuklarımız yukarıda saydığım tüm bu deneyler sırasında öyle şeyler yaparlar ki ilk tepkimiz genellikle içimizden gelen kocaman bir ‘eyvah!’ olur. Bu eyvah sırasında, içgüdüsel olarak verdiğimiz tepkide, ne yazık ki gözden kaçırdığımız şey; çoğu zaman tehlike içermiyor olmasına rağmen ve sırf bizim alıştığımız doğrularımızdan uzak ve farklı olduğu için tepkimizin tehlikeli olanlarla eş değerde ve yoğunlukta olmasıdır.
Bilimsel çalışmalar 4 yaşındaki çocukların hafızasının ve hayal gücünün yetişkinlerden çok daha iyi durumda olduğunu gösteriyor.
Bütün keskin sınırlardan uzak ve esneyebilir, değişebilir ve gelişebilir oldukları çocukluk dönemlerinin ardından birer yetişkine dönerken onların bu yetenekleri nasıl köreliyor dersiniz?
Ne yazık ki, koyduğumuz sınırlar, yaptığımız eleştiri ve müdahaleler ve değişimden uzak durarak; ‘çoğunluk’ gibi olmasını isteyerek onları kalıplara yerleştirmeye çalışan biz ebeveynleri bunun ilk ve en etkili sebebiyiz.
İnsan beyni kolay olanı sever. Fazla çalışmak ve düşünmek zorunda kalmamak için daha önce öğrendiği ve zararsız olduğunu gördüğü kalıpların dışına çıkmaktan korkar. Fakat öteki taraftan diğer tüm beceriler gibi, beynimize bu kalıplardan arınmayı öğretmek de mümkündür.
Çocuklarımıza ‘Sınırlar koymak’la, ‘Yenilikçi düşünebilmesini sağlamak’ arasındaki dengeyi kurmaya çalışırken, onun davranışlarına vereceğimiz yanıtın ‘Kimin konforuna hizmet ettiğini’ iyi düşünmek ve sadece kendi doğrularımızın sert çizgisinde kalmamaya çalışmak önemlidir.
Çocuklarımıza ‘Sınırlar koymak’la, ‘Yenilikçi düşünebilmesini sağlamak’ arasındaki dengeyi kurmaya çalışırken, onun davranışlarına vereceğimiz yanıtın ‘Kimin konforuna hizmet ettiğini’ iyi düşünerek, sadece kendi doğrularımızın kalın çizgisinde kalmamaya çalışmanın yanında,
? Yeni fikirler üretmesi ve yenilikçi düşünebilmesi için çocukları motive etmenin farklı yolları vardır:
?Bunlardan ilki onları teşvik etmekten geçer.
?Bir diğeri fikir üretmesi için ona olanaklar sağlamak,
?Ürettiği fikirlere ilgi ve merakla yaklaşmak,
?Farklı düşünmekten ve ‘normal’ olandan uzaklaşmaktan korkmamayı öğretmek,
?‘Merak ettiği ve ilgi duyduğu konularda tecrübeler yaşamasına olanaklar vermek,
? Sezgilerini fark etmeyi öğrenmesini sağlamak,
? Alışkanlıkların ve düzenin dışına sık sık çıkmasını sağlamak, yeni tecrübeler edineceği ortam ve fırsatlar yaratmak
?Farklılıkları normalize etmek, belki de; farklı olanın ‘özel oluşunu’ övmek,
?Ve elbette onun gözlemleyebildiği ilk ve en etkili rehberleri olarak; önce kendimiz ‘Yenilikçi ve farklı’ olabilmek, esnemeye ve değişime açık olmak.
Eğer kalıplarına bağlı, kuralcı bir anne babaysanız, muhtemelen kendiniz gibi düşünen çocuklar yetiştireceksiniz. Siz ne kadar engelleyici ve sınırlayıcı olursanız çocuklarınızın özgür düşünebilme motivasyonunu kıracak, ona itaat etmeyi; çevrenin gerektirdiği ve zorunlu bıraktığının dışına çıkmamayı öğretirsiniz.
Diğer yandan ‘Neden olmasın?’ diyebilmeyi önce siz bildiğinizde, merak edip denediğinizde, komik ya da saçma bile olsa oyunlarınızda ve hayatınızda ‘Bir fikrim var’ demeyi alışkanlık haline getirdiğinizde; fikir üretmekten korkmayan, hayal eden, bağımsız ve yenilikçi düşünebilen çocuklar yetiştirebilme ihtimaliniz çok daha yüksektir.
Çocuklarımızın yenilikçi ve farklı düşünebilme yeteneklerini geliştirebilmeye yardımcı olabilecek oyun fikrileri vereceğim ama tabii bunlar benim ‘yetişkin aklımın’ sınırlandırılmış hayal gücünün ürünleri.
Sizin en büyük rehberiniz henüz kalıpları olmayan çocuğunuzun fikirleri olsun lütfen. ❤
Yazının sonunda sizlerden ve çocuklarınızdan gelen harika fikirleri de ekledim.
Çocuğunuzun rehberleri olarak, yeni ve farklı fikirler üreten taraf olmak icin yıllar içerisinde hayal gücümüzü köreltecek şekilde geliştirdiğimiz davranışımızdan:
‘Bize saçma görünenden uzak durmak’ yerine:
?Çizdiğiniz bir ağacın dallarında meyveler yerine kitaplar olsa,
?O gece herkes kendi sıcak yatağında değil de salonun yerlerine kurduğunuz hava yatağının üzerinde uyusanız,
?Akşam yemeğinizi üzerine kocaman bir çarşaf serdiğiniz yemek masasının altında el fenerlerini tuta tuta yeseniz,
?Birlikte şifreli harfler oluşturup o şifrelerle yazışsanız,
?Gün içinde bazı nesnelere komik isimler takıp akşam babası işten geldiğinde o komik isimlerden bahsedip, neyden bahsettiğinizi anlamaya çalışmasını isteseniz,
?Haftada bir gün tadının veya kıvamının kötü olacağına emin olsanız da, sadece çocuğunuzun kendi istediği malzemeleri içine ekleyerek, yeni kek denemeleri yapsanız,
?Çorbayı sadece çatal kullanarak içmeye çalışsanız,
?Telefonun ekranına hep gülümsemek yerine saçma sapan hallerinizle pozlar verseniz,
?Elinizde tuttuğunuz yap boz parçalarını farklı şekillerde birleştirip bambaşka resimler üretmeye çalışsanız,
?Bazı günler eve farklı yollardan gidip kaybolmayı riske alarak yeni yollar keşfetme maceralarına atılsanız (Çocukluğumda en sevdiğim şey bu keşiflerdi benim)
?Sokaktan topladığınız yaprakları saçlarınıza toka yapıp kıyafetlerinize yapıştırıp tüm gün öyle gezseniz,
?Televizyonu açıp tembelce vakit öldürmek yerine teknolojinin avantajlarını kullanıp kendiniz film senaryosu yazıp oynasanız,
?Akşamları ezberlediğiniz masallar yerine yepyeni yerler veya farklı bir gezegen hayal edip o gezenin nasıl olabileceğinden bahsetseniz
?Düzenin getirdiği kolaylık ve konfordan uzaklaşıp ‘yeni ve farklı’ olanın verdiği heyecanı birlikte yaşasanız,
Harika olmaz mıydı?
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Ebru Sidar
Çocuk Terapisti