Okula gitmeyi reddetmek gibi zor bir sorunla başa çıkmak
Çocuğunuz okula gitmeden hemen önce karnının ağrımasından mı şikayet ediyor? Eğer çocuğunuz evde kalırsa belirtiler ertesi sabah yeniden ortaya çıkmak üzere yok oluyor mu? Çocuğunuzu okula göndermeye çalıştığınızda bir öfke patlaması mı yaşıyor?
Eğer öyleyse çocuğunuz okula gitmeyi reddediyor olabilir. Okula gitmeyi reddeden çocuklar okula gitmek ve okulda kalmak konusunda, genellikle bir kaygı sorununa bağlı olarak, büyük zorluk yaşarlar. Ebeveynler çoğunlukla çocuklarını okula göndermek için büyük zaman ve enerji harcasalar da bu konuda başarılı olamazlar.
İşte atabileceğiniz bazı adımlar.
Fiziksel nedenleri kontrol edin.
Eğer çocuğunuz fiziksel belirtilerden yakınıyorsa onu bir doktora götürün. Çocuğunuzda fiziksel bir sorun olması pek olası değildir ama yine de bu varsayımı yapıp daha sonra yanılmak istemezsiniz.
Çocuğunuzla konuşun.
Onun neyin rahatsız ettiğini konuşurken aynı zamanda okula dönmesi için bir plan yapılacağını da açıkça belirtin. Yine de bazı çocukların kendilerini neyin rahatsız etiğini tarif edemeyebileceğini aklınızda bulundurun. Eğer bir yere varmayacak gibi görünüyorsa sohbet etmeye zorlamayın. İletmeniz gereken en önemli mesaj şudur: çocuğunuzun bu sorunu aşabileceğine inanıyorsunuz ve onun bunu aşmasına yardım etmek için yanında olacaksınız.
Ders vermeyin.
Okula gitmenin önemi hakkında uzun konuşmalardan ve tartışmalardan kaçının. Ders vermek faydalı olmayacaktır ve hatta işleri daha da kötüye götürebilir. Her türlü uyarı, özellikle de olumsuz uyarı bir sorunu pekiştirmeye ve sürdürmeye katkıda bulunabilir.
Dedektifi oynayın.
Çocuğunuz hastalıktan şikayet ettiğinde davranış kalıplarına bakın. Karın ağrısıyla mı yoksa baş ağrısıyla mı uyanıyor? Meşgul olduğunda ve oyalandığında bu şeylerden şikayet ediyor mu? Cumartesileri kendini hasta hissediyor mu? Tarafsız olun ve dedektifi oynayın. Bunu, sezdirmeden, suçlayıcı olmadan yapın; çocuğunuzu kendini savunmaya zorlamanın hiçbir anlamı yoktur. Çocuğunuzun okuldan kaçınmasına neyin sebep olduğuna dair ipuçları arayın.
Bir konferans düzenleyin
Her iki ebeveyn de öğretmenle ve/veya okuldaki rehber öğretmenle görüşmelidir. Bu, okula, sizin de sürece dahil olduğunuz ve bu sorun üzerinde çalışmaya kendiniz adadığınız mesajını verir.
Açık fikirli olun
Öğretmenin ya da okulun yanlış bir şey yaptığına dair önyargılı olmayın. Benzer şekilde öğretmenler de sorunun ebeveynlerden kaynaklandığını varsaymamalıdırlar. Stres düzeyi yüksekken parmağımızı uzatıp birini suçlamayı istemek doğaldır ama bu, sorunu çözmeye yaramaz. Gerçeğe dayalı tüm korkulara, örneğin zorbalık gibi, değinildiğinden ve bunların düzeltildiğinden emin olmak önemlidir.
Evde kalmayı cazip hale getirmeyin
Eğer gerçekten hastaysa doktora gitmesi gerektiğini, yatakta kalıp dinlenmesi ve televizyonun kapalı olması gerektiğini vs. çocuğunuza anlatın. Televizyon ve bilgisayar oyunlarının yasak olduğuna dair kurallar koyun. Bu çok klişe bir tavsiye gibi gelebilir ama pek çok çocuğun evde kalıp koşulsuz bir hüküm sürdüğünü, canları ne isterlerse yaptıklarını gördüğümde çok şaşırdım. Eğer çocuğunuzla birlikte evde kalırsanız çokça fazladan ilgi ve sempati göstermemeye dikkat edin. Bu kulağa acımasızca gelebilir ama evde kalmanın cazip hale gelmesini istemezsiniz.
Bir öğrenme ortamı yaratın.
Eğer çocuğunuz okula gitmediyse, evde kaldıysa ve hasta değilse, bir masada oturarak kitap okumasını, ders çalışmasını vb. sağlayın. Genç ergenler için de uyuyarak atlatma konusunda sınır koyabilirsiniz çünkü bu yaştakiler için bu çok caziptir. Bu önerilerden bazıları çalışan ebeveynler için uygulaması zor olabilir ama elinizden gelenin en iyisini yapın. Çalışmayan bir arkadaşınızın, akrabanızın ya da komşunuzun kısa süreliğine yardımını almayı düşünün.
Önden bir hastalık politikası belirleyin.
Örneğin, ateşlenmediği sürece çocuğunuzun okula gitmesi gerektiğine dair bir kural koyun. Eğer gerçekten hastaysa okuldaki hemşire durumu değerlendirebilir ve gerekliyse onu eve gönderebilir. Sabahın karmaşasında herkesi okula ve işe hazırlarken bu, ebeveyn ve çocuk arasındaki güç mücadelesini ortadan kaldırır ve bu iyi bir şeydir. Sıklıkla, mücadelenin kendisi çocuklar için pekiştirici olabilir çünkü çok fazla ilgi görürler. Aynı düsturla, eğer doktor hiçbir sağlık sorunu tespit etmediyse fiziksel semptomları tartışmakla vakit kaybetmeyin.
Destek alın.
Durum çözülene kadar çocuğunuzu başka birinin okula götürmesi olasılığını düşünün. Çünkü böyle durumlarda duygular çok yoğun olur ve çocuğunuzu okula gitmeye zorlama görevinden kendinizi kurtarmak faydalı olabilir. Eğer anneyle ilgili bir ayrılık kaygısı da varsa örneğin babanın çocuğu okula götürmesini sağlayın. Ya da çocuk okula başarılı bir dönüş yapıncaya dek bu geçiş zamanlarından bir arkadaş ya da başka bir aile üyesi sorumlu olsun.
Çocuğunuzun okula devam konusunda yoğun biçimde sıkıntı yaşadığını görmek üzücü olsa da sakin ve destekleyici ama yine de taviz vermeden kalmaya özen gösterin. Unutmayın, çocuğunuzun okula gitmesi gerek; okul, çocukların yalnızca zihinsel olarak değil duygusal ve sosyal olarak da olgunlaştıkları yerdir. Yukarıdaki önerileri takip ettiğinizde çocuğunuzun okuldaki kaygıyı aşacağına ve süreç boyunca, kendisinin sabretme ve zor bir durumla baş etmek için çok çalışma becerisine takdir duymayı öğreneceğine inanmak için her türlü sebep vardır.
Kaynak: Barbara Markway