“O kadar çocuk eğitimi üzerine kitaplar okuyorum ama sorunlarıma çare olmuyor. “
“Hocam direkt yapmam gerekeni söyle Allah aşkına, kitap oku falan deme bana.”
“Bak senin tavsiye ettiğin bütün kitapları okudum ama olmuyor, öyle bir dünya ve öyle bir çocuk yok işte!”
Bazen hiç kitap okumamak, bazen de okumayı araç yerine amaç görüp, ona kutsallık atfedip, sanki oradan çıkan bir elin problemlerinizi çözmesini beklemek hayal kırıklığı yaşatır.
Hiçbir sorunun hokus pokus çözümü yok. Sihirli bir değnek arar gibi tek cümlelik, üç beş kelimelik çözüm önerileri aramayalım.
Çocuk eğitimi üzerine ya da aile ve kişisel gelişim üzerine okuyacağımız kitapları bir bütün olarak okuyalım. İşimize gelen sadece sorun yaşadığımız kısma yoğunlaşmayalım.
Çocuğumla şuan alt ıslatma problemi yaşıyorum, eveeett sayfa 88 de anlatıyor. Tamam bunları yapayım problem çözülsün.
Imm okul reddi yaşıyor çocuğum; evet sayfa 103 de kreşe alışamayan çocuğa nasıl yaklaşılmalı o anlatılıyor, hemen öğreneyim de kurtulayım şu sorundan…
Aaa bak eşimi eve bağlamak için şunları yapmam lazımmış, dur bir de bunu deneyelim vs.vs..
Hayır! İşte bu şekilde sorunlarınıza çözüm bulmanız çok zordur. Sorun gördüğünüz durumların temelde yatan nedenine BÜTÜNCÜL bakılmalıdır.
BÜTÜNCÜL BAKIŞ: Sadece o anda patlak veren soruna geçici olarak çözüm bulmaya çalışmak değil, sistemin tamamına bakmaktır.
Anne ile ilişki,
Baba ile ilişki,
Aile içi ilişki ve iletişim,
Sorunu yaşayan tarafların bireysel geçmişleri,
Şuan bulundukları çevre ve kültürel ortamları,
Değerleri ve inançları,
Bilgi birikimi,
Mizaç ve yatkınlıkları,
Beslenme ve sağlık durumları vs vs..
her birini bir bütün olarak ele almak gerekir.
Bütüncül bakmaya çalıştığınızda sadece kendi çocuğunuza değil genel manada çocuk kimdir, neyi neden yapar diye GENİŞ bakarsınız..
Sadece eşinize, annenize, babanıza, kayınvalidenize değil tüm insan çeşitlerine bakar ve onlara karşı bakış açınızı yeniden formatlarsınız.
Evet okuduklarımızı bir bütün olarak ele almalıyız. O zaman parçaları birleştirerek bütüne yani çözüme ulaşmaya başlarız.
Ebubekir Ertem