En son yazacağımı, ilk önce yazacağım bugün: “Kadınlar sevmedikleri erkeklere karşı acımasız olurlar.” Hem de ne acımasız!.. O sevmediği erkek, bir iş arkadaşı da olabilir, amiri ya da patronu da olabilir, komşusu ya da arkadaşının sevgilisi veya eşi de…
Ama bu adam…
Kadının sevmediği adam, kendi sevgilisi, kocası da olabilir!
Evet olabilir…
Bir kadının sevmediği adamlar listesinde en şanslı olanlar arkadaş, arkadaşının sevgilisi veya eşi ya da iş arkadaşıdır.
Yani yatmadığı biri…
Onun hiçbir açığını kaçırmaz. Maddi-manevi bütün açıklarını yakalar ve…
Artık Allah ne verdiyse…
Atıyorum, arkadaşının sevgilisi kısa boyluysa;
“Sen daha az üşüyorsundur! Acaba aşkın da daha mı azdır?” diye soğuk-saçma bir espri yapabilir…
Ama en kötüsü…
Eski sevgilidir!
Sevmiyorsa tabii…
Sevilen eski sevgili var mıdır?
Gerçekler!..
Yoktur ama harcanmak istenmeyen eski sevgili vardır!
Ama harcamak istiyorsa…
Bir kadının sevmediği adamlar listesindeki en bahtsız olanıdır diyelim… Çünkü en fazla onlara karşı acımasız olurlar.
Ha, acımasız olup da ne yaparlar?
İftira mı? İntikam mı?
Kötülük mü?
Hayır, hiçbiri…
Yaptıkları tek bir şey vardır, ortaya çıkardıkdıkları, dile getirdikleri tek şey!
Gerçekler…
Onun hakkındaki gerçekler…
Tamam, belki biraz sertleştirilmiş, yeniden yorumlanmış belki karikatürize edilmiş olabilir.
Ama gerçektir!
Daha önce yaşanmış bütün olayların yorumu değişir. Hem de öyle bir tersine değişir ve gelişir ki, olayın son hâline kadın bile şaşırır!
Bir zamanlar birlikte karar verdikleri, birlikte güldükleri o şey, şimdi insanlık suçu hâline bile gelmiştir.
Kadının kendi kendisiyle ya da yakın bir arkadaşıyla bu konuyu konuşurken olay gelişir, gelişir; artık önü alınmaz bir hâle gelir.
George Clo(oney)!
Mesela; yine atıyorum, bir zamanlar adam, “Önce birlikte yaşayalım, bir deneyelim sonra karar veririz” demiş olsun. Kadın da kabul etmiş olsun. Tabii sonra da ayrılmışlar. Ve kadın anlatıyor:
“Ah benim salak kafam. Anlasana… Adamın sana aslında ne dediğini anlasana… Oyalıyor resmen! Senin ne hakkın var beni oyalamaya… Utanmıyor musun? Kimsin sen? Bırak beni, bir kadın bu duruma düşürülür mü? Al sana kadına şiddetin âlâsı… İlle dayak atması mı gerekiyor? Hoş onu da yapardı bu! Neden? Acımasız çünkü! Pis bodur! Hayır, kendini ne zannediyorsa? Bir de ‘bulunmaz’ bir şey olsa neyse! Şu kadar şeyiyle kendine George Clooney muamelesi yapıyor! Olsa olsa George Clo olur bu! ‘oney’ kısmı yok çünkü! Heh hee….”
Haydaaa….
Yani…
Bir kadın bir adamı sevmiyorsa, sevmemişse ne düşüncesini ne lafını saklar. Arkasından, önünden, yanından her yerinden…
Söyler!
Sakınmaz!