Tıpkı insanları çeken davranışlar geliştirebileceğimiz gibi, insanları uzaklaştıran toksik davranışlar da geliştirebiliriz. Bu toksik davranışlar aile veya arkadaşlarla ilişkilerimizi olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle, sevdiğimiz ve destek sistemimizi tehdit etmeyenlere özen göstermek için, insanları uzaklaştıran bu toksik davranışları tanımlamalı ve değiştirmeliyiz.
Bazen, kıskançlık bu davranışları körükler. Kıskançlık, ilişkilerimize zarar verebilecek ve iletişimi etkileyebilecek olumsuz bir duygudur.
1. Başkalarının başarısını kıskanmak
İnsanları uzaklaştıran ilk toksik davranış, daha önce bahsettiğimiz duygular ile birlikte, hiçbir şeyde başarılı olamamışsınız gibi hissetmenizdir. Bu davranışı tespit ederseniz, kendinizi başkalarıyla karşılaştırmayı bırakmaya çalışmak en iyisidir.
Karşılaştırmaların bize değerli sosyal bilgiler sağladığı doğrudur. Örneğin, kendimizi başkalarıyla karşılaştırmak, bir kategorideki en iyisi veya en kötüsü olduğumuzu söyleyebilir. Sonuç olarak, karşılaştırmaları lehimize kullanabiliriz. Ancak, özellikle imrenmeye meyilli olduğumuzda, kendimizi başkalarıyla kıyaslamak hiç yardımcı olmaz.
2. Eleştiriyi kişisel algılamak
Savunmacı bir tutuma sahip olmak ve kendimizi eleştiriden korumak için başkalarına saldırmak iyi bir fikir değildir. Bunu yapma eğilimindeyseniz, sakinleşmeli ve kelime akışını egonuzdan uzaklaştırmaya çalışmalısınız. Ego, genellikle eleştirileri kişisel saldırılar olarak almamıza neden olan şeydir.
Bu, elbette ki, başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğü ile ilgisi olmayan pasif bir tutum benimsememiz gerektiği anlamına gelmez. Bunun yerine, başkalarının algılarından akıllıca faydalanabilmek için yargımızı düzeltmeliyiz.
3. Kendinizi kurban gibi görmek
Mağdur gibi davranmak, insanları uzaklaştıran bu toksik davranışlardan biridir. Bu, tüm sorunların bize yönelik olduğunu hissettiğimizde olabilir. Bu, sadece kişisel gelişiminizi engelleyecektir.
4. Acıya saplantı: Toksik davranışlar arasından biri
Ne zaman kendimizi kötü hissediyorsak ya da bir şekilde acı çekiyorsak, bu olumsuz duyguların sonunda kaybolması normaldir. Bununla birlikte, her zor durumdan geçtiğimizde acı ve hınç yaratırsak, sert ve toksik hale geliriz.
5. Duygularımızı kontrol etmemek
İnsanlar her zaman duygularını kontrol etmeye çalışmalıdırlar. Bu anlamda, çıldırmak ya da öfke nöbetleri yaşamanın yanı sıra ağlama ve sinir krizleri yaşamanın insanları uzaklaştırdığını kabul etmek değerli bir ilk adımdır.
Bu sadece, başkalarının kendi kendimizi kontrol edemediğimizi düşünmesini sağlayan bir olgunlaşmamışlık imajını yansıtır. Bu nedenle, duygusal zekanızı kullanmanızı öneriyoruz. Başkalarının sizin hakkınızda söyleyeceklerini dinleyin ve duygularınızı lehinize yönetin.
6. Empati eksikliği
Empati oldukça olumlu bir niteliktir. Kendinizi başkalarının yerine koymayı bilmek, onların sorunlarını anlamanıza olanak sağlayacaktır. Bunu yapmak, duygusal zekanızı da artıracaktır.
Bu nedenle başkalarına karşı empatili olmak, diğerleriyle olan bağlarımızı güçlendirir.
7. Sınırlara saygı duymamak
Bizim sınırlarımıza saygı duymalarını istiyorsak, diğer insanların sınırlarına saygı duymalıyız. Başka birinin sınırlarını belirlemeye gelince, kiminle etkileşime geçtiğinizi dikkate alın. Sosyal ortamları bize neyi sevip neyi sevmediklerine dair ipuçları verebilir.
Örneğin, Japonlar ve Çinliler, insanlarla daha büyük bir mesafe tutmaya meyillidirler. Öte yandan, Akdeniz halkı fiziksel temas kurmaya veya diğer insanlarla konuşmaya gelince çok fazla şüphe duymazlar.
İnsanları daha sağlıklı ve daha mutlu bir hayattan zevk almaya ve başkalarıyla iyi ilişkiler kurmaya iten bu toksik davranışlardan kaçınmalıyız.
Kaynak:https://aklinizikesfedin.com/insanlari-uzaklastiran-toksik-davranislar/